Kuruluşun sitesinde Ayetullah Mahmud Haşemi Şahrudi ve İran'in Birleşmiş Milletler nezdinde daimi temsilcisi büyükelçi Muhammed Kjaved Zarif'e gönderilmek üzere bir metin bulunuyor.
Bu adreslere gönderilebilecek metinde, Uluslar arası Politik ve Sivil Haklar Sözleşmesi'yle Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Savunucuları Deklarasyonu'na atıfta bulunarak Dr Abbasgholizadeh'nin tutukluluk koşullarının standartlara uygun olması talep ediliyor ve durumun takipçisi olunacağı bildiriliyor.
Önce İnsan Hakları'nın Uluslararası Programlar direktörü Neil Hicks, "İran'daki otoriteler, Dr. Abbasgholizadeh gibi sivil toplum liderlerini hedefleyerek, laik aktivistlerle dini reform için çabalayanlar arasındaki ayrımı kaldırıyor ve kendi belirledikleri politikalardan ayrılan görüşlere hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini gösteriyorlar. Bu tutum, hem İran toplumu, hem de ülkedeki insan hakları durumu için elbette ki yıkıcı sonuçlar doğuracaktır," diyor.
Dr. Abbasgholizadeh, muhafazakar uygulamalarıyla tanınan Tahran başsavcısı Saeid Mortazavi'nin emriyle tutuklandı ve 1 Kasım'dan beri bilinmeyen bir hapishanede, ailesi ya da avukatıyla dahi görüştürülmeden göz altında tutuluyor.
Dr. Abbasgholizadeh'nin gözaltına alınması Londra'da düzenlenen Avrupa Sosyal Forumu'nda yaptığı konuşmanın hemen ardından gerçekleşti.
Abbasgholizadeh konuşmasında şöyle diyordu: "Bizler, özel hayatımızla ve geleceğimizle ilgili kararları kendimiz almak istiyoruz; erkeklerle aynı, tam yurttaşlık hakkı istiyoruz; erkekler gibi, sosyal aktivitelere katılma hakkı istiyoruz; nasıl giyineceğimizi kendimiz seçmek istiyoruz; sevme hakkı, hayatı doya doya yaşama hakkı ve insan haklarımızı istiyoruz."
Kadının toplumdaki yeri İran'da her zaman politik bir mücadele alanı oldu. Mollalar yönetime geldiklerinde, geleneksel erkek egemen değerleri yükselterek ve kadınları zorla kapatarak toplumun büyük bir kesiminden diğer politikaları için destek gördüler.
Kadın hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri, her ne kadar kadınları baskı altına alan ve karşı oldukları geleneksel kültürel değerleri İslam'ın gereklerinden ayırsalar da, çalışmalarıyla mollaları destekleyen kesiminin gücünü sorguladılar ve böylece üzerlerindeki baskılar arttı.
Zaten İran'daki reformcular son 5 yıldır gitgide artan otorite baskısının hedefi halindeler. Bağımsız yazılı basın ve parlamento, mollaların destekçileri tarafından susturuldular. 1997 ve 2001'deki seçimleri açık farkla kazanmasına rağmen, reformcu başkan Muhammed Hatemi ikinci ve son başkanlık döneminin sonunda oldukça güçsüz ve yalnız.
Muhafazakar yasama organları ve İslam hukukçuları son zamanlarda sivil toplum örgütlerini ve demokratikleşme isteyen İnternet sitelerine erişimlerini engelledi.
İnternet İran'da, ifade özgürlüğünün kullanılabildiği tek mecra olarak ortaya çıkmıştı ama son zamanlardaki baskılarla bu özelliğini yitirdi.
Önce İnsan Hakları kuruluşunun sitesini ziyaret ederek, kadın hakları savunucusu ve gazeteci Dr. Mahboubeh Abbasgholizadeh'nin tutuklanmasını protesto etmek mümkün. (AB/BA)