Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı’nın 2012 Türkiye İnsan Hakları Raporu’nda, kadınlara ve LGBT bireylere baskının ve şiddetin sürdüğü ifade edildi.
48 sayfalık raporda, yargı ve adalete erişim, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü, toplantı ve gösteri özgürlüğü, hapishanelerin durumu, işkence ve kötü muamele, ayrımcılık gibi başlıklar yer aldı.
Roboski katliamıyla ilgili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından yürütülen soruşturmanın halen sonuçlanmamış olmasına dikkat çekilen raporda, konuyla ilgili kurulan Meclis İnsan Hakları Uludere Alt Komisyonu raporunun da 2012 yılı içerisinde tamamlanmamış olmasından bahsedildi. Soruşturma, Nisan 2013 itibariyle hala tamamlanmış değil.
Raporda özetle şu tespitler yapıldı:
* Yargı sistemi fazlasıyla siyasallaşmış durumda. Yargı ayrıca kapasitesinin üzerinde iş yüküyle de karşı karşıya.
* Soruşturmada gizlilik kararı alınmasıyla, savunmanın kanıtlara ulaşması sınırlanıyor. Yargıdaki şeffaflık sorunu da devam ediyor. Yargıçlar, bireyin haklarından önce devleti koruma düşüncesiyle hareket ediyor.
* Gözaltına alınanlara neyle suçlandıkları, hangi eylemleri nedeniyle gözaltına alındıkları açıkça anlatılmıyor. Uzun tutukluluk sorunu da halen devam ediyor.
* Hükümetin ifade özgürlüğüne müdahalesi sürüyor. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) bazı maddeleri, basın ve internet özgürlüğünü engelliyor. Birçok gazeteci “terörle mücadele” adı altında tutuklu bulunuyor.
* Gazeteciler, akademisyenler ve yazarlar otosansürün yaygın olduğunu ifade ediyor. Bunun sebebi olarak da devleti ya da hükümeti eleştirenlerin soruşturma ya da davalarla karşı karşıya kalmasını gösteriyorlar.
* Özellikle Kürt sorunuyla ilgili yazan ya da sol bakış açısına sahip yayınlar 2012’de de sürekli sansüre uğradı. Kitaplar ve dergiler hakkında birçok toplatma kararı çıktı.
* Akademik özgürlük konusunda da benzer olaylar yaşandı. Hükümetin koyduğu yasaklar akademik özgürlüğü ve akademideki ifade özgürlüğünü sınırladı. Bazı akademisyenler bu sebeple otosansüre başvurduklarını ifade etti.
* Özel hayata müdahale konusunda, özellikle telefon dinleme ve “böcek” şikayetleri öne çıkıyor. Mahkeme kararı olmaksızın telefonunun dinlendiğine ilişkin 2012’de birçok kanunsuz dinlemenin araştırılması için başvuru yapıldı.
* Başta öğrenciler olmak üzere binlerce kişinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerine katıldığı için tutuklanması, toplantı özgürlüğünü sınırlıyor.
* Kadınlar, çocuklar ve LGBT bireylere ayrımcılık ve şiddet sürüyor, hükümet ayrımcılığı ve şiddeti engellemekte yetersiz kalıyor. bianet’in şiddet, taciz ve tecavüz çetelesinden alıntı yapılan raporda, 2012’de 165 kadının öldürüldüğü, 150 kadına tecavüz edildiği hatırlatıldı.
* 2012 boyunca güvenlik güçleri kanunsuz cinayetler işledi. Ayrıca, öğrenci hakları, Kürt sorunu, işçi eylemleri gibi birçok gösteride aşırı güç kullanıldı.
* İnsan hakları örgütleri, işkence ve kötü muameleyle ilgili raporlarında, şiddetin özellikle gözaltı merkezleri dışında, sokakta, gösterilerde veya gözaltı merkezlerine ya da hapishaneye götürülürken yolda devam ettiğini yazdı.
* İşkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili savcılar çoğunlukla soruşturma açarlarken, bu soruşturmaların pek azı mahkumiyetle ya da cezayla sonuçlanıyor. Buna karşın, güvenlik güçleri hakkında şikayetçi olan kişilere karşı açılan mukavemet davaları hemen sonuçlanıyor.
* Hapishane koşulları yetersiz ve uluslararası standartlardan uzak. Cezaevlerinin aşırı kalabalık da problem olmaya devam ediyor. (AS)
* Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.