ABD'de bağımsız gazeteci Amy Goodman'ın görüştüğü Nomi Prins, bu hafta başında iflas eden ABD'nin dördüncü büyük yatırım bankası Lehman Brothers'ın eski mali analistlerinden biri.
Kredi güvenceleme şirketi AIG'nin yüzde 80'ini batmasın diye 85 milyar dolara devralan ABD hükümetinin "Anlayamayacağı şeylerin riskini üstlendiğini" söylüyor. AIG, Lehman Brothers gibi finans kuruluşlarının yaptığının arka arkaya sermayenin 25-30 katı kadar borçlanıp risk alarak çalıştıklarını anlatıyor. Bunu mümkün kılan da, ABD'nin merkez bankasına, sermaye piyasası kuruluna ve hazinesine hesap verme zorunluluklarını ortadan kaldıran Clinton dönemi yasa değişiklikleri.
Missouri Üniversitesi'nin ekonomi profesörü Michael Hudson ABD hükümetinin AIG gibi şirketi devralarak yükü vergi verenlerin sırtına yüklediğini anlatıyor. AIG'nin güvence verdiği kredi ve borçların toplamı 300 milyar doların üzerindeydi.
"İnsanlar ve altyapı etkilenecek"
Hudson'a göre aldıkları ipotekli emlak kredisini ödeyemeyen 4 milyon ABD'li şimdi evlerinden zorla çıkarılacak. Kentler emlak vergisi gelirinden kaybedecek. Yerel yönetimler harcamalarını ve altyapı hizmetlerini kısacak. Hudson "Ekonomi kumarbazlara para ödemek için feda ediliyor" diyor.
"Bu para kamu sağlık sistemine harcanabilirdi"
Prins'e göre ABD hükümeti bankacılık siteminin en beter bölümünü devralmış durumda. Oysa bankacılığı kamulaştırmak yerine sağlık sisteminin kamulaştırılmasının çok daha yararlı olabileceğini söylüyor. ABD'de kamusal sağlık sigortası sistemi yok. Özel sigorta sistemi nedeniyle yetişkin ABD'lilerin 50 milyonu sağlık sigortasına sahip değil. Bir kişi sağlığı için yılda ortalama 7 bin dolar harcıyor.
Sistemi bu hale getiren politikacılar yerli yerinde
Finans siteminin aşırı borçlanmalarına ve denetimsizliğine olanak tanıyan yasa tasarısı, 1999'da gerçekleşmişti. Bu "serbestleşme" değişikliğini zorlayanlardan Phil Gramm şimdiki ABD başkan adayı McCain'in, o dönemde Clinton'ın Hazine Bakanı olan Robert Rubin de diğer aday Obama'nın ekonomi danışmanı.
Multinational Monitor editörü Robert Weissman da ABD'nin "serbestleştirdiği" finans sektörünü bir an önce kamu tarafından denetlenebilir ve şeffaf hale getirmesi gerektiğini yazıyor.
Türkiye risk altındaki ülkelerden
3. Dünya Borçlarının Silinmesi Komitesi'nin başkanı Eric Toussaint, Monthly Review'daki yazısında borç almaları giderek zorlaşan gelişmekte olan ülkelerin bu krizden etkileneceğini söylüyor.
Toussaint son yıllarda döviz biriktirebilmiş bu ülkelerin krizin etkisine bir süre dayanabileceğini, ama bunun yeterli olmayacağını, ayrıca küçük ve orta boy işletmelerin de risk altında olduğunu yazıyor.
Ardından, merkez bankalarına bankacılık hizmeti veren İsviçre merkezli Uluslararası Ödemeler Bankası'nın (BIS) son raporundan alıntılarla, Güney Afrika, Türkiye,Baltık ülkeleri ve Macaristan'la Romanya gibi orta ve doğu Avrupa ülkelerinin en büyük risk altında olduğunu belirtiyor. (TK)