"Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) konut sektöründe durgunluk 2006'nın ikinci yarısında başladı. 2007'den sonra Avrupa'ya sıçradı. Bu krizlerde ortaya çıkan likidite fazlaları gelişmekte olan ülkelere kaydırılıyor."
bianet'in görüştüğü Gazi Üniversitesi'nden Doç. Dr. Aziz Konukman ABD piyasalarında mortgage kredilerinin geri dönüşüyle ortaya çıkan ekonomik krizin gelişim sürecini ve Avrupa'ya sıçramasını böyle özetliyor. Krizin bir anda ortaya çıkmadığını anlatan Konukman, ABD'de de yaşanan süreci şöyle özetliyor:
"Özellikle konut değerlerinin artacağı beklentisi oluşturuldu. Beklentiler bu boyuttayken realize olmazsa panik yaşanır. Konut kredisi veren bankalar ve onların borçlandığı başka aktörler iyimser bir şekilde bonkör davrandı. Sıradan bir ABD vatandaşının koşulları önemsenmeden konut kredileri açıldı. Konut değerleri düştü, menkul kıymet değerleri geriledi. Herkes nakit likit ihtiyacını karşılamaya çalıştı. Bu da global piyasalarda endişeleri arttırdı, kriz baş gösterdi."
Sıcak paraya dayalı büyüme devam ediyor
ABD'de yaşanan likidite sıkıntısının Temmuz ayında Almanya'ya sıçradığını kaydeden Konukman, bütün bunların Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeleri etkilediğini ekliyor.
Türkiye'de ekonominin yurtdışındaki Merkez Bankalarının politikalarıyla hareket ettiğini anlatan Konukman, "sıcak paraya dayalı büyüme devam ediyor" diyor.
Türkiye'nin sıcak paraya dayalı bir ekonomik düzeni masaya yatırması gerektiğine işaret eden Konukman, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve sıcak para arasındaki ilişkinin en önemli parametresinin "yüksek reel faiz-düşük kur" olduğunu vurguluyor.
Kurun biraz yükselmeye başlaması halinde çıkışların devalasyona yol açabileceğini aktaran Konukman, Türkiye'nin kendini bu kırılgan yapıya teslim etmemesi için kendi programını oluşturması, pasif entegrasyondan vazgeçmesi gerektiğini söylüyor.(AÖ)