Cumartesi Anneleri/İnsanları, Galatasaray Meydanı’ndaki 699. haftalarında “Bayram vesilesiyle devleti yönetenlere bir kez daha soruyoruz: Gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz nerede?” diye seslendi.
699. hafta eylemine katılan Halkların Demokratik Partisi Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ve gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır'ın ağabeyi Mikail Kırbayır, 25 Ağustos'taki 700. haftaya katılım çağrısı yaptı. Hasan Ocak'ın ağabeyi Ali Ocak 23 yıldır adalet taleplerinin karşılık bulamadığını anlattı.
"Bayram telaşında değiliz"
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon'un 699. hafta açıklamasını Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak okudu.
"699. buluşmamızı bayram öncesinde gerçekleştiriyoruz. Bu bayram öncesinde de ne kutlama ne de bayram telaşında değiliz" diyen Ocak, şöyle devam etti:
"Bir ülkede insanlar sevdiklerini sonsuzluğa uğurlama, gömebilme ve bir mezara sahip olma hakkından mahrum bırakılmışsa orada bayramlar bayram gibi yaşanamaz.
"Bir ülkede insan hakları ve demokrasiye dair bütün değerler ayaklar altına alınmışsa orada bayramdan, barış ve huzurdan söz edilemez.
"Bir ülkede annelerin 'Gözaltında kaybedilen evlatlarımıza ne olduğunu öğrenmek istiyoruz! Evlatlarımızı kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmalarını istiyoruz!' talebi karşılıksız kalmaya devam ediyorsa; orada bayramdan, hukuktan, adaletten söz edilemez.
"Çünkü bayramlar; barış ister, huzur ister, sevinç ve neşe ister. Ancak hukukun üstünlüğünün egemen olduğu koşullarda, yurttaşlar için güvenli ve huzurlu bir yaşam gerçekleşebilir."
"Türkiye'de hukuk yok"
"699 haftadır Galatasaray’dan haykırıyoruz:
“Hukuk adaleti sağlamak için varsa; Türkiye’de hukuk yok. Adalet, toplumsal huzur, güven ve barışı sağlamak için varsa; Türkiye’ de adalet yok. Adalet saraylarının, mahkemelerin varlığı yargılama faaliyetini temsil ediyorsa; Türkiye’de yargı yok.
“Anayasa’nın 125. Maddesi ‘İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır’ diyor. Yani devlet görevlileri ve kurumları; yasalar önünde sorumludur; gerektiğinde hesap verirler diyor. Bu hüküm olağanüstü hal ya da savaş durumlarında dahi herhangi bir kısıtlamaya tabi değildir. Ama Türkiye’de Devletin yurttaşa karşı işlediği ağır hak ihlallerini soruşturacak, cezai sorumluluğu olanları suçlayarak, hakkıyla cezalandırılmalarını teminat altına alacak bir adalet sistemi yok."
"Sorumluları cezalandırmak zorundasınız"
Maside Ocak, bayram öncesinde devleti yönetenleri bir kez daha göreve çağırdıklarını anlattı:
"Gözaltında kaybetme suçunun faillerinin, kaybetme emrini verenlerin, suçun işlenmesini teşvik edenlerin cezalandırılmalarını sağlayacak bir yargı sistemini derhal devreye sokun.
"Gözaltında kaybetme fiillerinde cezasızlığı sonlandırmak; kaybedilenlerin akıbetini ve yerini saptamak, şüphelileri saptayarak yargı önüne çıkarmak, sorumluları cezalandırmak zorundasınız. Bu sizin anayasal görevinizdir; Türkiye'nin imzalamış olduğu ve Anayasaya göre iç hukukun bir parçası olan insan hakları sözleşmelerinden doğan taahhütlerinizdir.
"Bayram vesilesiyle devleti yönetenlere bir kez daha soruyoruz: Gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz nerede? Ve bir kez daha ilan ediyoruz; Yaşam adına, barış adına, insanlık ve vicdan adına kayıplarımızı aramaktan asla vazgeçmeyeceğiz." (BK)