Avukat Hasip Kaplan ise devlete karşı işlenmiş suçlardan ceza alanların sicil kaydının silinse bile fiş kayıtlarının silinmediğini, yasanın köklü bir değişiklik getirmediğini vurguladı.
Geçtiğimiz hafta yasalaşan "Kopenhag kriterleri ve Anayasa'ya uyum çerçevesinde bazı yasalarda değişiklik öngören tasarı"ya göre "Rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik gibi suçlarla beş yıldan fazla ağır hapis veya hapis cezasına mahkum, 18 yaşından büyük olanların adli sicil kayıtları aynı suçun işlenmemesi koşuluyla" 10 yıl sonra silinecek.
Bianet'e tasarıyı değerlendiren Can ve Kaplan "'78 kuşağının eşit haklara kavuşabilmesi için hayat boyu yasaklılık halinin 'koşulsuz' kaldırılması gerektiği" görüşünde birleşiyor.
Av. Kaplan'a göre adli sicil kaydının silinmesi, seçme seçilme hakkının geri kazanılması için gerekli. Ancak '78 kuşağının kaderini etkileyen hayat boyu siyasi yasakların 10 yıl gibi bir süre sonrasında kaldırılması kabul edilemez.
"'78 kuşağının mağduriyeti giderilmiyor"
Kendisi de yasaklı olan ve cezasını işlememek koşuluyla şartlı salıverilen Can ise, yasadaki tanımların belirsiz olduğunu, şartlı tahliye sürecinin bitiminden sonra geçecek 10 yıldan sonra kaydın silinmesinin aslında "siyasi özgürlüğün verilmemesi" anlamına geldiğini belirtti:
* Uyum paketindeki Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312. maddesinden hüküm giyenlerin siyasi partilere üye olmasına yönelik düzenlemeler yalnızca kişisel çözümler getiriyor.
* 12 Eylül döneminde TCK'nın 146, 125 ve 168 sayılı maddelerinden yargılanan 21 bin 764 kişinin siyaset yapmasına ve kamu haklarına yasak getirildi.
* Bu kişiler TCK'nın 31 ve 33 maddelerine göre, kamu hizmetlerine, siyasi faaliyetlere katılma , mal ve para idaresi, baba-annelik gibi en temel insan haklarından yoksun kalıyor.
* Şartlı tahliye sürecinin bitiminden 10 yıl sonra adli kaydın silinmesi, cezaların süresi göz önüne alındığında '78 kuşağının mağduriyetinin giderilmeyeceği anlamını taşıyor. Emniyet Müdürlüğü'ndeki fiş ve kayıtlarının silinmemesi ise infaz hukukunda eşitliğin olmadığını gösteriyor.
"Yasaklıların" çocukları da "şüpheli"
* Hukuk devletlerinde sadece kesinleşmiş mahkeme kararları esastır; onlar da belli bir süre için sonuç doğurur. Hakkımızdaki fiş ve kayıtlar yasalar değişse de zaman aşımına uğrasa da hala bir sabıka kaydı gibi ruhsat almaktan diğer bir çok işleme hayatımızı etkiliyor.
Can, 78'lilerin çocuklarının anne babalarının sicilleri nedeniyle polis ve orduya bağlı okullara alınmamasını "çocukların da fişlenmesi olarak niteleyerek amacın çocuklarını da "şüpheli şahıslar listesi"ne almak olduğunu söyledi:
"Bu uygulamanın Kopenhag Kriterleri'ne nasıl sığdırıldığını anlamak zor. Yalnız suçlu sayılanı değil, çocuklarını da potansiyel düşman gören 12 Eylül rejimine kimse demokratik diyemez." (BB)