10 Şubat'ta yola çıkan ve iki buçuk ay boyunca Irak'ta kalan Keşkek ile, İşcan, savaşa dair tanıklıklarını, bugün Türkiye Makine Mühendisleri Odası Birliği'nde (TMMOB) düzenledikleri bir basın toplantısıyla anlattılar.
"Dünyaya yanlış bilgi aktarılıyordu"
Irak'taki savaş süresince "Daura Petrol Rafinerisi"nde kalan Keşkek ve İşcan, "söylenenin aksine, savaşta sivil halkın yaşadığı bölgelere, her gün bombardıman düzenlendiğini ve binlerce sivilin hayatını kaybettiğini," vurguladılar.
"Saddam Hüseyin heykelinin yıkılmasından, havaalanının alınmasına, askerlerin Iraklı çocukları sevmesinden, insanlarla futbol maçı yapmalarına kadar" yayınlanan birçok görüntüyü, "koalisyon güçlerinin, kendi propagandaları doğrultusunda hazırladıkları bir tiyatro" olarak değerlendiren Keşkek ve İşcan, "ABD ve İngiliz basınının, savaş boyunca tüm dünyaya yanlış bilgi aktardığını, gerçekleri yansıtmadığını" belirttiler.
Şu anda Ürdün ve Irak'ta bulunan canlı kalkanlarla sürekli temas halinde olan Keşkek ve İşcan, "Irak halkının hala, silahlı veya silahsız bir şekilde koalisyon güçlerine karşı direndiklerini, her gün Bağdat Meydanı'nda toplanan yüzlerce Iraklının, ABD işgalini protesto ettiğini" ifade ettiler.
"Irak'ta insanların, susuzluktan ve açlıktan öldüğünü" söyleyen Keşkek ve İşcan, "yurtdışından gelen yardımlara, ABD askerleri tarafından el konulduğuna, ABD askerlerine ise kamyonlar dolusu yiyecek, içecek geldiğine" dikkat çektiler.
İşcan: Irak halkı bizim kadar şanslı değildi
"ABD'nin özgürlük operasyonunu 'katliam' olarak" nitelendiren Keşkek ve İşcan, "Irak halkının ABD'yi değil, yoksulluklarının son bulmasını ve gerçek bir demokrasi istediğini" anlattılar.
İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Fakültesi İngilizce Öğretmenli Bölümü öğrencisi olan Eylül İşcan, Irak'a gidiş nedenlerini söyle açıkladı:
"Irak halkının karşısında güçlü bir düşman vardı. Kendisini dünyanın tek gücü sanan ABD, Irak'ta bir savaş gerçekleştirmek istiyordu ve hiçbir haklı gerekçesi yoktu. Biz, savaşı durduramayacağımızı biliyorduk. Irak halkına destek olmak ve acılarını paylaşmak için gittik Irak'a. Dünyanın dört bir yanından insanlar, aynı amaç için oradaydık. Halk da, bizi sahiplendi..."
"Irak'ta kaldıkları iki buçuk ay boyunca, birçok kez ölümle burun buruna geldiklerini" belirten İşcan, "Orada, çok büyük katliamlar oldu. Yanı başımızda insanlar öldü. Biz şanslıydık, ama Irak halkı bizim kadar şanslı olamadı" dedi.
Yaşadıklarından sonra, içinde herhangi bir korkunun kalmağını, aksine duygularının nefrete dönüştüğünü söyleyen İşcan, tanık olduğu bir olayı şöyle aktardı:
"Birlikte kaldığımız canlı kalkanlar arasında ABD'li bir kadın vardı. Hala orada, hastanelerde gönüllü olarak çalışıyor. O kadını bir gün, Iraklı çocukların cesetleriyle konuşurken gördüm. ABD'li olduğu için onlardan özür diliyordu."
"Canlı kalkanların ve dünyadaki savaşa hayır protestolarının, Irak'taki direnişi beslediğini" belirten Cihan Keşkek ise, "Irak halkı, vatanını sattı " yönündeki görüşlerin, medya yönlendirmesi olduğunu, Irak halkının, savaşın başından beri hep direndiğini" açıkladı.
"ABD saldırılarının bundan sonra da devam edeceğini" söyleyen Keşkek ve İşcan, son olarak, "tüm insanları, Irak halkına destek olmaya ve ABD'ye karşı ortak bir cephe oluşturmaya" çağırdı.(NK)