Bangladeş’in başkenti Dakka’da geçen hafta çöken tekstil fabrikası kompleksinde yangın da çıkmasıyla ölü sayısı 400’e yükseldi.
Binlerce kişinin çalıştığı ve beş ayrı fabrikanın bulunduğu binada yangınla birlikte kesintiye uğrayan kurtarma çalışmaları sürüyor, 900 işçi halen kayıp.
Bugün başkent Dakka yakınlarındaki Ashulia sanayi bölgesinde binlerce tekstil işçisi olayı protesto için gösteri düzenledi. Polis işçilere plastik mermi, göz yaşartıcı gaz ve tazyikli suyla müdahale etti.
Yasa dışı yollardan inşa edildiği açıklanan sekiz katlı Rana Plaza, 24 Nisan'da çökmüştü. Binanın sahibi Muhammed Sohel Rana, Pazar günü Hindistan’a kaçmaya çalışırken sınıra yakın bir bölgede yakalandı.
Tutuklanan Rana, “yasadışı inşaat, ihmal ve işçileri tehlikeli koşullarda çalışmaya zorlamak” suçlamalarıyla mahkeme önüne çıkarılacak. Rana'nın babası Abdülhalik Rana da yardım ve yataklıktan tutuklandı.
“Pardon” diyip geçtiler
Democracy Now sitesinin haberine göre, tekstil fabrikasında Joe Fresh, The Children’s Place, JC Penney, Benetton gibi dünyaca ünlü markalara üretim yapılıyordu.
World Socialist Web Site da binada üretilen ünlü markalardan bazılarını şöyle sıraladı: Wal-Mart, El Corte Ingles, JC Penney, Kik, C&A, Benetton, Mango, Trimark, Premark.
New York Times’ta konuyla ilgili çıkan haberde de birçok ünlü markanın olayla ilgili üzüntülerini bildirdiği ancak hiçbirinin iş güvenliği programıyla ilgili adım atmadığı ifade edildi.
World Socialist Web Site’ta yayınlanan K. Ratnayake imzalı haberde, “Küresel şirketler büyük karlar için ‘merdivenaltı’ imalathanelerde insafsızca sömürmeye devam ettikçe, bu endüstriyel felaketlerin de sonu gelmeyecek” dendi.
“Rana Plaza Bangladeş’teki dev tekstil endüstrisinin tipik bir örneği. Bangledeş, Çin’den sonra bu konuda dünya ikincisi ve aynen Çin’deki gibi iş güvenliği açısından yetersizin de ötesinde şartlara sahip.”
İşçileri binaya girmeye zorladılar
Binanın sahibi Rana’nın aynı zamanda yerel bir siyasetçi olduğunun da hatırlatıldığı yazıda, çöken sekiz katlı binanın üç katının da kaçak olduğu ifade edildi.
İşçiler geçen hafta Salı günü binada büyük çatlaklar olduğunu söyleyerek binayı boşaltmak istedi.
Ancak binanın sahibi Rana, binanın güvenli olduğunu söyleyerek tahliyeyi engelledi. Müdürler de işçileri binaya geri dönerek çalışmaya zorladı.
Bina Çarşamba sabahı çöktü.
Bu ilk değil, son da olmayacak
Bangladeş Başbakanı Şeyh Hasina, olaydan fabrika sahibini sorumlu tuttu ve cezalandırılacağını, ailelere de tazminat ödeneceğini söyledi ancak bu gibi kazaları engellemek için hiçbir adım atılmayacağını da açıkça belirtti:
“Binaların yüzde 90’ı kaçak, ne yani hepsini yıkmamızı mı bekliyorlar?”
Geçen Kasım ayında da Ashulia endüstri bölgesindeki bir tekstil fabrikasında çıkan yangında 112 işçi ölmüştü. O olayda da müdürler yangın alarmı çalmasına rağmen tüm kapıları kilitleyerek, içeride sıkışan işçileri çalışmaya zorlamıştı.
Bangladeş’te 2005’ten beri çıkan fabrika yangınlarında 700, çöken fabrikalarda 79 işçi hayatını kaybetti.
Yüksek maaş: 37 dolar!
K. Ratnayake, ülkenin ihracatının yüzde 80’inin oluşturan tekstil fabrikalarının bu olaydan sonra da hiçbir şey olmamış gibi aynı kötü şartlarda, can güvenliği olmaksızın çalışlmaya devam edeceğini yazdı.
Bu fabrikalarda çalışan işçilerin ayda ortalama 37 dolar (66 TL) maaş aldığını, tekstil fabrikalarında çalışmaya başlama yaşının 10 olduğunu, küresel şirketlerin ise bu gibi olaylar için timsah gözyaşları dökmekten başka bir şey yapmadığını da ekledi.
Guardian gazetesinden Maha Rafi Atal, aylık 37 dolarlık maaşın Bangladeş için “yüksek” sayıldığını, işçilerin de para kazanmak ölüm riskini göz ardı ettiğini yazdı.
Forbes dergisinden Clare O’Connor da işçilerin günde 13-14 saat boyunca ve haftanın yedi günü çalıştıklarını yazdı.
K. Ratnayake’ye göre, küresel kapitalizmin krizi derinleştikçe, işçilerin şartları daha da kötüleşecek.
Geçen Eylül ayında da Pakistan’ın Karaçi kentindeki benzer bir kazada 300 işçi yanarak yaşamını yitirdi. Çin’de de her yıl binlerce maden işçisi çökmelerde ölüyor.
“Sağlık, iyi ücret ya da işçilerin yaşamı kar hırsına feda ediliyor. Sadece Asya, Afrika ya da Latin Amerika’da değil, ekonomisi gelişmiş ülkelerde de…” (AS)
* Fotoğraflar: Daily Mail.