ABD Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump, rakibi Demokrat Parti'li Kamala Harris'in önünde tamamladı.
Resmi olmayan sonuçlara göre, 50 eyaletin 27’sinde galip gelen Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ın toplam delege sayısı 277 olurken, 18 eyalette ve Washington D.C bölgesinde kazanan Demokrat Parti’nin adayı Kamala Harris, 224 delege elde etti. Senato'da şu ana kadar Cumhuriyetçiler 51 sandalyeye ulaşırken, Demokratlar ise 42 sandalye kazanmış durumda.
İklim uzmanları, iklim inkârcısı olduğu bilinen Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesinin küresel iklim işbirliği üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Uzmanlara göre Trump’ın zaferi, iklim eyleminde küresel bir gerileme anlamına geliyor.
Küresel İklim İletişim Ağı’nın aktardığına göre, seçim sonuçlarının küresel iklim eylemine etkileri üzerine uzman görüşlerinden bazıları şöyle:
Laurence Tubiana, CEO, Avrupa İklim Vakfı: “ABD seçim sonuçları küresel iklim eylemi için bir gerilemedir, ancak Paris Anlaşması direncini kanıtladı ve herhangi bir ülkenin politikalarından daha güçlüdür. Bugünkü bağlam 2016'dan çok farklı. Küresel dönüşümün arkasında, ABD'nin öncülük ettiği ve kazandığı, ancak şimdi kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu güçlü bir ekonomik ivme var. Son kasırgaların yıkıcı bilançosu, tüm Amerikalıların kötüleşen iklim değişikliğinden etkilendiğinin acı bir hatırlatıcısı oldu. Avrupa şimdi adım atma ve liderlik etme sorumluluğuna ve fırsatına sahip. Başkalarıyla yakın işbirliği içinde adil ve dengeli bir geçişle ilerleyerek, iddialı iklim eyleminin insanları koruduğunu, ekonomileri güçlendirdiğini ve direnç oluşturduğunu gösterebilir.”
Izabella Teixeira, Brezilya'nın eski çevre bakanı: “İklim acil durumu bağlamında iklim inkârcılığına yer yoktur. Amerikan toplumu küresel ısınmanın ortak sorumlusudur ve Trump'ın zaferine rağmen iklim krizinin çözümünde de şüphesiz ortak sorumlu olacaktır.”
Bill Hare, Climate Analytics CEO'su, eski IPCC yazarı: “ABD Başkanlığına iklim inkârcısı birinin seçilmesi dünya için son derece tehlikelidir. İnsan kaynaklı 1.3°C'lik ısınma nedeniyle halihazırda dünya genelinde aşırı hasarlar ve can kayıpları görüyoruz. Başkan Trump fizik kurallarının üzerinde olmayacağı gibi, yönettiği ülke de fizik kurallarının üzerinde olmayacaktır. Eğer Trump Paris Anlaşmasından çekilme tehdidini yerine getirirse, en büyük kaybeden ABD olacaktır."
Trump’ın iklim inkârcılığı
Donald Trump’ın iklim inkârcılığına dair birçok örnek, özellikle başkanlığı sırasında aldığı kararlar ve açıklamalarıyla öne çıkıyor. Bu örneklerden bazıları şöyle:
Paris Anlaşması'ndan çekilme kararı: Trump, 2017 yılında ABD’yi Paris İklim Anlaşması’ndan çekme kararı aldı. Anlaşmanın ABD ekonomisine zarar vereceğini ve diğer ülkelere ekonomik avantaj sağlayacağını iddia ederek ABD’yi bu yükümlülükten muaf tuttu.
Bilimsel gerçekleri reddetme: Trump, iklim değişikliğini bilimsel bir gerçek olarak kabul etmediğini defalarca dile getirdi. Hatta iklim değişikliğinin "Çin tarafından uydurulduğunu" öne sürerek, bunun ekonomik bir hile olduğunu savundu.
Çevre Koruma Önlemlerini geri alma: Trump yönetimi, çevre koruma konusunda birçok önemli düzenlemeyi kaldırdı. Örneğin, kömür üretimine sınırlamalar getiren düzenlemeleri gevşetti ve fosil yakıt endüstrisine yeni destekler sağladı. Bu durum, karbon emisyonlarının daha da artmasına neden oldu.
Federal iklim raporlarını göz ardı etme: Trump, ABD hükümetinin kendi bilimsel araştırma kurumları tarafından hazırlanan raporları da reddetti. Örneğin, 2018’de yayımlanan Ulusal İklim Değerlendirme Raporu, iklim değişikliğinin ABD ekonomisine milyarlarca dolarlık zarar vereceğini öngörüyordu. Trump ise bu raporu okuduğunu ama inanmadığını belirtti.
Orman yangınlarına yönelik açıklamaları: Kaliforniya’daki orman yangınları sırasında Trump, yangınların iklim değişikliğiyle değil, "ormanların kötü yönetimiyle" ilgili olduğunu savundu. (TY)