Turist Rehberleri Birliği (TUREB), koruma altında bulunması gereken tarihi İznik çinilerinin Bizans ve Osmanlı döneminin karakteristikleri arasında olduğuna, yurt dışına kaçırılmış örneklerinin uluslararası müzayedelerde binlerce dolara alıcı bulduğuna, kültürel mirasımıza çok daha fazla sahip çıkmamızın gerekliliğine dikkat çekti.
Çiniler, Osmanlı sentezini temsil ediyor
Tarihi İznik çinileri, 1561 yılında tamamlanan Rüstem Paşa Caminin en önemli özelliği.
Kanuni Sultan Süleyman döneminin en gösterişli sanatsal örneklerinden biri olan Cami, Sultan'ın damadı Sadrazam Rüstem Paşa'nın anısına yapıldı.
Sultan'ın baş mimarı Sinan, camiyi inşa ederken diğer yapıtlarının tersine çini kullanımını sınırlı tutma yoluna gitmedi. Uzmanlar bunun nedenini caminin yapıldığı dönemde Sinan'ın bu konuda henüz bir netliğe ulaşmamış olması ile açıklıyorlar.
Rüstem Paşa Caminin çinilerine yansıyan sanat anlayışı, Osmanlı sentezini temsil ediyor.
Mısır Çarşısı'nın yanında, ortada tek kubbesi olan tek minareli cami, kentin en işlek merkezlerinden birinin dokusunu, yarattığı mistik hava ile daha da özel hale getiriyor.
Doğal ve kültürel değerlerin korunması
Turist rehberliğini, ülkemizin tanıtılması ile sınırlı görmeyen TUREB, sürdürülebilir turizm ilkeleri çerçevesinde doğal ve kültürel değerlerimizin korunmasının da izini sürüyor.
TUREB, Türkiye'de yaklaşık 9 bin profesyonel turist rehberini temsil ediyor. 15 Nisan 2002'de İstanbul ve İzmir Rehberler Odası ile Ankara, Akdeniz, Kapadokya, Marmaris ve Kuşadası Profesyonel Rehber Dernekleri TUREB çatısı altında birleştiler.
TUREB'in amacı, turist rehberlerinin ortak sorunlarını saptamak, çözüm önerileri oluşturmak, meslek kuruluşları arasında işbirliği ve koordinasyon sağlamak. (BB/NK)