Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam beş yıl aradan sonra gittiği Belçika'nın başkenti Brüksel'de Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkilerini etkileyecek diplomatik görüşmelere başladı.
Erdoğan, bir günlük Brüksel ziyaretinde AB Konsey Başkanı Herman van Rompuy, AB Komisyon Başkanı Jose Manuel Barroso, Avrupa Komisyonu Komiseri Stefan Füle ile bir araya gelecek. Akabinde Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz ve AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ve Van Rompuy ile fikir teatisinde bulunacak.
Gezi öncesinde konuşan Erdoğan, AB'ye Türkiye'de yaşanan 17 Aralık sürecini "doğru" şekilde anlatacaklarına dikkat çekerek 2014 yılının AB üyelik sürecinde bir dönüm yılı olacağını belirtti.
Erdoğan'ı, Brüksel'de Avrupa'nın çok da alışık olmadığı bir şekilde büyük bir Türkiyeli kalabalık pankartlarla karşıladı.
"Avrupa tepkili"
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi'nden Doç. Dr. Cengiz Aktar, bu önemli toplantının çok talihsiz bir zamana denk geldiğini hatırlatarak Başbakan Erdoğan'ın Gezi Parkı, 17 Aralık operasyonu ve HSYK değişikliği ile ilgili konularda geri adım atmaması halinde AB ilişkilerinin "derin dondurucu"ya gireceğini söyledi.
"AB, Türkiye'nin AB uyumu konusunda bırakın ilerlemeyi gerilediğine hükmetti. Terörle mücadele kanununda (TMK) yapılan değişikliklerden bu yana bir geriye gidiş söz konusu. 2010'daki referandum, Kürt meselesinde çözüm süreci gibi bazı olumlu gelişmeler cereyan ediyor ama genel itibarıyla Türkiye artık üyelik vecibelerini yerine getiren bir ülke olmaktan çıktı.
"Gezi Parkı süreci, 17 Aralık operasyonu sonrası hükümetin tasarrufları ve özellikle Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na (HSYK) getirmek istediği değişiklik Avrupa'da büyük bir tepkiyle karşılandı. AB Konseyi, AB Parlamentosu ve AB Komisyonu bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
"İlişkinin kopacağı anlamına gelmese de..."
"İşte Başbakan Erdoğan, böyle bir ortamda görüşmelerini yapıyor. Eğer geri adım atmazsa ki atmayacağını söyleyerek gitti, bu AB ile olan ilişkinin kopacağı anlamına gelmese de iyice derin dondurucuya gireceği anlamına gelir. Kıbrıs düğümü üzerindeki etkisi son derece olumsuz olur. Çünkü tıkanıklığın büyük bölümü Kıbrıs'tan geliyor zaten.
"Hele 22 Mayıs'ta AB parlamentosu seçimleri olacağını, önümüzdeki sonbaharda yeni bir komisyon kurulacağını ve Türkiye'deki seçimleri de eklersek akılda tutarsak artık AB'nin hızla Türkiye'nin gündeminden düşeceğini öngörmek zor olmaz."
Aktar, Başbakan'ın "Avrupa'ya 17 Aralık operasyonu anlatacağız" açıklaması için ise "Erdoğan, yurtdışını yeterince kavrayamamış olmaktan gelen yanlış bir algının sonucu olarak Avrupa'nın burada olup bitenleri anlamadağı kanaatini taşıyor. Ancak Avrupa zaten bu operasyonun ne olduğunu çok iyi biliyor" dedi. (NV)
* Cengiz Aktar'ın Araştırma Görevlisi Dr. Barış Gencer Baykan ve Araştırma Görevlisi Deniz Genç'in hazırladığı “AB üyelik müzakerelerinde son durum” başlıklı araştırmayı okumak için tıklayınız.