Fotoğraf: AA
Çalışmak zorunda olup da işe gitmesi gereken 65+, torunlarına bakarak adeta bir gizli çalışan olan 65+, sağlık sorunları artan, kontrol için hastaneye gitmek zorunda olan 65+, sosyalleşerek hayata karışan 65+... Yaşayan, üreten, hayattan zevk alan 65+...
"Üretmeyen kesim" olarak algılanan 65 yaş ve üstü yurttaşlara salgınla birlikte uygulanan akıl dışı, özel düzenlemeler, yasaklar hâlâ devam ediyor.
Yasaklarla birlikte oluşan hak ihlallerine karşılık bir alternatif geliştirilmemesi ise ikinci bir hak ihlaline neden oluyor.
"Çalışmasam açım"
Hatırlarsanız, yasak saatinde çalışmak zorunda olduğu için otobüse binen 65 yaş üstü bir kadının görüntüsünün basına yansıması sonrası tepkiler yükselmişti.
Kadın, "Bugün üç apartman merdiveni temizledim, çalışmasam açım" diyordu.
65 yaş üstü ve 20 yaş altı yurttaşlar için sokağa çıkma izninin olduğu 10.00-13.00 ve 13.00-16.00 saatleri arası toplu taşıma kullanamamalarıyla ilgili konu tekrar gündeme geldi.
İstanbulkart yaptığı açıklamada 15 Ocak'tan itibaren HES kodu eşleştirmesi yapılacağını söyleyerek İçişleri Bakanlığı'nın yürüllüğe soktuğu 20 yaş altı ve 65 yaş üstünün toplu taşıma yasağını hatırlattı.
"Bizlere yapılan bu kötü muamele..."
73 yaşındaki Akın Evren "Zaten sıkıntılı olan hayatımız ev hapsi cezasına dönüştü. Aşı uygulamasından da bir ses yok. Üzüntüyle kınıyorum bizlere yapılan bu kötü muameleyi" diyerek tepki gösteriyor.
"Yakın çevremde bir hastane yok"
Meryem Suat 65 yaşında, emekli. Suat ise şunları söylüyor:
"Yaşadığım mahalle küçük bir muhit olduğu için burada kendi yaş grubuma hitap eden hiçbir şey yok ayrıca maaşımı çektiğim bankanın da bu mahallede şubesi yok dolayısıyla bu işlemleri yapmak için toplu taşımayı kullanmak zorundayım. Ayrıca özellikle pandemi döneminde sağlığımıza daha da dikkat etmemiz gerektiği için hastaneye gitmem lazım ancak çevremde bir hastane yok.
"Ben bu işlemler için toplu taşıma kullanmak zorundayım ancak bize ulaşım yasağı getirdiler ihtiyaçlarımı gidermek için ya taksi tutacağım ya en az 1 km yol yürüyeceğim ya da yasağı deleceğim. Yasağı deldiğim zaman ceza kesilecek korkusu yaşayacağım."
"Yönetenlerin ölüme terk ettiği yurttaşlar"
Emekliler Dayanışma Sendikası Yönetim Kurulu Üyesi, 69 yaşındaki İzzet Kuvanlıklı da "bizler deney tahtası değiliz"diyerek tepkisini şöyle dile getiriyor:
"Pandemi süreciyle birlikte biz emekli ve yaşlıların zaten zorluklar içeren yaşam koşullarımız, uygulamaya sokulan kısıtlamalar ya da yasaklar nedeniyle alt üst olmuş durumda. Özellikle toplu taşıma araçlarını kullanma yasağı ile ile birlikte bizlerde "yönetenler tarafından ölüme terkedilmiş yurttaşlar" sınıfına sokulduğumuz duygusunun pekişmesine yol açıyor.
"Emekliler ve yaşlıların sosyal ve ekonomik yaşam koşulları zorludur, ağırdır. Son getirilen bu yasaklama ile daha da zorlaşacaktır.
Bizlere pandemi gerekçe gösterilerek dayatılan yaşam biçimi insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır."
"Hâlâ özel düzenleme yapıyorlar"
Emekliler Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Mahinur Şahbaz ise koronavirüs salgını nedeniyle yapılan düzenlemelerde 65 yaşın üstündeki kişilere konan yasakların salgının önlenmesine söylenildiği gibi ciddi katkı yapmadığı görüşünde.
"Hâlâ özel düzenleme yaparak ısrarcı olunmasını anlamakta güçlük çekiyoruz" diyen Şahbaz şöyle devam ediyor:
"Savunmasız insanlara karşı bu denli sert tutum alan Bilim Kurulunu da kınıyorum. Bilim Kurulunun bu yaş grubundaki insanların ekonomik sosyal ve sağlık durumlarına ilişkin istatistiklere bakmaları gerekiyordu.
"Ucuz pazar arayanlara saat kısıtlaması..."
"Açlık sınırının altında ya da hiç geliri olmadan gündelikçilik yaparak yakınlarının yardımıyla geçiniyorlar. Gıda ihtiyaçları için ucuz semt pazarları, bakkal, market arayan insanlara İstanbul'da Saat 10:00 ile 13:00 arasında sokağa çıkabilirsin deniyor. HES kodu alacaksın deniyor. Neyle nasıl alacak? 1980'den önce doğmuş dijital göçmen insanlara HES kodu al! Aylığını bankamatikten çek, alışverişini internetten yap deniyor. Zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak geliri olmayan insanlara akıllı telefonun olmalı deniyor. Ne zaman bu insanlara gelişen değişen dünyaya ve kent yaşamına uyum sağlamaları için teknolojik yenilikler tanıtıldı dijital aletleri kullanmaları öğretildi.
"Bizlere yasak koyarak salgın önlenemedi"
"Devlet tavsiye eder gibi karar alamaz. Evden çıkma diyorsan yaşamını sürdürmesi için gerekeni yapacaksın. Yapıldı, yapılıyor ama herkese değil ve yetersiz. Bir ay süre ile genel bir kısıtlama getirilse vatandaşların ihtiyacı karşılansa ülke olarak daha iyi durumda olacaktık. Bizlere yasak koyarak salgın önlenemedi.
"İnsan ilişkilerini toplumsal değerleri gözeterek kararlar alınmalı. Medyadan toplu halde yapılan "görülmeyen" etkinliklerle salgının ülkeye yayıldığı haberlerini okuduk. Bu kararları alan yöneticiler sayesinde yaş ayrımcılığıyla da tanışmış olduk.
Eve kapatılmak kronik hastalıkları depreştirdi ve insanlar öldü, ölüyor. Kayıtlara da böyle geçti. Evde 'kaderine' terk edilmiş çaresizlik ve acı içinde. Sorumlusu bu kararları alanlardır.
"Ulaşım sorununu bizim üzerimizden çözmeye çalışmayın"
"65 yaş üstüne hafta içi konan saat kısıtlamasının süresi uzatılmalı, toplu taşıma araçlarını kullanma yasağı kaldırılmalıdır. Koronavirüsü bizler dağıtmıyoruz. Bizim sağlığımızı düşünerek alınmış bir karar olmadığı görülsün artık. Ulaşım sorunlarını bizim üzerimizden çözmeye çalışılmasın bunun yöntemi farklı. Bilmece gibi saat ayarlamaları ile tarihe geçti yetkililer. Salgına ilişkin komik olmayan bilime gerçeklere uygun şeffaf güven veren sonuç alıcı kararlarının alınmasını istiyoruz. Yüz yılda bir yaşanan dünya felaketinin içinde olduğumuzu biliyoruz. İstanbul'da sayıları iki milyonu aşan yaşlı insanlara adaletli davranılsın artık."
(AÖ)