821 işçinin avukatı Gökhan Algül, sendikanın başını çektiği ve içerisinde İSDEMİR yönetiminin de bulunduğu kişilerin işçilerin davasını çekmesi yolunda baskı yaptığını savundu.
Üç yıl önce açılan ve sonuçlanma dönemine girdiği belirtilen davadan, taşeron işçinin baskı sonucu çekildiğini belirten Av. Algül, "İşçilere baskı var. Baskının başını çeken de Özçelik-İş Sendikası. Sendika, dava sürecinde işçiyi destekledi. Ancak özelleştirmeyle birlikte baskının başını çekmeye başladı" diye konuştu. İSDEMİR ve sendika yönetiminin her gün işletmede toplantı yaptığını belirten Algül, dava açan işçilerin isimlerinin bu toplantılarda okunduğunu ve davalardan çıkmalarının istendiğini savundu. "Bu işçilere 'davayı çekmezsen, işten atılırsın' şeklinde baskı yapılarak, araçla Dörtyol ilçesindeki adliyeye götürülüp, davadan çekilmesi sağlanıyor" diyen Algül, iki günde davadan vazgeçen işçi sayısının 70'i geçtiğini belirtti. Bu olayı, hukuka, mahkemelere saygısızlık olarak değerlendiren Algül, olayda sendikanın da olmasının çalışma hayatının utancı olduğunu belirti ve, "Çalışma hayatının en büyük ayıbıdır. Dava açmak anayasal bir haktır. 'Çekin' demek ise kötü niyeti sergiler" diye konuştu.
Gizli pazarlık mı var?
Olayın ardında gizli pazarlıklardan şüphelendiklerini vurgulayan Av. Algül, işçiye işçiye baskı yapılmasının bunun kanıtı olduğunu vurguladı. İSDEMİR işçilerinin 16 Ağustos 1999 tarihinde Dörtyol İş Mahkemesi'ne açtığı davayı kazanması halinde, kişi başına ücret farkı ve sosyal haklara ilişkin 18-20 milyar lira alacağını belirten ve işletmede 4800 taşeron işçinin bulunduğunu
vurgulayan Av. Algül, davadan vazgeçen işçilerin İSDEMİR işçisi olduğu iddiası ile tüm haklarından vazgeçtiğini belirtti. Davadan doğacak ekonomik kaybı ise İSDEMİR'in devrini öngörün protokol kapsamında ÖİB karşılayacak. Av. Gökhan Algül ile Av. Ümit Teoman tarafından İSDEMİR işçisine dağıtılan 'işçi arkadaş' başlıklı bildiride ise şu sözlere yer verildi:
"...Kadrolu işçilerle aynı işleri yapmana rağmen toplu sözleşmelerden faydalanma hakkın sana tanınmıyor. Taşeron adı verilen şahısların işçisi gibi gösterilip, düşük ücretle çalıştırılıyorsun. Taşeron kazanırken sen kaybediyorsun, demirçelik kazanırken de sen kaybediyorsun ve bunun adına 'kader' diyorlar. Sendika ile işveren arasında yeni toplu iş sözleşmesi imzalandı. Sen bu sözleşmeden de faydalanamıyorsun. Diyorlar ki, 'iki yıl sabret.' Ne olacak iki yılın sonunda? Seni kadroya m? geçirecekler? Kesinlikle hayır, senden alın terinin karşılığı haklarından vazgeçmeni isteyenler, seni mutlu ve refah yaşatacaklarını mı taahhüt ediyor? Bunlar uyutmaca taktiklerdir".
İşletme ve sendikadan yalanlama
İSDEMİR ile Özçelik-İş Sendikası ise iddiayı yalanladı. İSDEMİR yönetiminin hiçbir işçisine davadan çekil baskısı yapmadığını ve bu yöndeki suçlamaları kabul etmediklerini belirten iletişim ve Tanıtım Koordinatörü Perihan Yazıcı, "İSDEMİR yönetiminden baskı yapılmasını kabul etmek mümkün değil. Burası özel bir şirket ve baskı yapmak söz konusu olmaz. Ama kişiler de tercihlerinde özgürdür" dedi. Yazıcı, 'kişiler tercihinde özgürdür ifadesi ile davadan vazgeçenlerin özgür tercihlerini mi kullandığını söylüyorsunuz?' sorusuna ise 'Hayır, genel anlamda kullandım" yanıtını verdi.
Sendika: Baskı değil, bilgilendirme
Özçelik-İş Sendikası İskenderun Şube Sekreteri Ali Cengiz Gül, 'Bilgilendirme var, baskı yok' dedi. İşçilerle toplantı düzenlediklerini ancak, kendilerine davayı açma gerekçesinin geriye dönük tazminatların alınması olduğunu anımsattıklarını belirten Gül, şu değerlendirmede bulundu: "Biz ise İSDEMİR ile yapılan ve imza altına aldığımız protokolla, taşeron işçilerin geriye dönük tüm haklarını aldık. İSDEMİR'de kadroya girecek işçilerin tamamı bu haklardan yararlanacak ve haklarının ödenmesini de, 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesi kapsamında İSDEMİR üstlenecek. O halde davanın bir önemi kalmıyor. Biz de bunu işçilere anlatıyoruz ve davaya gerek kalmadığını belirtip, çekilmesini istiyoruz. Çünkü, mahkemeyi kazanırlarsa sadece 2000 yılı ve sonrasının haklarını alacaklar. Protokolda ise 1991 yılından itibaren tüm haklar koruma altına alınıyor. Ve kıdem tazminatlarını İSDEMİR üstleniyor.
Mahkemeyi kazanacak işçilerin ortalama iki-üç milyar lira kazanacağını da savunan Gül, "Ama avukat rant peşinde. Her davadan bir milyar lira kazanırsa, 821 işçinin açtığı davadan milyarlarca lira kazanmayı hedefliyor. Avukat, işçinin haklarını değil, kendi kazancını hesaplıyor" diye konuştu.
İSDEMİR aday işçi kriterlerine uyan 400 işçiden 100'ünün davadan çekildiğini belirten Özçelik-İş Sendikası İskenderun Şube Sekreteri Gül, şöyle konuştu "Ben taşeron işçisi olsaydım ve tüm haklarım koruma altına alınmışsa sendikamın dediğini yapardım". (FA)