"Kürtaja erişim insan hakkıdır" (Fotoğraf: Bryan Dozier / AA - Washington)
ABD'de Yüksek Mahkeme'nin ülkede kürtajın anayasal bir hak olmasının temelini oluşturan 1973 tarihli "Roe-Wade kararını" bozmaya hazırlandığı haberlerinin ardından pek çok kişi geçtiğimiz hafta sonu Yüksek Mahkeme yargıçlarının evinin önünde protesto düzenledi.
Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki de dün (9 Mayıs) düzenlediği günlük basın toplantısında konuya değinerekson dönemde yaşanan kürtaj tartışmalarının kadınların seçim haklarını ellerinden almaya yönelik olduğunu söyledi.
Ülkedeki birçok Cumhuriyetçi ismin kürtaj karşıtı tavırlar takındığına işaret eden Psaki, "Ciddi risk altındayız. Birçok kişi, kadınların seçim hakkını ellerinden almaktan bahsediyor" ifadelerini kullandı.
Psaki, kürtajı "anayasal hak" olarak tanıyan mahkeme kararının yasalaşmasına yönelik Demokratların çabalarına da dikkati çekerek, "Kongre, bu yasayı onaylarsa Başkan Joe Biden da onaylar" dedi.
Ne olmuştu?
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Politico haber sitesinin 2 Mayıs 2022'de yayımladığı ve mahkemenin muhafazakar yargıçlarından Yargıç Samuel Alito'nun kaleme aldığı taslak görüşte, 1973 tarihli "Roe-Wade kararı" olarak bilinen ve ABD'de kürtajın anayasal bir hak olmasına temel teşkil eden kararın "açıkça yanlış olduğu ve kaldırılması gerektiği" belirtiliyor.
Sızdırılan taslak görüşte, Roe-Wade kararının "açıkça yanlış", "gerekçesinin son derece zayıf" ve "toplumsal anlamda zararlı sonuçları olduğu" ifade ediliyor, "kürtaj hakkının ülke tarihinde ve geleneklerinde köklü bir yerinin olmadığı" değerlendirmesinde bulunuluyor.
Yüksek Mahkeme'nin Temmuz başında söz konusu kürtaj görüşünü açıklaması beklenirken, basına sızan söz konusu belge, ABD medyasında geniş yankı buldu ve özellikle liberal kesimde tepki çekti.
Başta Biden ve Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi olmak üzere Demokratlar taslağa sert tepki gösterirken Cumhuriyetçiler her eyaletin kürtaj konusunda kendisinin karar vermesi gerektiğini savunuyor.
Dünyada durum ne?
ABD'deki gelişmeler bağlamında Council on Foreign Relations Kadın ve Dış Politika ekibinin "Kürtaj hukuku: Küresel karşılaştırmalar" başlıklı makalesine göre, "son elli yılda özellikle endüstrileşmiş ülkelerde kürtaj yasalarının serbestleşmesi yönünde bir trend mevcut."
Makale dünyadaki son duruma ilişkin özetle şu bilgileri paylaşıyor:
"Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) göre, dünyada her yıl yaklaşık 73 milyon kürtaj yapılıyor. Bu, dünya çapında her bin kadın için yaklaşık 39 kürtaj anlamına geliyor. Söz konusu rakam 1990'dan bu yana dikkate değer bir değişim göstermedi. Bu rakamlar, kürtaj konusunda daha az kısıtlama olan ülkeler ile daha çok kısıtlama olan ülkeler arasında değişiklik gösteriyor:
1990-1994 ve 2015-2019 dönemlerinde (Çin ve Hindistan hariç) kürtajın genel olarak yasal olduğu ülkelerde ortalama kürtaj oranı yüzde 43 azalmış. Aksine, kürtaj konusunda sert kısıtlamaların ülkelerde ortalama kürtaj oranı yaklaşık yüzde 12 artmış.
"Özgürlükçü yasaların olduğu ülkelerde gerçekleştirilen kürtajların yaklaşık yüzde 90'ı güvenli kabul edilirken bu oran kürtajın yasak olduğu ülkelerde yüzde 25'e düşüyor. DSÖ'ye göre, dünya çapında gebelikte anne ölümlerinin yaklaşık 5 ila 13'ü güvenli olmayan kürtaj işlemlerinden sonra ortaya çıkan komplikasyonlar sebebiyle meydana geliyor. Söz konusu anne ölümlerinin ise büyük bir çoğunluğu gelişmekte olan ülkelerde yaşanıyor.
"Kürtajın yasal statüsü bölgeden bölgeye değişiklik gösterse de ülkelerin büyük bir çoğunluğu en azından belli şartlar altında kürtaja izin veriyor. Dünya çapında iki düzine ülke kürtajı tamamen yasaklamış durumda. Endüstrileşmiş ülkelerin çoğu hiçbir kısıtlama olmadan kürtaja izin veriyor. 100 kadar ülke ise sosyo ekonomik sebepler, kadının beden ve ruh sağlığına yönelik riskler ve fetustaki anomaliler de dahil olmak üzere sınırlı durumlarda kürtaja izin verme yoluna gidiyor. Öte yandan, fetustaki anomaliler sebebiyle muafiyet konusundaki hukuki dilin çoğu zaman belirsiz olması kürtaj yapıp yapmama konusunda sağlık çalışanları açısından da belirsizlik yaratıyor.
ABD'de ne zaman yasal oldu?
"ABD, 1970'li yıllarda Batı Avrupa'daki bir dizi ülke ile birlikte kürtaj kanunlarını serbestleştiren ilk ülkelerden biri olmuştu.
"ABD Yüksek Mahkemesi 1973'teki 'Roe ve Wade' kararında ilk üç aylık dönemden sonra düzenlemeye izin vermek ile birlikte anayasanın kadınlara kürtaj olmayı seçme hakkı tanıdığına hükmetmişti. 1992'de 'Planlı Ebeveynlik ve Casey' kararı bu hakkı yeniden teyit etmiş, fakat bekleme süresi ve ebeveyn onayı zorunluluğu gibi ek kısıtlamalar getirmişti.
"Casey kararından bu yana kürtajı düzenleyen eyalet kanunları farklılık gösteriyor. Bazı eyaletler kürtaja erişim hakkını koruyan yasalar geçirirken diğerleri kürtaj hizmeti sunanlara yönelik meşakkatli kısıtlamalar getiriyor ve daha erken dönemlerde kürtajı yasaklamaya çalışıyor.
Küresel trend serbestleşme yönünde
"Kürtaj konusundaki küresel trend serbestleşme yönünde. 2000 yılından bu yana 38 ülke kürtaj kanunlarında değişikliğe gitti ve bir ülke (Nikaragua) hariç bütün bu ülkeler kadınların kürtaj hizmetlerine ulaşabilmesi için yasal dayanakların kapsamını genişletti.
"2020'den beri Arjantin ve Tayland gebeliğe ilişkin bazı sınırlamalar getirmekle birlikte kürtajı yasallaştırdı, Meksika ve Güney Kore kürtajı suç olmaktan çıkardı ve Yeni Zelanda kürtaj konusundaki kısıtlamaları yumuşattı. En son, Latin Amerika'da büyüyen 'yeşil dalga'nın son göstergesi olarak Kolombiya istenildiğinde 24 haftaya kadar olan gebeliklerin sonlandırılabilmesine olanak sağlayarak kürtaj yasağını kaldırdı.
TIKLAYIN - Kolombiya'da kürtaj yasağı kalktı: Peki ya Latin Amerika?
Avrupa'dan iki örnek
"İrlanda: 2018 yılında İrlanda parlamentosu 12 haftadan önce ve annenin sağlığının risk altında olduğu durumlarda gebeliğin sonlandırılmasını yasallaştırdı. Bundan önce İrlanda Avrupa'daki en kısıtlayıcı kürtaj kanunlarından birine sahipti. 1983 yılında yapılan bir anayasa değişikliği ile kürtaj etkin bir şekilde yasaklanmıştı. 2012 yılında acilen kürtaj olmasına izin verilmeyen Savita Halappanavar'ın ölümü kamuoyundaki tartışmayı yeniden alevlendirdi ve söz konusu anayasa değişikliğini iptal etmek için ülke çapında bir referandumu beraberinde getirdi. Katılımcıların yüzde 66'sı kürtaj yasağının kaldırılması yönünde oy kullandı. 2019'da Birleşik Krallık'ın bir parçası olan Kuzey İrlanda'da kürtaj yasallaştı. İngiltere, İskoçya ve Galler'deki doktorlara kürtaj yapma yetkisi veren 1967 tarihli Kürtaj Yasası'nıın kapsamı Birleşik Krallık parlamentosundaki oylamanın ardından Kuzey İrlanda'da da geçerli olacak şekilde genişletildi.
"Polonya: 2020'de Polonya'nın Anayasa Mahkemesi fetustaki bozukluklar sebebiyle gerçekleştirilen kürtajların anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Bu kararla birlikte Polonya Avrupa'nın en kısıtlayıcı kürtaj yasalarından birine sahip oldu. Çünkü karar öncesinde Polonya'da gerçekleştirilen kürtajların büyük bir kısmı fetustaki bozukluklar sebebiyleydi. Karara tepki olarak yüz binlerce kişi sokaklara döküldü fakat yasa yürürlükte kalmaya devam etti. Polonya yasaları tecavüz, ensest ve hayati tehlike içeren gebelik durumunda hala kürtaja izin veriyor olsa da söz konusu karardan bu yana doktorların yasal kürtaj yapma konusunda isteksiz olduğu haberleri geliyor. Hükümetin aceleyle veya yeterince sebep olmadan kürtaj yaptıklarına karar vermesi halinde doktorlar 3 yıla kadar hapis cezası alabiliyor."
TIKLAYIN - Güvenli kürtaj hakkı, kişinin yaşam hakkı
(SD)