Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, “Türkiye'nin idam cezasını geri getirmesi durumunda AB, üyelik sürecini anında durduracak” dedi.
Reuters’ın haberine göre, France 2 televizyonuna konuşan Juncker, “Türkiye, mevcut haliyle, yakın bir zamanda ve hatta uzun bir dönem içinde, Avrupa Birliği üyesi olabilecek bir konumda değil” dedi.
Juncker ayrıca, Türkiye'nin idam cezasını geri getirmesi durumunda AB'nin, üyelik sürecini derhal durduracağını belirtti.
Türmen: İdam cezası için Avrupa Konseyi üyeliği sona ermeli
Eski Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) yargıcı Rıza Türmen de Hürriyet’in Uzman Köşesi’nde yayımlanan bugünkü (25 Temmuz) “İdam cezası ve Türkiye” başlıklı yazısında “Türkiye idam cezasını geri getirmek için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa Konseyi üyeliğini sona erdirmek zorunda” diye yazdı.
Türkiye’nin idam cezasına geri dönmesinin önünde hukuksal ve siyasal güçlükler olduğunu söyleyen Türmen, Türkiye’nin taraf olduğu 6 ve 13 no’lu protokollerin buna engel olduğunu, ayrıca bu protokolleri fesih ile ilgili bir hükmün olmadığını belirtti.
Protokollerin AİHS’nin parçası olduğu ve sözleşmenin maddelerinin protokollere de uygulanacağının belirtildiğini ifade eden Türmen, bu durumda protokollerden çıkmak için bir devletin AİHS’ten çekilmesi gerektiğini yazdı.
Çekilmenin düzenlendiği AİHS’in 58. Maddesine göre, çekilmek isteyen devlet Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne 6 ay önceden ihbarda bulunmalı. Yine bu maddeye göre, AİHS’den çekilen devletin Avrupa Konseyi üyeliği de de sona eriyor.
İdam cezasını yasaklayan protokoller
Avrupa Konseyi üyesi devletler için idam cezası önce 1983’te yürürlüğe giren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) ek 6 No’lu protokol, arkasından da 2002’de yürürlüğe giren 13 No’lu protokol ile yasaklandı.
6 No’lu protokol yalnızca barış dönemi, 13 No’lu protokol ise hem barış hem de savaş zamanında yasaklayarak idam cezasına mutlak bir yasaklama getirdi.
6 No’lu Protokol’e 47 Avrupa Konseyi üyesinden 46’sı taraf. Rusya, protokolü imzaladı fakat onaylamadı. Ancak Rusya idam cezasını uygulamayacağını beyan etti. 13 No’lu protokole taraf olmayan üç devlet ise Azerbaycan, Ermenistan ve Rusya.
Türkiye’de idam cezası
Türkiye'de 1920'de Meclis'in kuruluşundan, son idam cezası infazının gerçekleştirildiği 1984'e kadar geçen 64 yıllık dönemde, 15'i kadın 697 erkek toplam 712 kişi idam edilerek öldürüldü.
Ancak bu sayıya İstiklal Mahkemeleri'nin verdiği idam cezaları dahil değil.
En son 25 Ekim 1984'te üç polisi öldürmek suçlamasıyla yargılanan Dev-Yol üyesi Hıdır Aslan hakkında verilen idam cezası infaz edildi.
Bu tarihten sonra verilen idam cezaları infaz edilmedi.
2002’de, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın, AİHM’e açtığı davada, mahkeme karar verilene dek Öcalan’ın idam edilmemesini öngören bir ihtiyati tedbir kararı kabul etti. Hükümeti bu karara uyarak Öcalan’ı idam etmedi.
3 Ağustos 2002'de, TBMM'de DSP-MHP-ANAP hükümeti döneminde "Savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" idam cezası kaldırıldı.
15 Ocak 2003'de, Türkiye "barış zamanında" idam cezasının kaldırılmasını öngören Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 6. Protokol'ü imzaladı.
TBMM, 26 Haziran 2003'de bu protokolün onaylanmasını uygun buldu.
6. Protokol'deki "savaş ve yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş fiiller için ölüm cezası öngörülebileceği" istisnası ise 13. Protokol'le kaldırıldı ve ölüm cezasının her koşulda kaldırılması benimsendi.
Türkiye 13. Protokol'ü 2004'te imzaladı. Böylelikle Türkiye barışta ya da savaşta ya da bir savaş tehdidi altında, idam cezasına mutlak bir yasak getirdi. Bununla uyumlu olarak Anayasa ve TCK’nın ilgili maddeleri değiştirildi.
7 Mayıs 2004 tarihinde gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile anayasadan idam cezasının kalıntıları tamamen ayıklandı.
İdam cezası neden gündemde?
15 Temmuz darbe girişiminin önlenmesinin ardından, 16 Temmuz’da Başbakan Binali Yıldırım Meclis çıkışında halkı Kızılay’a eylem yapmaya çağırırken toplananların darbeye kalkışanlar için idam istemesi üzerine “Mesajınızı aldım. Mesajınızı aldık. Gereken neyse yapılacak” diye yanıt vermişti.
Bunun ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da aynı gün Kısıklı’daki konutunun yakınlarında düzenlediği mitingde Fetullah Gülen’in kendilerine teslim edilmesini talep etmişti. Erdoğan, konuşması sırasında toplananların sıklıkla “idam geri getirilsin” sloganlarına “Her talebin değerlendirilmesi demokratik ülkelerde bir haktır. Bu da Meclis'te değerlendirilir” yanıtını vermişti.
Erdoğan, CNN International’a verdiği röportajında ise "idam" hakkında "Vatan hainliği net bir suçtur. Böyle bir talep hükümetlerimizce reddedilmeyecektir" demiş, bu konuda parlamentodan gelecek bir kararı onaylayacağını söylemişti. (EA)