En çok tartışılanlar, 8 Mart eylemlerine erkeklerin de katılacak olması ve bu günün "Dünya Emekçi Kadın Günü" olduğuna ilişkin söylem.
Feminist çevrelerin Kadıköy'de 5 Mart'ta yapacakları mitinge erkek katılmazken; Beyazıt Meydanı'nda yapılması planlanan miting ise karma bir etkinlik. Ayrıca 8 Mart gecesi de Beyeoğlu'nda, örgütlü örgütsüz tüm kadınların katılacağı meşaleli bir yürüyüş planlanıyor.
Feminist kadınlar: Tüm kadınlar emekçidir
Feminist Kadınlar İnisiyatifi'nden Nilgün Yurdalan ve Filmmor Kadın Kooperatifi'nden Melek Özman tüm kadınların sorunlarının ortak olduğunu emeklerinin sömürüldüğünü söylüyor
Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi'nden Fitnat Durmuşoğlu ise "Bütün kadınların ayrışmadan kutlama yapması daha güçlü olurdu ama, ayrı kutlanması da başka bir çeşitliliktir" diyor. Durmuşoğlu, ayrışmanın 8 Mart'ın erkeksiz kutlanmak istenmesinden doğduğunu belirtiyor.
Bir okur: Kavramlar tarihsel bağlamlarından koparılmasın
8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlamaktan yana bir bianet okuru ise yaptığımız bir haberi eleştiriyor; "bu tür kavramsallaştırmaların, kavramları tarihsel bağlamlarından kopardığını ve uzun mücadeleler sonucu elde edilmiş kazanımların altını boşalttığını düşündüğünü" söylüyor:
"8 Mart Emekçi Kadınlar Günü, 8 Mart Dünya Kadın Hakları Günü olarak adlandırılıyor. 8 Mart bilindiği üzere dokuma işçisi kadınların hak mücadelesi ile başlamış bir sürecin sonunda Emekçi Kadınlar günü olarak ilan edilmiştir."
Özman: Ayrışma politiktir
Filmmor'dan Melek Özman, bianet'in bu yöndeki sorusunu rahatsızlığını dile getirerek yanıtlıyor:
"8 Mart'ta kadınlar uzun yıllardan beri bir şeyler yapıyordu. Ama ne zaman ki -medyatik deyimiyle- 'trend' haline geldi; 8 Mart'ta ortak bir şey yapamaz olduk. 8 Mart'ı herkes kutlayabilir. Mesele 'erkeksiz olmak, erkeklerin gelmesi' meselesi değil. Temel bir şey var. Bir kere, '8 Mart emekçi kadınlar günü' diye bir diretme var. Bu çok politik bir ayrım."
Özman, 8 Mart'a emekçi kadınlar günü denmemesi gerektiğini söylüyor.
"Tüm kadınların emeği sömürülür. Tüm kadınların emeği sömürüldüğü için biz kadınlar günü diyoruz. Nasıl sendikalar, işverenlerle yürümüyorsa, biz de erkeklerle birlikte yürümek istemiyoruz. Ayrılık da iyidir. Benzemezlerle iş yapıyoruz, asgari müşterekler buluyoruz ama, bu ayrımlarda asgari müşterekler yok. Asgari müştereklerin olmadığı yamalı bohça gibi bir etkinlik yapmaktansa herkesin kendi etkinliğini yapması daha iyi."
Tüm feminist kadın örgütlerinin, 8 Mart akşamı düzenleyecekleri meşaleli yürüyüşte bir araya geleceğini söyleyen Özman " Biz kadın örgütlerinin olduğu bir işi yaparız. Feministlerin de içinde olduğu gece yürüyüşüne katılacağız" diyor.
Yurdalan: Bugün tüm kadınların mücadele günüdür
Yurdalan'a göre bu ayrışmanın tarihi 1857'ye dayanıyor:
"Emek boyutuyla baktığımızda tüm kadınlar emekçi. 8 Mart'ın ilk çıkışı bu tarih olduğu için bir grup bunun öyle olmasını savunuyor. Kadınları kendi içinde ayırmak ne kadar doğru bilemiyorum.
"Aslında bu bütün kadınların günü. Bazıları sınıfsal açıdan bakıyor. Biz devrimciyiz, feminist değiliz, diyor. Bu gün bizim için, tüm kadınlar için mücadele günü."
Kadınlar feminist mücadeleyle ayakları üzerinde durdu
Yurdalan, 8 Mart'ın emekçi kadınlar üzerinden gelişmiş bir gün olmakla birlikte çok uzun süredir kadınların sorunlarının -sınıfı, bulunduğu yer ne olursa olsun-ortak olduğunu söylüyor:
"En özel konumu olan kadınların bile sorunu var. Dolayısıyla tüm kadınların sorunlarının ortak olduğunu, ancak ortak bir mücadeleyle çözümleneceğini düşünüyorum. Kadınlar feminist mücadeleyle kendi ayakları üzerinde durdular, kendi sözlerini söylediler. Erkekler ise kadınların kendileri olmadan bir mücadele yürütmesini doğru bulmadılar. Bu durum erkeklerin evdeki hakimiyetlerini de etkileyen bir durum."
Yurdalan son olarak, "kimi kadın ve erkekler birlikte mücadeleyi doğru buluyorlar. Bu feminizme karşı da bir tutumdur" diyor ve ekliyor:
"Kimi erkeklerle bazı şeyler yapılabilir. Ancak kadınlar asıl mücadelelerini, feminist mücadele içinde, sorunları için politika ve eylemler üreterek, kendileri oluşturur." (AD)