Medya alanında da faaliyet sürdüren Springer grubu, Bild ve Die Welt gazetelerinde çalışan muhabirlerinin işe girişte, Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İsrail ve Almanya aleyhinde haber yapmayacağına dair belge imzalattığı açıklandı.
Springer Grubu ile Kirch Grubu'nun Almanya'da Bild, Die Welt, Zeit, Der Spiegel gibi yayın organlarının yanı sıra televizyon kanallarında hisseleri bulunuyor. Grup, Almanya'nın yanı sıra Macaristan'da 10, Çek Cumhuriyeti'nde 12, Avusturya'da 2, İspanya'da 8, Romanya'da 5yayın organının hisselerine sahip.
Sansür çelişkisi
3 milyon üyesi ile Dünyanın en büyük konfederasyonlarından sayılan Verdi'nin Almanya Cumhuriyeti Medya Bölümü Başkanı ve Alman Gazeteciler Birliği yöneticisi Andreas Kohn, gazetecilerin işe girişi sırasında "... ülkeler aleyhinde haber yapmayacağım" imzasını sansür olarak görmediğini ve anayasa ile de çelişmediğini savundu.
Heinrıch Böll Vakfı'nın davetiyle Türkiye'den Berlin'e giden 10 Bianet yerel muhabiriyle görüşen Kohn, Anayasa'da basın özgürlüğü kadar Almanya'da iş akdi özgürlüğü de bulunduğuna dikkat çekti:
* Ben bunu doğru bulduğumu söylemiyorum. Ama o gazeteciler, sözleşme ile bunu kabul ediyorsa, bu onların sorunu.
* İstemeyen Springer grubunun başka bir gazetesinde ya da daha farklı bir gazetede çalışabilir. Tercih hakları var. Ve bu o gazetecilerin tercihi.
* Bu nedenle anayasanın 5. maddesi ile iş akdi sözleşmesi arasında sansür yönünden bir çelişki yoktur. Bu gizli bir durum da değildir. Okuyucular da haberlerden bunu anlayabiliyor.
Medyada kriz
Kohn, gazetecilerin işe girişlerinde Almanya ve İsrail devletine karşı, özgür ve demokratik yapılarına karşı yazı yapmayacaklarını içeren taahhütlerin, 11 Eylül saldırısından sonra ABD'yi de kapsadığını kaydetti.
Alman medyasının beş grubun tekelinde bulunduğunu belirten Kohn, medya krizinin ülkede etkisini göstermeye başladığına, bin çalışanı bulunan Springer grubunun çalışanların dörtte birini işten çıkartma kararı aldığına dikkat çekti.
Kohn'nın açıklamalarının satır başları şöyle:
* Almanya'daki sosyal güvence kapsamı ve işsizlik sigortasının varlığı nedeniyle; işten çıkartılmalara karşı sendika olarak yaptırım uygulamamız mümkün olamıyor.
İşten çıkarılana kurs
* Yapabildiğimiz tek şey, işten çıkartılanların kendilerini bilgi birikimi, teknolojik ve vasıf olarak geliştirmelerini sağlayacak kurslar düzenlemektir. Bu kurslara katılanlar kendilerini daha fazla geliştirebildikleri için işten atılma oranları azalıyor ya da başka bir iş bulma şansları artıyor.
* Medya alanındaki tekelleşme haber alma, haber vermeyi, özgürlükleri, demokrasiyi daraltan bir alan yaratıyor. Alman medyasının yüzde 20-22'lik oranı Springer ve Kirch gruplarında.
* Sansür konusunda belli bir anayasal madde var. Ve bana göre Almanya'da basın ve fikir özgürlüğü de var. Ayrımcı, ırkçı olmadığı sürece her şeyi dile getirebilirler. Ama elbette gazeteler hangi gruba bağlı ise onun belli politikaları insanları (gazetecileri) sınırlayabilir.
* Gazeteciler sansürle karşılaşması halinde konuyu Redaktörler Konseyi'ne götürebilir. Konsey hemen toplanır ve başvuruyu değerlendirir. (AB/NM)