* Fotoğraf: Dilek Sarıgül / csgorselarsiv.org
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 8 Mart’ın resmi tatil ilan edilmesi için hazırladığı kanun teklifini TBMM'ye sundu.
“17.03.1981 Tarih Ve 2429 Sayılı Ulusal Bayram Ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” şöyle:
MADDE 1- 17/03/1981 tarihli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunun 2’nci maddesinin birinci fıkrasında “ve 1 Mayıs günü” ibaresindeki ve bağlacı kaldırılarak “1 Mayıs günü” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 8 Mart günü” ibaresi eklenmiş, birinci fıkranın (C) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (D) bendinde yer alan “ve 1 Mayıs günü’ ibaresindeki ve bağlacı kaldırılarak “1 Mayıs günü” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve 8 Mart günü” ibaresi eklenmiştir. “C) (Değişik: 22/4/2009 - 5892/1 md.) 1 Ocak günü yılbaşı tatili, 1 Mayıs günü Emek ve Dayanışma Günü tatili ve 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik, Mücadele Ve Dayanışma Günü tatilidir.”
“Kadınların yüzde 44’ü sigortasız çalışıyor”
Teklifin gerekçesinde, Türkiye’deki kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yansımamalarını en yoğun hissettiği bazı alanlar şöyle sıralandı:
* Türkiye’de iş yasasına göre haftalık çalışma süresi 45 saattir. Kadınların ev içi mesaisinin uzunluğuyla kıyasladığımızda ne kadar büyük bir karşılıksız emek harcadığı görülmektedir. Türkiye’de bir araştırmaya göre ev kadınlarının yaklaşık 69,2’si ev işlerini bir yardımcı olmadan tek başına yapıyor.
* Türkiye’de 1 milyondan fazla kadın işçi sigortasız çalıştırılmaktadır. Kendi hesabına çalışan kadınlarda (esnaf, çiftçi vb.) sigortasız çalışma oranı yüzde 83; aileye ait tarlada ya da işyerinde çalışan ancak bu çalışması karşılığında ücret almayan ücretsiz aile işçisi kadınlarda ise kayıt dışı oranı ise yüzde 93’ü buluyor. Sonuçta kadınların yüzde 44’ü sigortasız çalışıyor ve sigorta primleri ödenmiyor. Dolayısıyla bu durum söz konusu kadınlar için emekliliği zorlaştırıyor.
* Türkiye’de kadına şiddet özellikle son zamanlarda oldukça arttı. İstanbul Sözleşmesi’nin de tartışmaya açılmasıyla faillerin cesaret bulduğu şiddet konusu da bu durumu beslemektedir. Kadına yönelik ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla hazırlanan İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa’nın uygulanmaması ve bu düzenlemelerin tartışmaya açılmasıyla kadınların hayatını riske atmaktadır. Türkiye’nin taraf olduğu İstanbul Sözleşmesi, şiddet eylemlerinin önlenmesini, soruşturulmasını, cezalandırılmasını ve tazmin edilmesini sağlamak üzere gerekli hukuki veya diğer tedbirleri almayı yükümlü kılıyor.
TIKLAYIN - Erkekler Şubat’ta 33 kadını öldürdü
TIKLAYIN - Kadınlar mücadele ediyor, erkek şiddeti yargılanıyor
TIKLAYIN - 2020’nin değiştirmediği tek şey: Erkek şiddeti
(AS)