* Görsel: Pixabay
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu şirketi Emirates Havayolları, ABD'de 5G teknolojisine geçilmesinin potansiyel riskleri nedeniyle bu ülkeye yapılacak uçuşların askıya alındığını duyurdu.
Emirates Havayollarının internet sitesinden yapılan yazılı açıklamada, "ABD'de 5G mobil servisinin aktifleştirilmesi ile ilgili operasyonel endişeler nedeniyle bu ülkeye yapılacak uçak seferlerinin yarından (Çarşamba gününden) itibaren askıya alınmasına karar verildi" ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, askıya alınan uçuşların Boston, Chicago, Dallas-Fort Worth, Houston, Miami, New York, Orlando, San Francisco ve Seattle Havalimanlarına yapılan uçak seferlerini kapsadığı kaydedildi.
ABD’de 5G’ye geçiş
ABD'nin en büyük telefon şirketlerinden AT&T ve Verizon, Federal Havacılık Dairesinin (FAA) talebi üzerine, 4 Ocak'ta daha yüksek hız ve daha geniş kapsama alanı sunan C-Bandı spektrumlu 5G kablosuz sinyal servisi teknolojisine geçişi 2 hafta ertelediklerini duyurmuştu.
AT&T Sözcülüğünden yapılan açıklamada, "Havacılık güvenliğinin ve 5G'nin bir arada var olabileceğini biliyoruz. Daha fazla iş birliği ve teknik değerlendirmenin tüm sorunları çözeceğinden eminiz" ifadesi kullanılmıştı.
Boeing ve Airbus uyardı
Dünyanın en büyük uçak üreticisi Boeing ve Airbus şirketlerinin Üst Yöneticileri (CEO), 21 Aralık 2021'de ABD Ulaştırma Bakanı Pete Buttigieg'e 5G telefon servisi konusunda ortak imzalı bir mektup göndererek, bunun havacılık endüstrisine büyük zarar verebileceği yönünde uyarıda bulunmuştu.
Mektupta, 5G teknolojisinin uçakların güvenli şekilde çalışma yeteneğini olumsuz etkileyeceği savunulmuş, "5G teknolojisine geçişin ertelenmesi" çağrısı yapılmıştı.
Şirket yöneticileri bu hizmetin büyük havalimanları uçuşlara hazır hale getirilmeden devreye girmesi halinde "felaket" boyutlarında bir kaos yaşanacağını ve çok sayıda geniş gövdeli uçağın kullanılamaz hale geleceğini söylüyor.
Mektupta bunun sonucu olarak on binlerce yolcunun mağdur olacağı ve tedarik zincirinin bozulacağı vurgulanıyor.
Havayolu şirketleri sinyallerin uçakların navigasyon sistemlerini etkileyebileceğini belirterek 5G'nin büyük havalimanı pistlerinin 3,2 kilometre yakınındaki bölgelerde devreye girmemesi gerektiğini savunuyor.
Savunan gruplar ne diyor?
Öte yandan 5G teknolojisine geçişi savunan sektördeki gruplar ise havacılık endüstrisini, "korku tellallığı yapmak ve gerçekleri çarpıtmakla" suçlayarak, bu teknolojiye geçişin ertelenmesiyle ekonomide 10 milyarlarca dolar kayba yol açacağı uyarısında bulunmuşlardı.
AT&T ve Verizon, 5 Ocak'tan itibaren C-bandından 5G teknolojisini uygulamaya sokmayı hedefliyordu.
ABD'de çoğu telefonun 5G ile uyumlu olduğu ancak 5G teknolojisine geçilmediği için bu özellikleri kullanamadığı kaydediliyor.
5G teknolojisi nedir? Tehlikeli mi?
5G, bir dizi standart uygulamayı ve çok daha hızlı kablosuz internet teknolojilerini tanımlamak için kullanılan bir terimdir. 5G kullanan kullanıcılar, çok daha hızlı internete ve daha az gecikme süresine sahiptir. Ayrıca, 5G, 5. nesil olduğu için altyapının 5. kez değiştiği anlamına gelir. Her yeni nesil teknolojide bu altyapının değişmesi ya da eklemeler yapılması gerekir. Buna ek olarak, 5G, IoT ağlarını güçlendirdiği için günümüzde kullandığımız VR ve otonom arabaları daha kullanışlı hale getirmeyi hedefler.
Evrim Ağacı’nın internet sitesinde Ağustos 2019’da yayımlanan bir yazıda 5G’ye ilişkin detaylar ve uzman görüşlerine yer veriliyor:
Cep telefonlarının ilk nesillerinden bu yana kablosuz ağlar, elektromanyetik spektrumun aynı radyo frekans bantlarında çalışmışlardır. Ancak, her geçen gün artan kullanıcı sayısı ve kullanıcıların eskisinden daha fazla veri talebinde olması, bu radyo dalgası otoyollarında meydana gelen hücresel trafiği arttırmıştır. Bu trafikten kurtulmak için hücresel sağlayıcılar, milimetrik dalgaların daha yüksek frekanslarına doğru genişlemeyi istemektedir.
5G günlük yaşamımızda iyileşmeler sağlayacak olsa da bazı tüketiciler, olası sağlık tehditlerinden endişe duymaktadır. Bu endişelerin çoğu, 5G'nin kullandığı milimetrik dalgalardan yayılan radyasyondan kaynaklanmaktadır. Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden Biyomühendis Prof. Kenneth Foster şöyle diyor:
“Her ikisinde de radyasyon terimi kullanıldığı için iyonlaştırıcı radyasyon ve iyonlaştırıcı olmayan radyasyon sıklıkla birbirine karıştırılmaktadır. Tüm ışık türleri radyasyon içerir çünkü ışık basit tabirle uzayda hareket eden enerjidir. Tehlikeli olan radyasyon, iyonlaştırıcı radyasyondur; kimyasal bağları bozabilir.”
Dışarıya çıkarken güneş kremi sürmemizin nedeni iyonlaştırıcı radyasyondur; çünkü gökyüzündeki kısa dalgalı morötesi ışık, elektronları atomlarından koparıp deri hücrelerine ve DNA'ya zarar verebilecek kadar güçlü enerjiye sahiptir. Milimetrik dalgalar ise iyonlaştırıcı değildir; dalga boyları daha uzundur ve hücrelere direkt zarar verebilecek enerjiye sahip değillerdir.
Radyo dalgalarının sağlık üzerindeki etkileri üzerine elli yıldır çalışan Foster, iyonlaştırıcı olmayan radyasyonun tek zararının çok fazla ısınma olduğunu belirtmektedir.
Radyo frekans enerjisi yüksek maruziyet seviyelerinde zararlı olabilir; yanıklar ya da diğer ısısal zararlara yol açabilir. Ancak bu maruziyetler sadece yüksek enerjili radyo frekans vericileriyle çalışan kişilerde ya da medikal işlemler yanlış gittiğinde meydana gelir.
5G'ye yönelik endişelerin büyük çoğunluğu, insanların 5G'den önceki teknolojiye maruz kalmanın da beyin tümörleri, kronik baş ağrıları gibi hastalıklara neden olduğunu düşünmesine dayanmaktadır. Bu endişeler uzun yıllardır araştırmaların konusu olmaktadır.
2018'de National Toxicology Program on yıl süren bir araştırmanın sonuçlarını paylaşmıştır. Rapora göre, 2G ve 3G teknolojisine sahip telefonlardan yayılan radyasyona maruz kalan erkek sıçanlarda beyin ve böbrek üstü bezi tümörlerinde artış gözlendi. Ancak farelerde ve dişi sıçanlarda bu etkiler görülmedi. Deney hayvanları, insanlar için onay alan sınırdaki radyasyon seviyesinin dört katı kadar radyasyona maruz bırakıldı. Foster şöyle diyor:
“Radyo frekans dalgalarının kullanımına karşı olan çoğu kişi kendi argümanlarını destekleyen araştırmaları göz önüne alıp sonuçların deneysel metotlarının kalitesini ve tutarsızlıklarını görmezden geliyor.”
Her ne kadar, şüpheci kullanıcıların hücresel ağların önceki nesillerine dair vardıkları sonuçlara katılmasa da Foster, 5G ağlarının olası sağlık etkilerinin daha fazla araştırılması gerektiğini söylemektedir.
Ben de dahil tanıdığım herkes, 5G teknolojisi üzerine daha fazla araştırma yapılmasını tavsiye ediyor çünkü bu teknoloji üzerine yürütülmüş pek fazla toksikoloji çalışması yok.
5G'nin destekçilerine göre, 5G teknolojisinin topluma faydaları, bilinmeyen zararlarından çok daha fazla. Krishnaswamy şöyle diyor:
“5G'nin yaşamlarımızda dönüştürücü bir etkiye sahip olacağını ve yeni şeyleri mümkün kılacağını düşünüyorum. Ne tür uygulamaların gerçekleşeceğini ve etkilerin neler olabileceğini kesin olarak söyleyemeyiz. Bizim için tamamen sürpriz olacak ve toplumu gerçekten değiştirecek etkileri olabilir. Tarihten çıkarım yapacak olursak, 5G, kablosuz ağların bizler için yapabileceği şeylerin bir diğer örneği olacak.”
(TP)