11 Eylül saldırılarından hemen sonra gelişen olaylarla ABD ve Türkiye ilişkileri farklı bir seyir aldı. 11 Eylül'ün ardından Türkiye'nin öneminin arttığını iddia edenler, kotaların sert bir hamle ile kaldırılabileceğini öne sürerken bazı gelişmeler de dikkat çekiyor.
Türk tekstil sektörü; gelişmelerden umutlanarak, Amerika ile serbest ticaret antlaşması imzalamak ve ABD'nin uyguladığı haksız kota uygulamasının kaldırılması için yoğun çalışmalar içinde. Her fırsatta ABD'nin tekstil kotalarını kaldırmamasından şikayetçi olduğunu dile getiren sektör, kotaların kaldırılması için Türkiye İhracatçılar Meclisi, ticaret odaları, örgütlü tüm dernekleri ve Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı ile yoğun bir çalışma programı yürütüyor.
Ancak ABD'de rüzgarlar farklı esiyor. ABD'li firmalardan Türkiye'ye "Kotaların peşinde koşmaktan vazgeçin. Gelin teknolojik üretim yapan şirketlerin yan sanayisini oluşturun" çağrısı geldi.
Bu çağrının temelinde ABD'de teknoloji ile ilgili sektörlerin emek yoğun olmadığı mantığıyla kurulan altyapıların, bugün katma değer yaratmada zorlandıkları görülüyor.
ABD YEDEK PARÇA ÜRETMEKTEN VAZGEÇİYOR
ABD ise artık bilgisayar ve araba yedek parçası üretmekten vazgeçmek üzere. Katma değer, daha yüksek ve sosyal anlamda daha konforlu sektörlere kayıyor.
Compaq bile "biz artık bilgisayar değil IT şirketiyiz" diyor. Yani artık yüksek katma değerli yazılım ve güvenlik sistemleri üretecekler. Peki bilgisayar ve parçalarını kim üretecek? Elbette bizim gibi ülkeler. Otomotivde bile durum aynı. KOBİ sayısının ABD içinde bu sektörlerde az olması nispeten daha yumuşak bir rekabeti müjdeliyor.
Bankalardaki işlemlerde güvenlik sağlayan ABD'nin büyük kuruluşlarından Pentasafe güvenlik software (yazılım) firması direktörü To dd Tucker, sektörlerinde malzeme alımlarının tamamını yurtdışından yapmaya başladıklarına dikkat çekerek, şunları söylüyor:
"İnsan kaynağı ve önemlisi internet haberleşmesindeki güvenlik üzerine çalışıyoruz. ABD'de bizim sektörümüzde iş yapan tüm firmalar malzeme konusundaki alımlarını yurtdışından yapmaya başladılar. Bu konudaki potansiyeli 100 milyon adetle ifade edebilirim. ABD'de yeni ekonomi dediğimiz trendin ismini Türkiye de koymalı. Türkiye'nin bu konuda ciddi bir çaba göstermesi gerekiyor. İlk önce bilgi teknolojisinin eski tarafından başlayacak yani üretecek sonra bizim gibi hayal etmeye başlayacak."
Önce Dönüşümü Yüksek Ürünler
ABD'nin önemli teknoloji şirketlerinden Nola Nova Computer şirketi yöneticilerinden Dr O. Agustino ise farklı bir noktaya dikkat çekerek, Türk işgücünün dikkat etmesi gereken uyarılarda bulunuyor:
"Gelişmekte olan ülkelerde birbirine farklı veritabanı kullanmak adet haline geldi. Halbuki biz bir veri tabanı altında tüm ülkeyi birleştirme şansına sahip olduk. Bu ancak eğitimle olur. Tabii parayı da unutmamak gerekir. Gelişmekte olan ülkelerin ilk önce bilişimle ilgili eğitimlerini tamamlarken katma değeri düşük fakat dönüşümü yüksek ürünleri üretmeleri gerekir. Belki bu haksızlık gibi gözükebilir ama refaha ulaşmak için bize çalışmak zorundasınız."
Ünlülerin Hastanesinden Çağrı
Özellikle Teksas eyaletinde medikal teknolojinin kuvvetli olması, enjektörden tutun da ameliyat malzemelerine kadar yüksek bir talebi vaat ediyor. Hastanelerin yatak kapasitesinin yüksek ve çalışan sayısının çok olduğu Houston aynı zamanda siyasilerin ve ünlülerin sağlık için uğradığı tek yer. Yani kalite ve yüksek kazanç burada yatıyor. Methodist Hastanesi Başkan Yardımcılarından Valter Alexsio sağlık hizmetlerinde kullanılan malzemeler konusunda Türkiye ile işbirliği yapılabileceğine dikkat çekiyor. Bu konuda ABD'nin ithalata dayalı bir gelişim izleyeceğini vurgulayan Alexsio, ilgili Türk firmalarının bu pazarda çok iyi iş yapabileceği inancında.
Kâr Burada Yatıyor
ABD şirketleri "tekstili bırakın kar bu alanlarda yatıyor" diyorlar. Pek de haksız değiller. Onlar artık yeni ekonomiye tamamen yerleşirken Türkiye'nin bu trendi yan sanayii ile yakalaması gerekiyor. Çünkü bu sektör düşünüldüğünün aksine emek yoğundur. Yarattığı katma değer ve kar tekstille kıyaslanmayacak kadar yüksektir. O da döviz girişi sağlar ve en önemlisi talebi tekstile göre daha istikrarlıdır.
Amerikalılar tekstilden yeni ekonomiye geçişin mümkün olmadığını fakat bilgisayar ve medikal teknolojisinden yeni ekonomi ve yüksek katma değere geçişin daha kolay olduğunu söylüyorlar. Kimbilir, bize başka bir kurtuluş yolu gösteriyorlardır ama biz hala anlamamakta direniyoruz. Tekstilciler kızmasın.
Tekstilde lobicilik şart
Kâr pastasının sabit fakat bu pastanın talibinin fazla olması nedeniyle, ABD pazarında Türk firmalar açısından marka yaratmak ciddi bir sorun. Problem sadece kotalarda değil markalaşamamak da Türk tekstilinin problemi.
İstanbul piyasasında ABD'ye ihracat yapan firmalar, yüksek kalite ve yüksek fiyatlı mallar satıyor. Yurt sathında da durum bu. "ABD zor ama verimli bir pazar" diyor ihracatçılar. ABD 270 milyona varan nüfusu ve vatandaşlarının büyük harcama potansiyeli ile tekstil ürünleri ihraç eden ülkelerin iştahını açan bir ülke. Bilinen bir başka gerçek de bu ülkeye istediğiniz kadar mal satmakta zorluk çekilmesi. Tekstile uygulanan kotalar ve bu kotaların arkasındaki güçlü lobiler Türkiye'nin moralini bozuyor. ABD'de yeni bir adım atmak istiyorsak bu lobileri yumuşatacak, karşı lobi ataklarını yapmak, tekstil sanayicilerimizin görevlerinin başında gelmeli.
Dünyanın en büyük uluslararası limanlarından biri olan Houston'a 550 milyon dolarlık ihracat yapan Türkiye'nin tekstilde bu kadar ısrar etmesinin sebebini şöyle açıklamak mümkün:
Yüksek katma değer, yüksek istihdam potansiyeli, ucuz işçilik, yüksek kar, yüksek döviz kazancı. Bütün bunlara ülkenin kaynaklarının tekstile uygun olmasını eklersek söz konusu sektörün vazgeçilmez olduğu varsayımı kuvvetleniyor.
"Ucuz ithalat yapmak zorundayız"
Huston Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Rodolfo Cortina, durum belirlemesi yaparken, bir çağrıyı da gündeme getiriyor:
"Teksas deyince akla hep petrol geliyor. Halbuki biz 10 yıl içinde bu eyaletteki sektörleri oldukça değişken hale getirdik. Böylece ticari ilişkileri dağıttık. Fakat bizde KOBİ faaliyetleri oldukça azaldı. Büyük firmalar büyük şeyler üretirken hayati önemi olan küçük şeyleri üreten yan sanayii unuttuk. Dolayısıyla maliyetler çok yüksek. Teksas ekonomisi, 10 sene daha ileriye gitmesi için ucuz ithalat yapmak zorunda. İşte size fırsat. Tekstili bırakın, medikal teknolojilere ve bilişime gelin."