Fotoğraf: TGS
Milliyet Genel Yayın Yönetmeni iken Mehmet Ali Ağca tarafından katledilen Abdi İpekçi unutulmadı. 44 yıl önce öldürüldüğü yerde ve mezarı başında anıldı. Ayrıca Milliyet gazetesine bir tören düzenlendi.
İpekçi için bir araya gelen gazeteciler Türkiye’nin bağımsız ve profesyonel gazeteciliğe her zamankinden çok ihtiyacı olduğunu söyledi.
İpekçi’nin ailesi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) gazetecinin İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’ndaki mezarı başındaydı.
Abdi İpekçi’nin kızı Nükhet İpekçi törende yaptığı konuşmada “Cinayet dosyalarının yeniden açılması, bir arkeolog titizliğiyle çalışılması, tuzaklar kuran, engel olan, duvar ören, üzerine toprak örtenlerin ortaya çıkartılması ne iyi olurdu. Abdi İpekçi henüz 30 yaşına varmadan yazdığı bir yazıda ‘Vatana borç, ne yedek subay vazifesiyle başlar ve biter. Vatana borç hayatımızla kaimdir. Doğduğumuz gün başlar, öleceğimiz güne kadar devam eder’ diye yazmıştı. Gazetecilik vazifesi boyunca hep bu anlayış ve vicdanla yaşarken onun öleceği günü planlayıp canını almasalar ne iyi olurdu” dedi.
TGC: Gazeteciler hedef gösterilmemeli
Fotoğraf: TGS
TGC Genel Sekreter, Sibel Güneş de burada yaptığı konuşmada “Abdi İpekçi’nin 44 yıl önce katledilmesinde rol oynayan siyaset-mafya ilişkilerini unutturmamak için bir aradayız” dedi. Güneş sözlerine şöyle devam etti:
“Abdi İpekçi, gazeteciliğini, halkın haber alma, bilgi edinme, gerçekleri öğrenme hakkına saygı göstererek yapmıştı. Doğruluğunu kontrol etmeden haber yayınlamamayı esas saydı. Abdi İpekçi’nin cinayetinde tetiği çektiren karanlık güçlerin hala ortaya çıkarılmamış olması günümüzde de gazetecilere yönelen tehditlerin sürmesinde önemli rol oynamaktadır.
“Abdi İpekçi cinayeti gazetecilik tarihi açısından bir dönüm noktasıdır. İpekçi’yi öldürenler, demokrasiye ağır bir zarar vermiştir. İktidar ve muhalefet temsilcileri bunu hiç unutmamalıdır. Günümüzde de demokrasinin tüm kurallarıyla işletilmesi için biz gazetecilerin görevlerini yapabilmesi gereklidir. Halktan, emekten, adaletten, özgürlüklerden yana olan gazetecilerin haber yapması engellenmemeli, gazeteciler siyasetçiler tarafından hedef gösterilmemelidir.
“Abdi İpekçi’yi bir kez daha sevgi ve saygıyla anarken ‘tüm zorluklara rağmen gazetecileri gazetecilik yapmaktan vazgeçmemeye’ çağırıyoruz. İktidar ve muhalefete, ‘gazetecilere yönelik saldırı ve cinayetlerdeki cezasızlık uygulamasından vazgeçilsin’ çağrımızı tekrarlıyoruz.”
TGS: Tarafgirliğin getireceği alkışlara minnet etmedi
TGS ise Nişantaşı Abdi İpekçi Anıtı önündeydi. Burada konuşan Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) Başkanvekili ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticisi Mustafa Kuleli, İpekçi’nin ülke ne kadar kutuplaşmış olursa olsun yansız ve ilkeli gazetecilikten asla taviz vermediğini belirterek “Abdi tarafgirliğin getireceği alkışlara minnet etmedi. Bir siyasi kampın sözcülüğüne, kahramanlığına soyunmadı. Hamasetin ve sloganların her yanı sardığı 1961-1979 döneminde dahi profesyonel gazetecilikte ısrar etti” diye konuştu.
Genel başkanlığını yaptığı Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın (TGS) Abdi İpekçi’nin yolundan ayrılmayacağını vurgulayan Kuleli “Onun gibi dürüst, yenilikçi ve dünyalı olacağız; çok seslilik ve demokrasiyi savunacağız. Seninleyiz Başkan. Evlatların seni unutmayacak” ifadelerini kullandı.
TIKLAYIN - Gazeteci Abdi İpekçi Cinayeti
Abdi ipekçi hakkında9 Ağustos 1929’da İstanbul'da doğdu. Galatasaray Lisesini bitirdi. Bir müddet hukuk eğitimi aldı. Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan'ın çıkardığı Milliyet3te 1954'te yazı işleri müdürlüğü görevine başladı. 1961'den öldürüldüğü 1979'a kadar aynı gazetenin genel yayın yönetmenliğini yaptı. Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı genel sekreterliği gibi görevlerde bulundu. İpekçi, gazetecilere önemli haklar kazandıran 212 Sayılı Yasa’nın da mimarlarındandı. 1 Şubat 1979’da Ankara'da Başbakan Bülent Ecevit ile görüşen İpekçi, İstanbul'a döndükten sonra akşam evinin yakınlarında arabasında Mehmet Ali Ağca'nın kurşunlarının hedefi oldu. Suikast anında direksiyon başında olan İpekçi'nin aracı, kontrolden çıktı ve elektrik direğine çarparak durabildi. Olay sonrası hastaneye kaldırılan İpekçi 50 yaşında hayatını kaybetti. Ağca 25 Haziran 1979'da yakalandı. Bir süre sonra da Maltepe Cezaevi'nden firar etti. 13 Mayıs 1981'de Papa 2. Jean Paul'e suikast girişimde bulundu. İtalya'da 19 yıl cezaevinde kaldı. 2000'de Türkiye'ye iade edildi. 18 Ocak 2010'da serbest kaldı. |
(HA)