78’liler Girişimi “ateşkes ve diyalog” çağrısıyla eşzamanlı olarak Türkiye’nin 23 ilinde basın açıklaması yaptı.
İstanbul’da, Galatasaray Meydanı’nda, 78’liler Girişimi Temsilcisi Yunus Bircan ve Barış İçin Kadın Girişimi’nden Nimet Tanrıkulu’nun katılımıyla gerçekleşen açıklamada barış çağrısı yinelendi.
Bican: “Siyaset gerçek ilişkilerden koptu”
Basın açıklamasını okuyan Bircan Türkiye’nin 30 yıldır savaş ve çatışma halinde olduğunu söyledi.
“İnsani, sosyal, siyasal, ekonomik ve ahlaki boyutlarda büyük bedeller ödendi. 50 bin insan öldü ve en az bir o kadarı da yaralandı.
“Milyonlarca insan topraklarını terke zorlanarak, kent merkezlerine göçe ve yoksulluğa sürüklendi.
“Demokrasi boğuldu. Siyaset gerçek ilişkilerden koptu, algı yönetiminin toplum dışı zihniyetine temsil oldu.”
“Savaş kapımıza tekrar geldi”
Bircan 2013 başından itibaren başlayan çözüm süreci ve karşılıklı eylemsizliğin tıkanmalar yaşadığını, özellikle 2014 sonbaharından itibaren 6-8 Ekim olayları, İç Güvenlik Yasası ve sert kararların alındığı Kasım MGK toplantısının güvensizliklere yol açtığını belirtti.
“Bugün geldiğimiz noktada ne yazık ki, çözüm sürecinden Suruç katliamı ve Varto, Şemdinli, Silvan, Lice, Silopi’de ve asker ölümlerinde görüldüğü gibi hayati bir kopuş yaşanıyor.
“Silah ve şiddet perdesi yeniden açıldı, savaş kapımıza tekrar geldi.”
Çağrı
Açıklamada, yetkililerden ve sorumlulardan silahların susturulması ve mutlak çatışmasızlık haline dönülmesi; Varto, Şemdinli, Silvan, Lice, Silopi’de asker ve polis kuşatmasının kaldırılması ve ilişkilerin normalleştirilmesi; Suruç katliamının soruşturulması ve aydınlatılması istendi.
Meydan okuyucu, ayrımcı/milliyetçi ve suçlayıcı tahkir dilinden uzak durulması; demokratik ve siyasi alanı daraltacak önerilerden ve görüşlerden sakınılması; kopan çözüm çabalarına geri dönülmesi için diyalog ortamı oluşturulması yönünde çağrı yapıldı.
Tanrıkulu tanık olduğu hukuksuzlukları anlattı
Nimet Tanrıkulu da kadınlar olarak gittikleri Ağrı, Lice, Suruç, Silvan, Varto ve Diyarbakır’ın birçok bölgesinde tanık olduklarını anlattı:
“Silvan’da insanlara katliam uygulandı. Bu coğrafyanın bir parçası olan topraklarda insanlara zalimane uygulamalar yapıldı.
“Özerklik dediler, özyönetim kuruyorlar dediler, hendekler açıyorlar dediler, 7 yaşındaki çocuğu –savaştan anlamayan çocuğu – hazırola geçirip üstüne silahlar doğrulttular. Biz bunların tanığı olduk.
“Batı’dan gelen memura ‘Neden Silvan’da çalışıyorsun, neden sağlık ocağında çalışıyorsun’ deyip bodrum katlara kapayıp ‘allahuekber’ sesleriyle, tekbirlerle, ellerini havaya kaldırarak zulüm uyguladılar.
“İnsanların yaşam alanlarına girip onları göçe zorluyorlar. ‘Evlerinizi terk edeceksiniz, buradan çıkacaksınız’ dediler.
"Kadın ve çocuklar en ağır bedelleri ödüyor"
“Biz gözümüzle tanık olduk, akşama doğruydu, üç dört aylık çocuğunu kucağına almış kadınlar, yüzlerce kadın ‘Sütümü alamadım çocuğum aç ölecek’ diyerek, kol çantalarıyla yola düştü.
“Bu savaşlarda kadın ve çocuklar en ağır bedelleri ödüyor.
“Bölge halkından dinledik… Varto’da bir kadın, bedeni çırılçıplak soyularak teşhir edilmeye çalışıldı.
“Bu devletin ayıbıdır. Kadınların bu şekilde teşhir edilmesi, bu topraklarda ve dünyada kadınların uğradığı zulmün bir örneğidir.
“Bundan hiçbir kadın utanç duymaz. Utanç duyması gereken bu devlettir.”
“Ne 90’lardayız, Ne 1938’deyiz”
90’lardaki hafızanın canlandırıldığına dikkat çeken Tanrıkulu “Ne 90’lardayız ne 1938’deyiz. Bu halk artık başka bir halk. Bu halkın ulaşabileceği kanallar artık başka bir durumda. Bugün yaptıkları burada kalmıyor, duyuluyor” dedi.
Mektup
Açıklamadan sonra ateşkesin ve diyaloğun sağlanması için postaneden Birleşmiş Milletler daimi üyesi beş ülke ve başka 11 ülkenin büyükelçiliklerine ve BM Türkiye Temsilciliği, Avrupa Konseyi, Uluslararası Af Örgütü, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı, TBMM Başkanlığı gibi kurumlara ve siyasi parti temsilciliklerine mektuplar gönderildi. (EÖ/YY)