Yeni Adli Yılın açılışı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lideri Deniz Baykal, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Yargıtay Başkanı Osman Arslan ve diğer yargı yetkililerinin katıldığı "sıcak" bir törenle gerçekleşti.
Törende Baykal, seçimler öncesi söz düellosuna giriştiği Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül ile tokalaştı.
Devlet kurumların çatışma içinde değil uyum içinde çalışmasının önemine işaret eden Yargıtay Başkanı Arslan, açış konuşmasında, "1982 Anayasasının pek çok hükmü değiştirildiği halde yargı bölümüne ilişkin esaslı bir değişiklik yapılmadı" dedi.
Özok: Eleştiriler demokratik olgunlukla karşılanmalı
Arslan'dan sonra söz alarak sivil Anayasa çalışmasına vurgu yapan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Özdemir Özok da, demokratik bir anayasanın toplumsal uzlaşıyla çıkarılabileceğini belirterek, yeni Anayasanın niteliklerinin de temel değerleri inkar etmemesi, laiklik ilkesini de sulandırmaması gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı verdikleri olumlu mesajlar için kutlayan Özok, “Halkımızın oylarıyla oluşan bu yeni dönemi demokratik olgunlukla karşılayarak yapılacak destek ve eleştirilerin bu anlayış içinde sürdürülmesi gerektiğine inanmaktayız” dedi.
Arslan: "Yeni uygulanmalarda sorun doğal"
“Kuvvetler ayrımı"nın, devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmediğini, devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasıyla ilgili medeni bir işbölümü olduğunu kaydeden Arslan, Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve inkılâpları ile cumhuriyetin kazanımlarını korumak konusunda her kurum ve her yurttaşın kendisini görevli sayması gerektiğine işaret etti.
Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 2002 yılında; Türk Ceza Kanunu (TCK), Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK), Cezaların İnfazı Kanunu ve Kabahatler Kanunu'nun da 2005'te değiştirildiğini anımsatan Arslan, "Her yeni kanunun yürürlüğe girmesinde bazı hukuki sorunların çıkması doğaldır. Zaman içinde bunlar aşılır" diye konuştu.
Hâkimlerin, kasten veya ağır ihmalleri sonucu yargılanan kişilere zarar vermeleri halinde, sorumlu olacaklarının tartışmasız olduğunu kaydeden Arslan, hukuki sorumlulukları nedeniyle mahkum olan devletin hakimlere rücu etmesine karşı çıktı:
"Hukuki sorumluluk nedeniyle önce devlet aleyhine dava açılması, hüküm kesinleştikten sonra devletin hâkime rücu etmesi, hâkimi devlet memuru haline dönüştürür."
"Yargıya eleştiriler bilimsel ve hukuki olmalı"
Yargıya güven konusunda, adalet dağıtanlardan başka; basına, politikacılara, kurum ve kuruluşlara da görevler düştüğünü açıklayan Arslan, "Her kararın her kesimce beğenilmesi ve kabul edilmesi beklenemez. Kesinleşen kararların eleştirilmesi ve değerlendirilmesi doğal. Ancak, eleştiriler bilimsel ve hukuki olmalı; kararı verenler değil, karar eleştirilmeli" diye konuştu. (EÖ)