Haberin İngilizcesi için tıklayın
Almanya vatandaşı yazar ve hak savunucusu Doğan Akhanlı'nın İspanya'da Türkiye'nin talebi sonucunda gözaltına alınmasının ardından Interpol’ün faaliyet alanı ve “suistimal” edilmesi gündemde.
Almanya Başbakanı Angela Merkel, Türkiye'yi uluslararası polis teşkilatı Interpol'ü “kötüye kullanmakla, istismar etmekle” suçlamıştı.
Deutsche Welle Türkçe'de yer alan haberelere göre Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sözcüsü Jyrki Katainen de "Rejime eleştirel yaklaşan yazarları tutuklatma girişiminde bulunmak için Interpol gibi uluslararası kuruluşların suistimal edilmemesi gerektiğine inanıyoruz" dedi.
Almanyalı siyasetçiler de Interpol‘ün faaliyetleri konusunda değişikliğe gidilmesi çağrısında bulundu.
İspanya, Granada'da 18 Ağustos'ta Türkiye'nin talebiyle Interpol'de çıkarılan yakalama kararıyla gözaltına alınan Doğan Akhanlı, 20 Ağustos'ta adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Akhanlı'nın iade prosedürü sonuçlanana kadar İspanya'yı terk etmesine izin verilmiyor.
AB Komisyonu: İade tehlikesi yok
AB Komisyonu sözcüsü, gazetecilerin Akhanlı ile ilgili sorusunu yanıtlarken Akhanlı'nın İspanya tarafından Türkiye'ye iade edilme tehlikesi bulunmadığını belirtti.
Komisyon sözcüsü, "İspanyol makamlarının bu vakayı AB hukukuna göre ele alacağına güvenimiz tamdır. Ne mutlu ki, hukukun üstünlüğü AB’nin üzerine kurulduğu değerlerden biridir" diye konuştu.
AB Komisyonu, Türkiye'nin Alman vatandaşı Doğan Akhanlı'yı Uluslararası Polis Teşkilatı Interpol'ün kırmızı bülteni aracılığıyla tutuklatmak istemesini de eleştirdi. Komisyon sözcüsü, "Rejime eleştirel yaklaşan yazarları tutuklatma girişiminde bulunmak için Interpol gibi uluslararası kuruluşların suistimal edilmemesi gerektiğine inanıyoruz" denildi.
Komisyon sözcüsü, Türkiye ile ilişkilerin tamamen kesilmesinden yana olmadıklarını da belirtti:
"Komisyon Başkanı Jean-Claude Juncker'in gelişmeleri endişe ile izlediğini, ancak diyaloğu tamamen kesmektense sürdürmenin daha iyi bir yol olduğunu düşündüğüne” dair açıklamalarını hatırlatan sözcü, Juncker'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile doğrudan temas halinde bulunduğunu da ekledi.
Almanyalı siyasetçilerden tepkiler
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti'nin Hristiyan Demokrat İçişleri Bakanı Herbert Reul, Rheinische Post gazetesine yaptığı açıklamada “Türkiye’nin Interpol'ü kötüye kullandığını” belirtti
"Türkiye'nin sevilmeyen bir muhalifi Avrupa'da bir ülkede tutuklatmak için Interpol'ü kötüye kullanmış olması endişe verici. Şimdi tüm Interpol mercileriyle benzeri bir durumun gelecekte nasıl önlenebileceğini gözden geçirmemiz gerek.”
Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri Bakanı Sosyal Demokrat Boris Pistorius ise "Interpol'ün self servis bir işletme olmadığını, teşkilatın ve sözde suçluları teslim etmesi talep edilen ülkelerin gelecekte çok daha dikkatli olmaları gerektiğini” belirtti.
"Etkili kontrol mekanizmaları"
Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grubu İçişleri Sözcüsü Burkhard Lischka Interpol'ün Türkiye'den gelen her talebi özenle incelemesi ve uygulanıp uygulanmayacağını saptaması gerektiğini belirtti.
Lischka, Funke Medya Grubu'nun gazetelerinde yayınlanan açıklamasında, Interpol'ün tüzüğüne göre, siyasi veya dini içerikli vakalarda teşkilatın devreye girmesinin açık bir şekilde yasak olduğunu hatırlattı.
Funke Medya Grubu'na konuşan Yeşiller Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Konstantin von Notz, “Türkiye gibi hukuk devleti standartlarına uyulmayan ülkeler ile işbirliğinde ‘etkili kontrol mekanizmalarına’ ihtiyaç duyulduğunu” vurguladı.
Von Notz, Akhanlı’nın gözaltına alınmasına dair, "bir Almanya vatandaşının kırmızı bültenle gözaltına alınması söz konusu olduğunda Alman makamların daha önce devreye girmelerinin gerekip gerekmediği” sorusunun cevaplandırılması gerektiğini söyledi.
Sol Parti Federal Milletvekili Andrej Hunko ise Alman yetkililerin bu konuda bilgi sahibi olması gerektiğini belirtti ve Akhanlı'nın neden İspanya'ya seyahati öncesinde bilgilendirilmediğini sordu. (BK)