Chomsky, iki yıl kadar önce Diyarbakır'a geldiğinde, tesadüfen (!) aynı gün kentte olan Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Adana Konsolosu, Ankara'daki Büyükelçilerinin talebi üzerine otele kadar gidip Chomsky'i ziyaret etmiş. Kendisiyle sohbetimizde de demişti ki; bizde böyledir. Muhalif de olsa o bir ABD vatandaşıdır. Nezaketen bir sorunu veya bir ihtiyacı var mı, diye sorulur.
Dijital ağlarla örülü
Bu kez Eylül ayıyla birlikte 8. uluslararası İstanbul Bienali çerçevesinde Şiirsel Adalet konulu çalışmasıyla ABD vatandaşı Dan Cameron önce İstanbul'a sonra da Diyarbakır'a geldi.
Cameron "Dijital ağlarla örülü ve küresel bir köye dönüşen dünyanın" sanatçılarda yaratacağı bakış açısı farklılıklarını sorgulamak amacında olduğunu ifade ediyordu!
Adaletin kavramsal manada tartışıldığı bu günlerin dünyasında neden acil bir mesele halini almıştı adalet? Belki de küresel dünyada küresel adalete ihtiyaç vardı da ondan...
Ama doğrusu kimseler de bu mümkün müdür diye de soramıyordu! Ya da Dan Cameron adaletin, şiirsel adaletin sorgulanmasının mümkünatını mı araştırıyordu?
Öldürdüğün silahla ölürsen
Şiirsel adalet başlık olarak, aynı isimle anılan edebiyat yönteminden ortaya çıkmıştı. Bu yöntemde, bir karakterin veya grubun başına gelenler, aynı karakter veya grubun daha önce yaptıklarıyla belirgin manada ironik benzerlikler taşıdığını ifade ediyordu.
Mesela bir katil daha önce başkalarını öldürdüğü silahla ölürse, işte şiirsel adalet budur. Buradaki ironi, sadece işlenen suç cezalandırılmış olmaz, aynı zamanda cezalandırmanın araç ve kapsamı tanrısal bir mesaja da dönüşmüş olur. İşte şiirsel adalet...
Bu denli net bir adalet anlayışını takip etmek, bugün gelişmiş ülkelerin şiddetin kaynağı olarak gördükleri azgelişmiş ülkelerde sergilemek, demek ki Dan Cameron gibi sistem muhaliflerine ya da Chomsky gibi medya gladyatörlerine düşüyor. Amerikan usulü demokrasi de bu olsa gerek.
Kültür çıkarması
Ama bence burada asıl tartışılması ve de sorgulanması gereken; ABD, 11 Eylül'deki ikiz kuleler olayından sonra neden kendisine muhalif olanlara bu denli kolaylıklar sağlıyor.
Mesela Dan Cameronun bizzat kendisi de Diyarbakır'daki söyleşisinde "Şiirsel Adalet" projesinin New York'tan İstanbul 'a, oradan da Diyarbakır'a taşınmasının bizzat ABD tarafından finanse edildiğini ifade etti.
Aynı benzer şeyleri bütün muhalif duruşuna karşın ABD üniversitelerinde ders verdiğini ve ABD'den maaş aldığını Chomsky'de belirtmişti.
Yoksa günah mı çıkarılıyor? İnsan ister istemez sormadan edemiyor? ABD neden muhalif entelektüelleriyle azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelere kültür çıkarması yapıyor. Yoksa amaç ABD'nin şahsında yaratılan uluslar arası olumsuz etkileri yumuşatmak mı? (ŞD/NM)