A.A., 2011'de Suriye'deki iç savaşın başlamasıyla ailesi tarafından güvenli bir yaşam umuduyla Türkiye sınırına bırakıldığında henüz 10 yaşındaydı.
Türkiye'ye girdikten sonra Geçici Koruma Statüsü'ne alınan A.'nın hayatı, yaklaşık sekiz ay önce Kızılay'a kan bağışı yapmasıyla büyük bir değişim yaşadı.
Tedavisi kesintiye uğradı
Kan bağışı sırasında HIV pozitif olduğu tespit edilen A., Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedaviye başladı ve düzenli olarak ilaçlarını kullanmaya başladı.
Ancak .'nin hayatı, idari kararlar ve bürokratik engellerle daha da zorlaştı.
Kelepçeli şekilde Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi
Bulaşıcı hastalık sebebiyle halk sağlığını tehdit ettiği iddiasıyla G-78* tahdit kodu ile Geçici Koruma Statüsü pasif hale getirildi. Bu nedenle de ilaçlarını alamadı.
Durumu anlamak ve en önemlisi de ilaçlarını almak için Kumkapı Yabancı Şube Müdürlüğü’ne giden A., burada “kaçak” ve kaçak ikamette olduğu gerekçesiyle Hadımköy Geri Gönderme Merkezi’ne kelepçeli olarak sevk edildi.
Avukatı Hasan Kocapınar, sınır dışı işlemlerinin durdurulması için idare mahkemesinde dava açtı. Dava sonucu beklenirken, bu kez A. Adana Geri Gönderme Merkezi’ne gönderildi ve burada ilaçlarına erişimi sağlanmadı.
Avukatı Kocapınar’ın girişimleri ile yeniden İstanbul'a sevk edilmesiyle ilaçlarını almayı başarsa da tedavi süreci kesintiye uğradı ve sağlık durumu ciddi şekilde kötüleşti.
Yetkililere çağrı
Avukat Kocapınar, müvekkilinin tedavi hakkının engellenmesinin insan hakları ihlali olduğunu belirterek, "Ahmed'in sağlık durumu, tedavi hakkının elinden alınması ve yanlış idari uygulamalar nedeniyle ciddi şekilde zarar gördü. Tedavi hakkının geri verilmesi için gerekli tüm hukuki girişimleri yapacağız" dedi.
A.'nın tedavi sürecinin devam etmesi ve sağlık hakkının korunması için destek çağrısında bulunan avukat Kocapınar, yetkililere, uluslararası sözleşmeleri hatırlattı. “Türkiye uluslararası sözleşmelere imza atmış ve Suriyeli Geçici Koruma Stasü’ne aldığı birini koruyacağım demiş bir ülke. Bunu yapmalı. Ayrıca A., Suriye’ye gönderilirse, orada hayatta kalma şansı hiç yok. HIV+ olduğu için orada aşırı dinci grupların hedefinde olacaktır” dedi.
"Göç İdaresi, tedavisini engellemesin"
Avukat Kocapınar, ayrıca, “A.'nın sadece üç aylık ilacı kaldı ve sonrasında garantisi yok. Sadece üç aylık ilaç temin edildi. İstanbul’daki GGM’de çalışan memurlar ellerinden geleni yapıyorlar fakat durum onların ötesinde. Önemli olan Göç İdaresi Müdürlüğü ve Göç İşleri Başkanlığı’nın bu sorunu çözmedi. Tedavisini engellemeyin” dedi.
A., hala Arnavutköy Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyor ve tedavi hakkına erişim sağlanmadığı için hayatı tehlikede. Avukat Kocapınar, son olarak "Bu durum, insan hakları ihlalidir ve A.'nın sağlığı ve yaşam hakkı korunmalıdır" diye seslendi.
G-77 Tahdit Kodu nedir?
Kamu sağlığını ve güvenliğini tehdit edecek şekilde bulaşıcı hastalık taşıyan yabancılar hakkında G-78 tahdit kodu konularak Türkiye'ye girişleri süresiz olarak yasaklanır.
HIV hangi koşullarda bulaşır?
HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) pozitif bir kişinin hastanede ameliyat sırasında virüsü bulaştırma riski oldukça düşüktür ve bu durum sıkı tıbbi protokollerle önlenir. *Hastanelerde ameliyatlar sırasında kullanılan tüm aletler, ekipmanlar ve yüzeyler titizlikle sterilize edilir. Bu, HIV dahil olmak üzere herhangi bir enfeksiyonun yayılmasını önlemek için standart bir uygulamadır.
*Ameliyat ekibi, eldiven, maske, gözlük ve koruyucu giysi gibi kişisel koruyucu ekipmanlar kullanarak hastayla temas eder. Bu ekipmanlar, kan veya diğer vücut sıvıları ile temas durumunda sağlık personelini korur.
* Tüm hastalar potansiyel olarak enfeksiyon taşıyıcı olarak kabul edilir ve bu doğrultuda enfeksiyon kontrol önlemleri uygulanır. Bu standartlar HIV pozitif hastalar için özel bir uygulama değildir, her hasta için geçerlidir.
* HIV, doğrudan kan, semen, vajinal sıvılar veya anne sütü gibi vücut sıvılarıyla bulaşır. Ameliyat sırasında bu sıvılarla doğrudan temas veya kan nakli olmadıkça bulaşma riski yoktur.
HIV hakkında detaylı bilgi için buraya bakabilirsiniz.
(EMK)