ABD, Venezuela merkezli suç örgütü Cartel de los Soles'i Yabancı Terörist Örgütler (FTO) olarak tanımladı.
ABD Dışişleri Bakanlığının Cartel de los Soles'in FTO listesine alınacağına dair yayınladığı bildiri, verilen sürenin dolmasının ardından yürürlüğe girdi.
Böylelikle, ABD’de bulunan veya ABD vatandaşlarının kontrolündeki suç örgütüyle bağlantılı tüm varlıklar bloke edilecek ve bu kişilerle herhangi bir işlem yapmak yasak olacak.
Ayrıca, suç örgütüyle ilgili işlemlere katılan yabancı finans kuruluşlarının ikincil yaptırımlara maruz kalma riski de bulunuyor.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, 17 Kasım'da ABD'nin Cartel de los Soles'i FTO olarak tanımlayacağını açıklamıştı.
Rubio, yazılı açıklamasında, "Cartel de los Soles, Tren de Aragua ve Sinaloa Karteli gibi diğer örgütlerle birlikte, yarımküremizdeki şiddet olaylarının yanı sıra ABD ve Avrupa'ya uyuşturucu kaçakçılığından da sorumludur." ifadesini kullanmıştı.
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve üst düzey yetkililerini grubu yönetmekle suçlayan Rubio, bunların "Venezuela'nın meşru hükümetini temsil etmediklerini" belirtmişti.
ABD Hazine Bakanlığı da temmuz ayında Cartel de los Soles’i yaptırım listesine eklemişti.
Cartel de los Soles hakkında bilmeniz gerekenler
Caracas Chronicles'teki bir makaleye göre Venezuelalı askerlerin liderliğindeki uyuşturucu kaçakçılığı mafyası gerçek ve Maduro'nun desteği olmadan var olamazdı. Ancak Trump'ın söylediği gibi değil.
“Cartel de los Soles”, ABD’ye göre Maduro ve Diosdado Cabello’nun liderlik ettiği, Venezuelalı üst rütbeli askerlerin yönettiği bir örgüt.
Ancak araştırmacılar, Trump yönetiminin çizdiği gibi tek, hiyerarşik, Escobar tarzı bir kartel olmadığını; daha çok devletin içinde, özellikle ordu ve chavista elit çevresinde oluşmuş dağınık suç ağları sistemi olduğunu söylüyor.
“Cartel de los Soles” adı, Chávez’ten önce, 1990’larda kokain kaçakçılığıyla suçlanan Venezuelalı generaller için kullanılıyor; generallerin apoletlerindeki “güneş” (sol) sembollerinden geliyor. Yani kavram Chavismo’dan önce de vardı, ama Chávez dönemindeki aşırı militarizasyon bu ağların güçlenmesini kolaylaştırdı.
Kolombiya’da Uribe döneminde güvenlik politikalarının sıkılaşmasıyla, FARC, ELN ve bazı paramiliter gruplar baskıdan kaçıp Venezuela’ya kaydı; Chávez, DEA işbirliğini kesip bu gruplara ideolojik ve pratik olarak alan açtı. Bu gruplar uyuşturucu, madencilik, kaçakçılık ve insan ticareti gibi işlerde Venezuela’da yeni bir suç ekosistemi oluşturdu.
2000’ler sonundaki siyasi krizler, Chávez’in ordu içinde sadakati satın almak için göz yumulmuş uyuşturucu ticaretini ve diğer yasadışı gelirleri bir ödül mekanizması hâline getirmesine yol açtı. Maduro döneminde petrol gelirleri çökünce bu model daha da keskinleşti: Orinoco Madencilik Kuşağı, sınırlar, limanlar, havaalanları gibi stratejik noktalar askerî ve siyasi elitlere rant alanı olarak dağıtıldı.
Uyuşturucu ticareti çok kârlı (2024 tahmini ~8 milyar dolar) olsa da, hâlâ petrol kadar büyük değil (2024 petrol ihracatı ~17 milyar dolar). Yani Venezuela tamamen uyuşturucuya bağımlı bir “narko-devlet” değil, ama devlet aygıtının önemli bir kısmı suç ekonomileriyle iç içe geçmiş durumda.
Insight Crime’a göre Cartel de los Soles, aslında tek bir kartelden çok, rejimin koruduğu ve denetlediği, bölgesel askerî-siyasi-suç ağlarından oluşan bir sistem: Rejim sadık kadroları, uyuşturucu ve diğer yasadışı ekonomilerden zenginleşme imkânı olan bölgelere atayarak ödüllendiriyor ve bu ağlara cezasızlık garantisi veriyor.
Bu nedenle “kartel” kelimesi teknik olarak yanıltıcı ve indirgemeci olabilir; ancak ABD ve bazı Latin Amerika ülkeleri için Maduro rejimine karşı uluslararası baskı ve “narko-terörist rejim” anlatısı kurmakta işe yarayan, kısa ve akılda kalıcı bir siyasi etiket hâline gelmiş durumda.
Trump, Maduro’yla görüşecek iddiası
Amerikan Axios haber portalının ABD'li yetkililere dayandırdığı haberine göre ise Trump, danışmanlarına Maduro ile doğrudan görüşmeyi planladığını söyledi.
İsmi verilmeyen kaynaklar, Trump'ın bu kararının yakın zamanda ABD'nin füze saldırıları veya karadan doğrudan askeri harekat düzenlemeyeceğinin bir işareti olabileceğini belirtti.
Konuya ilişkin bilgi sahibi bir ABD'li yetkili, Maduro'ya "şu anda" bir saldırı planı olmadığını kaydederek, "Şu anda kimse gidip onu vurmayı veya kaçırmayı planlamıyor." dedi.
Uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelenin süreceğini vurgulayan yetkili, teknelere yönelik saldırıların süreceğini ifade etti.
Başka bir ABD yetkilisi, Trump ve Maduro arasında yapılması öngörülen görüşme için henüz bir tarih belirlenmediğini ve görüşmenin "planlama aşamasında" olduğunu söyledi.
Havayolu şirketleri Venezuela uçuşlarını iptal etti
Bazı uluslararası havayolu şirketleri karardan bir gün önce, ABD Federal Havacılık İdaresi'nin (FAA) Venezuela hava sahasında artan güvenlik risklerine yönelik uyarısının ardından bu ülkeye yönelik uçuşlarını durdurdu.
TAP, LATAM, Avianca, Iberia, Gol ve Caribbean Airlines şirketlerinin Venezuela'ya uçuşlarını süresiz askıya aldı. Türk Hava Yolları da (THY), 24–29 Kasım tarihleri arasında başkent Karakas uçuşlarını iptal etti.
FAA, 21 Kasım'da yayımladığı uyarıda, "Venezuela'da kötüleşen güvenlik durumu ve artan askeri faaliyetler nedeniyle bu ülkeye gerçekleştirilen uçuşlarda dikkatli olunması" çağrısında bulunmuştu.
ABD'lilerin çoğunluğu Venezuela'ya yönelik olası askeri harekata karşı çıkıyor
Öte yandan ABD'de yapılan anket, ABD'lilerin çoğunluğunun Venezuela'ya düzenlenecek olası askeri harekata karşı olduğunu ortaya koydu.
CBS News ile YouGov araştırma şirketi tarafından 19-21 Kasım'da gerçekleştirilen ankete 2 bin 489 ABD'li katıldı.
Ankete katılanların yüzde 70'i, ABD'nin Venezuela'da askeri harekat düzenlemesine karşı olduklarını belirtirken yüzde 30'u ise desteklediğini söyledi.
Katılımcıların yalnızca yüzde 13'ü Venezuela'nın ABD'nin güvenliğine "ciddi" tehdit oluşturduğunu ifade ederken yüzde 48'lik kesim "küçük bir tehdit" oluşturduğunu, yüzde 39'u ise "hiçbir tehdit teşkil etmediğini" belirtti.
Ankete katılanların yüzde 56'sı, ABD'nin Venezuela'ya düzenleneceği olası askeri harekatın, ülkeye giren uyuşturucu miktarında değişikliğe yol açmayacağı görüşünü dile getirdi.
Karayipler'deki hareketlilik
ABD Başkanı Donald Trump, daha önce imzaladığı kararname kapsamında Latin Amerika kökenli uyuşturucu kartelleriyle yerinde mücadele gerekçesiyle ordunun daha fazla ve etkin kullanılması talimatını vermişti.
ABD, bu bağlamda ağustos sonlarında Venezuela açıklarına denizaltı ile savaş gemilerinden oluşan deniz gücü göndermiş, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth de ABD ordusunun Venezuela'da rejim değişikliği dahil operasyonlara hazır olduğunu söylemişti.
Venezuela Devlet Başkanı Maduro da buna karşılık ülkede 4,5 milyon milis gücünü seferber ettiğini ve herhangi bir saldırıyı püskürtmeye hazır olduğunu açıklamıştı.
ABD'nin Venezuela açıklarında bazı tekneleri uyuşturucu kaçakçılığı gerekçesiyle hedef almaya devam etmesi hem Venezuela yönetimi hem de uluslararası kamuoyunda eleştirilere neden olmuş, saldırıların "uluslararası hukuka aykırı olduğu" savunulmuştu.
ABD'nin, "uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele" gerekçesiyle gönderdiği dünyanın en büyük uçak gemisi USS Gerald R. Ford ve saldırı grubunun, Latin Amerika bölgesine ulaştığı belirtilmişti.
(HA)











