Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ,Soner Yalçın, Prof. Dr. Yalçın Küçük ve eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın aralarında bulunduğu 13 kişinin yargılandığı Oda TV davası yeniden görülmeye başlandı.
Üçüncü Yargı Paketiyle Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kapatılmasının ardından, dava son duruşmadan 414 gün sonra İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Şener katılmadı
Şener’in mazeret bildirdiği duruşmaya Soner Yalçın, Yalçın Küçük, Ahmet Şık ve Hanefi Avcı'nın aralarında bulunduğu 11 tutuksuz sanık katıldı.
İzleyiciler arasında CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, CHP'den ihraç edilen milletvekili Süheyl Batum ile Emekli Albay Dursun Çiçek de yer aldı.
Bilirkişi dinlendi: Bazı dosyalar yabancı bilgisayarlarda yaratılmış
Duruşmada söz alan, Yalçın’ın avukatı Hüseyin Ersöz adli bilişim mühendisi Tuncay Beşikçi’ye dosyadaki dijital delillere ilişkin hazırlattıkları bilirkişi raporunu mahkemeye sundu.
Duruşmada dinlenilen Beşikçi Oda TV’den alınan bilgisayarlardaki 328 dosyayı incelediğini belirtti. Beşikçi’nin tespitlerine göre;
* Dosyalar arasında yabancı bir bilgisayarda yaratılmış, Truva atı gibi virüsle kopyalanan dosyalara rastlandı.
Dosyaların tarihlerinde değişiklik
*Virüsler mail yoluyla ulaşmış. CHP gibi sahte uzantılı virüs atılmış.
* Dosyaların tarihlerinde değişiklikler yapılmış.
Pehlivan: Davanın sahibi Gülen
Duruşmada ayrıca sanıkların da beyanları alındı. Yalçın’ın "Sizden rica ediyorum. Kaşif Kozinoğlu aramızda yok. Bu davada kan akmıştır. Bu dava da cinayet işlenmiştir. Bu dava devlet içindeki çetenin ortaya çıkarılması için bir fırsattır. Bitiriniz ve suç duyurusunda bulununuz" diye konuştuğu duruşmada gazeteci Barış Pehlivan ise şunları söyledi:
"Bu davada, Ergenekon'da 'kumpas var' dedik diye mi yargılanacağız. Başbakan diyor ki 'Pensilvanya'daki çete, Oda Tv operasyonunu yaptı' Bu davanın sahibi Fethullah Gülen'dir. Sayın heyet, lütfen sanık sandalyesinde oturanların yerlerini değiştirin."
Şık: Dava bu haliyle bitmiştir
Şık da savcı Zekeriya Öz'ün avukatlarıyla gözaltında bulunduğu sırada, "Ahmet Bey'i tanımam polis gönderiyor ben imzalıyorum" dediğini ifade ederek dosyayı okuduğu için hakime teşekkür etti.
"Bu soruşturmayı Gülen Cemaat'inin yaptığından kimsenin kuşkusu yok. Fethullah Gülen'in ve dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın birlikte suç işlemek için örgüt kurmaktan mahkemede yargılanmadığı bir dava eksik kalır. Erdoğan, Fethullah Gülen'le birlikte yargılanmak zorundadır. Erdoğan'ın 'ne istediler de vermedik' demesi bir suç itirafıdır. Bu dava bu haliyle bitmiştir.
Avcı: TÜBİTAK raporu bile deliller sahte diyor
Avcı ise davadaki belgelerin sahte olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
"TÜBİTAK raporunda bile bilgisayarlar üzerine uzun süre uzaktan oynandığı görülüyor. Polis bu sırada bilgisayarları izliyor. Polis izlerken o sırada gelen mailleri, virüsleri görüyor. Ama hiçbir işlem yapmıyor.”
İlkiz: Dosya AYM'ye gönderilmeli
Şener’in avukatı Fikret İlkiz de ÖYM’lerin kapatılmasının ardından yargılamanın kaldığı yerden yapılacağı yönündeki 6526 sayılı yasanın Anayasaya aykırı olduğu ve dosyanın bu nedenle bekletici mesele yapılarak Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti Boğaziçi Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden oluşacak heyete bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki taleplerinin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi.
Dosyanın AYM’ye gönderilmesinin reddedildiği davaya 12 Haziran’da devam edilecek. (EA)
Bu haberi Radikal ve CNNTürk'ten derledik.