Bugün yayınlanan Avrupa Birliği Türkiye 2015 İlerleme Raporu’nda ifade ve basın özgürlüğü konusunda çok sayıda eleştiri ve uyarı yer aldı.
Gazetecilere yönelik baskılar, internet kısıtlamaları, gösteri ve yürüyüş hakkı ihlallerine değinen rapor “İfade özgürlüğü konusunda son yıllarda ilerleme yaşayan Türkiye son iki yılda bu konuda geriledi” ifadesine yer verdi.
Basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin eleştiri ve öneriler raporun “Seçimler”, “Parlamento”, “Yönetim”, “İfade Özgürlüğü” ve “Yargı ve Temel Haklar” başlıklarında yer verildi.
Raporda yer alan eleştiriler şu şekilde:
Gazetecilere gözdağı
* Gazetecilere yönelik devlet ve devlet dışı kaynaklı gözdağları endişe verici.
* Mahpus gazeteci sayısı 2011’den beri düşse de hala 20 gazeteci cezaevinde, çoğu Terörle Mücadele Yasası ile yargılanıyor. Gözaltı, yargılama, cezalandırma ve soruşturmalarla hükümet medya üzerinde kuvvetli baskı oluşturuyor.
* İfade özgürlüğünü kısıtlayan ceza yasaları ve Terörle Mücadele Kanunu revize edilmedi. Hakaret kanunu olan TCK 314 gazetecileri soruşturmak için kullanılıyor.
* Hükümet ve hükümet yetkililerine eleştirel yaklaşan gazetecilere, hukukçulara ve sosyal medya kullanıcılarına karşı cezalar yaygın şekilde işletiliyor.
* Cumhurbaşkanı’na hakaretten çok sayıda gazeteci, yazar ve sosyal medya kullanıcısına soruşturma ve dava açıldı. Bu davaların bir kısmı hapis cezası, erteleme ya da para cezalarıyla sona erebilir. Bu artan baskı ortamı otosansürü ağırlaştırdı.
* Doğu ve Güneydoğu’da artan şiddet ve gerilim ortamında medyaya yönelik saldırılar da arttı. Otoriteler, basın özgürlüğünü daha da kısıtlayıcı uygulamalarda bulundu.
* Muhalif gazeteler, hükümet etkinliklerinde sürekli akreditasyon sorunu ile karşılaşıyorlar.
* Aralık ayında, çoğu muhalif medyada çalışan çok sayıda gazetecinin basın kartları geri alındı.
* Çok sayıda genel yayın yönetmeli görevden alındı.
* Birden fazla uluslararası gazeteci sınırdışı edildi.
* İfade özgürlüğü ile nefret söylemi arasındaki çizgi net değil.
* İfade özgürlüğünü tehdit eden yasaların çoğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin düzenlemeleriyle paralel değil. Hapis cezalarının yanı sıra yüksek para cezaları da bağımsız haberciliği etkiliyor. Nefret söylemi düzenlemesi AİHM ile uyumlu değil.
AKP ve Cumhurbaşkanı
* Türkiye’nin medya ve ifade özgürlüğünde son yıllarda başardığı ilerleme, son iki yılda geriledi. İnternet kanunundaki değişiklikle yasa Avrupa standartlarının altına geriledi, hükümetin mahkeme kararı olmaksızın içerik engellemesine imkan verdi.
* 7 Haziran parlamento seçimleri sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın medya üzerindeki baskısı kaygı vericiydi. 1 Kasım seçimlerinde de ifade özgürlüğü endişe edilen konular arasında yer aldı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kamu kaynaklarını kullanımı eleştirildi. Medyaya yönelik artan baskı ve gözdağı otosansüre neden oldu.
* Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçesiyle 2014’te 397 yargılama olurken, 2015’in ilk altı ayında 962 yargılama yaşandı.
RTÜK, TRT ve kamu yayıncılığı
* RTÜK’ün şeffaflığı ve bağımsızlığı endişe verici.
* Yüksek Seçim Kurulu 39 televizyon kanalına 150 uyarı cezası verdi. Uluslararası gözlemciler, izlenen beş ulusal yayıncının üçünün iktidar partisine orantısız şekilde fazla yer ayırdığını tespit etti. Seçim öncesinde RTÜK, hükümet yanlısı ve muhalif çok sayıda televizyonda tarafsız yayıncılık yapmadıkları gerekçesiyle ceza verdi.
* TRT daha da siyasileşti. Seçim sürecinde hükümet partisi ve Cumhurbaşkanı’nın konuşmalarına geniş yer verildi.
Gazetecilik
* Medyadaki bölünme, basın sektörünün kendi kendini düzenleyebilmesi, profesyonel etiği belirleyecek ortak kurallar koymasını engelliyor.
* Kamu yayıncılığı Avrupa standartlarında değil.
* Medya sahipliğinin şeffaf olmaması, editöryel bağımsızlığı tehlikeye atıyor. Küçük bir sermaye grubu medyayı yönetiyor. Ve bu grupların enerji, inşaat, emlak, ticaret, finans ve turizm alanların yatırımları var. Bu çıkarlar medya organlarını ekonomik baskılara karşısında kırılgan yapıyor.
* Devlet kaynaklı ilanlar adil dağıtılmıyor.
* Bağımsız, sürdürülebilir, kamu yayıncılığı sağlanamamış. Yayıncılık kanunu adil rekabeti garantiye almıyor, tekelleşmeyi engelleyemiyor.
* Gazetecilerin temsiliyeti, gazeteci örgütleri ve hükümete yakın sendikalar arasında bölünmüş durumda. Gazetecilik düşük maaşlar ve iş garantisinin olmaması sebebiyle riskli bir iş alanı haline geldi. Çalışma koşulları, basın kartı edinmedeki zorluklar, iş kanunu ve keyfi akreditasyon kararları ciddi endişe yaratıyor.
* Hükümet, halk protestolarına gittikçe daha az tolerans gösteriyor. Toplanma hakkı üzerine ciddi kısıtlamalar getiriliyor. Zorlama gerekçelerle protestolar engelleniyor.
İnternet özgürlüğü
* İfade özgürlüğü, özel hayatın gizliliği, kişisel bilgilerin yeteri kadar korunamaması, pazara erişim ve sektör üzerindeki aşırı düzenleme endişe verici.
* İnternet yasası Mart ayında TİB’in yetkilerini arttıracak şekilde yenilendi. Yeni düzenleme ifade özgürlüğü, internet özgürlüğü, kişisel hayatın gizliliği ve bireysel haklar açısından endişe verici.
* 80 bin internet sitesi engellendi, bu engelleme kararlarının sadece yüzde 5’i mahkeme kararıyla gerçekleşti.
* Twitter ve YouTube “terör propagandası” iddiasıyla engellendi.
* Ankara ve Suruç’taki gibi hassa kabul edilen saldırılarla ilgili yayın yasakları sık sık tekrarlanıyor.
* İnternet sitelerinin mahkeme kararıyla ya da karar olmaksızın erişime engellenmesi sürüyor. Türkiye, Twitter’a içerik silme ya da hesapların askıya alınması için dünyada en fazla başvuru yapan ülke.
Öneriler
* Türkiye temel hakları, bilhassa da ifade özgürlüğünü, gösteri ve yürüyüş hakkın, kişisel verilerin korunmasını garanti altına almalı, cezasızlığa karşı mücadele etmeli.
* Türkiye gazetecilere yönelik gözdağına karşı çıkmalı, gazetecilere yönelik tehdit ve fiziksel saldırıları soruşturmalı, medyaya yönelik saldırıların önüne geçmeli medya, internet ve ifade özgürlüğünü tehdit eden politik ortamı yatıştırmalı.
* Örgütlenme önündeki engeller için gerekli düzenlemeler yapılmalı, bağımsız gazetecilerin ve tüm medya çalışanlarının istedikleri medya örgütüne üye olmaları sağlanmalı. Örgütlenme hakkı Avrupa standartlarına getirilmeli.
* Türkiye elektronik haberleşmeyi finansal bağımsızlığını güçlendirmeli, internet yasasını revize edip ifade özgürlüğü ve kişisel bilgilerin koruyan bir ortam sağlanmalı.
* Hakaret yasasının eleştiriler üzerinde baskı oluşturmasının önüne geçmeli.
* Var olan internet yasasının Avrupa standartları seviyesine getirilmeli.
* Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’nın bağımsızlığı güvence altına alınmalı.
* Bant genişliklerinin ve frekansların kullanımında adil dağılım sağlanmalı.
* Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun bağımsızlığı ve üyelerin tarafsızlığı sağlanmalı.
Raporun tam metnine şuradan ulaşabilirsiniz. (EA)