Geçtiğimiz Cumartesi günü Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi salonunda toplanan 57 belediye başkanı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in sözcülüğünde, imzaladıkları "Toplumsal Barış Çağrısı"nı basına açıkladılar.
Basın toplantısına, aralarında sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu kalabalık bir grup katıldı. Açıklamayı, Doğubeyazıt Belediye Başkanı Mukaddes Kubilay, Kızıltepe Belediye Başkanı Cihan Sincar, Hakkari Belediye Başkanı Metin Tekçe ile Batman Belediye Başkanı Hüseyin Kalkan'dan oluşan divanın başkanı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir okudu.
"İki büyük şansı değerlendiremedik"
"Toplumsal Barış Çağrısı"nda özetle şunlara vurgu yapıldı:
"Bir yandan aydınlık bir geleceğe ulaşma umudu yaşanırken diğer yandan bu süreci yitirme risklerinin olması kaygı verici. Türkiye'nin stratejik hedeflerinden biri olan AB üyeliğinin netleşeceği müzakere tarihine az bir zaman kala demokrasiden yana olanların seslerinin daha gür çıkması gereken bir dönemdeyiz."
Uzunca bir dönem hem ülke hem de bölge olarak çok ağır koşullardan geçildiğini ve bunun da çözüm arayışlarında ortak bir kültür yarattığına dikkat çekilen bildiride, "Beş yılı aşkın bir süredir kısmen sağlanan barış ve huzur ortamını yitirme riski ile karşı karşıyayız" denildi.
Özellikle 1999'da yakalanan iki büyük şansın yeterince değerlendirilemediğine vurgu yapılan çağrıda, "İlki ateşkes, diğeri de AB sürecinin başlaması" olarak belirtildi.
Öneriler
Yaşanan sıkıntılar nedeniyle öneriler de şöyle sıralandı;
* Anayasa ve diğer mevzuatlardaki farklılıkları yok sayan hükümlerin kaldırılması.
* Ülkenin zenginliği sayılan tüm dil, inanç ve etnik kimliklerin özgürce ifadeleri için olanak sağlanması.
* Zorunlu göçe maruz kalanlara yeniden yerlerine dönmeleri için olanak sağlanması ve boşaltılan köylere güvenli dönüşün sağlanması,
* Cezaevlerinde insani yaşam standardının sağlanması, tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilmesi.
* Kalıcı barışın sağlanması için, gerek politik nedenlerle gerekse dağda bulunan tüm yurttaşların eve dönmeleri ve demokratik yaşama katılmaları için hukuksal düzenlemelerin sağlanması.
* Parlamentoda tüm toplumsal kesimlerin temsil hakkını kullanabilmeleri için fırsat verilmesi,
* Bölgeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının kaldırılması için bölgeye yatırımlarda pozitif ayrımcılık yapılması,
* Bu doğrultuda atılacak adımlar başta Kürt sorunu olmak üzere demokrasi özgürlük ve ekonomik sorunların çözümünde büyük ölçüde pozitif katkı sağlayacaktır.
Ayrıca son günlerde Kızıltepe ve Şemdinli'de yaşananlara ve provokasyonlara dikkat çekilen "Toplumsal Barış Çağrısı"nda "Kaybedilecek bir tek saniyenin olmadığına" da vurgu yapıldı. (BB)