Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde düzenlenen "savaş" konulu panelde konuşan Sancar, ABD'nin mazlumlara, ezilenlere ait olan özgürlük ve demokrasi kavramlarını gasp etmeye çalıştığını ifade etti.
"BM kararı sürpriz değildi"
ABD'nin kendi kamuoyu önünde meşruiyet sağlamak için "Irak'a özgürlük götüreceğiz, demokrasi götüreceğiz" vaatlerinde bulunduğunu söyleyen Sancar, "Birleşmiş Milletler (BM) kararlarının hiçe sayılmasının ise sürpriz olmadığını" belirtti.
Savaşın tüm dünya halklarına rağmen başlatılmasının savaş karşıtlarını karamsarlığa ittiğini ama bunun mücadelenin bittiği anlamına gelmediğini söyleyen Sancar, "Savaşı durduramamak insanları nihilizme, hiçliğe ve yılgınlığa yöneltebilir. İşte kaçınmamız gereken bu durumdur" dedi.
"Naklen vahşeti izliyoruz"
Sancar şöyle konuştu:
* Gözümüz önünde cereyan eden, 1991'deki ilk naklen savaş görüntüsü o zaman sadece CNN'den verilmişti. Şimdi onun dışında başka kanallar da var. Dolayısı ile, görüntü rekabeti de var. Ve tam anlamıyla naklen vahşeti izliyoruz.
* Bu savaşın meşruiyeti tartışması yapılıyor ama, ben bu tartışmanın ciddiye alınması gerektiğini düşünmüyorum. Çünkü ABD hiçbir zaman uluslararası hukuku ciddiye almadı.
Meşruiyet tartışmasına girdiler ama, iddialarını kabul ettiremeyince de kendi çıkarları doğrultusunda bildiklerini yaptılar. 11 Eylül'den sonra çok belirgin bir şekilde aynı tavrı sürdürdüler dünyaya ve kendi kamuoylarına karşı...
* Saldırıda ABD, İngiltere, İspanya demeye gerek yok çünkü bu savaşta ABD dışındakiler tamamen yanaşmadır.
Kapitalizm, kriz ve savaş
* Dünya kamuoyunun yüzde 70-80'i bu savaşa karşı. BM bu savaşı onaylasaydı bile bu savaşı meşrulaştıramazdı. Savaşa sadece hukuki bir boyut kazandırırdı.
* Savaşın tek nedeni petrol değil. ABD'nin dünyayı uluslar arası sermaye için engelsizleştirme çabasından kaynaklanıyor bu savaş. Ve 11 Eylül, ABD stratejistleri için bulunmaz bir fırsat oldu.
* Kapitalizm krizsiz, kriz savaşsız olamıyor. Birinci ve ikinci dünya savaşları da bunun bir sonucudur. (BB/NK)