Haberin İngilizcesi için tıklayın
“13 aydan beri maaşlarımızı alamıyoruz. Altı aydır da haklarımızı alamadığımız için işe gitmiyoruz. Beklemenin bir çözüm olmadığını anlayarak madende direniş başlattık. Bu ilk vukuat değil. Savcılığa da suç duyurusunda bulunduk ama nafile. Evliyim, iki çocuğum var. Çocuğumun doğumunda patrona gittim, yalvardım ama o zaman bile çıkarıp bana 1 lira vermedi. Artık limitlerimin sonundayım. Esnafımızın karşısına çıkacak yüzümüz kalmadı. Bir yabancı numara aradı mı açmaya korkuyorum.”
Karaman Ermenek’te Has Şekerler Madencilik'e ait Cenne Linyit Ocağı'nında dün (31 Ağustos) direnişe başlayan 40 işçiden sadece birisi 31 yaşındaki Abdullah Büber. Şubat'tan beri kapalı olan bir madenin önünde direniş başlattılar çünkü ne maaşları ne de tazminatları ödenmiş değil. İçeride 12 yıllık tazminatı olan da var, 6 yıllık tazminatı olan da...
Üstelik bu ilk direniş de değil. 2019 sonbaharında başlattıkları direniş işverenin ödemeyi yapacağını beyan etmesiyle son buldu. Fakat aradan geçen sürece maaşlarını alamadıkları gibi işten çıkartılanlar oldu, ruhsatsız madenin kapısına kilit vuruldu.
Büber, yaşadıklarını seni titreyerek anlatırken artık dayanacak güçlerinin kalmadığını söylüyor. İstedikleri tek şey ise aylardır yatmayan maaşları ve tazminatları.
"Kısa çalışma ödeneğinden dahi faydalanamadık"
“Ekim 2019’da maaşlarımız ödenmediği için bir direniş başlattık. 4 aylık alacağımız varken iki maaşımız ödendi. Yasada geçtiği gibi 6 saat 15 dakika çalışıyorduk. Patron bu sürenin yetersiz geldiğini, maaşlarımızı karşılamadığını söyledi, bizi 8 saat çalışmaya zorladı. Biz de işimizden olmamak için kabul ettik ve tekrar çalışmaya başladık.
“Sonra yine aynısı oldu. İki ay boyunca maaş yatmayınca maaşlarımızı istedik. Bu sefer Aralık’ta patron maaşları ödeyemeyeceğini söyledi. İş bıraktık. 80 kişilik bir iş yeriydi burası. Arkadaşlarımız grev başlattı. Grev başlatanların maaşları ödendi ve işten çıkartıldı. Şubat'ta da maden kapatıldı.
“Geriye kalan 40 kişininse maaşları ödendi ne çıkışı verildi. Çıkış alamadığımız için işsizlik maaşı da alamadık. Sigortalarımız sürekli ücretsiz izin olarak işlendi. Kısa çalışma ödeneğinden dahi faydalanamadık. Biz de en son çözüm olarak tekrar bir direniş başlattık. Sadece haklarımızı istiyoruz.”
“Birisi aradı mı alacaklı mı diye düşünüyorum"
Yaşadıkları bölgenin kırsal bir bölge olduğundan bahseden Büber, çalışanların genellikle kendi evleri olduğunu söylese de aralarında kirada yaşayanlar olduğundan da bahsediyor.
“Ailelerimizin desteğiyle bugüne kadar idare ettik ama ben evliyim ve iki çocuğum var. Biri 5 yaşında diğeri ise henüz 6 aylık. Yeri geldi çocuğumun mamasını, bezini alamayacak durumlara düştüm. Doğumunda gittim, yalvardım patrona. O zaman bile çıkarıp bana 1 lira bile vermediler. Eşimin sütü emzirmek için yetersiz. Mamayla büyüttüm ben çocuğumu. Her hafta 200 lira, 200 lira buldum buluşturdum mama aldım. Ama artık limitlerim sona geldi. Artık esnafımızın karşısına çıkacak yüzümüz kalmadı. Bir yabancı numara aradı mı acaba kim, alacaklı mı diye düşünüyorum.
“Yaşadıklarımızı kaç defa CİMER’e yazdım, durumumuzu anlattım. Ama hiçbir şekilde yardımcı olmadılar. Özellikle üstüne basa basa alın terimin karşılığı olan maaşımı istiyorum dememe rağmen bana pandemiden ödenen 1000 lira destek parasını gösteriyorlar, yanıt veriyorlar. Ben devletten para istemiyorum. Benim şu an içeride 4 maaşım var. 10 aylık olan var, 11 aylık olan var. Yıllarca çalışan kişilerin tazminatı var. İstediğimiz çek şey haklarımız.”
"Elektiğim kesildi"
Bir diğer işçi. Mustafa Ozan… 34 yaşında olduğunu söylüyor. Bir de okul çağında 2 çocuğu olduğunu. Ağustos 2019’dan beri maaşını alamadığını da ekliyor…
“Şubat’tan beri çalışmıyoruz. Benim Ağustos 2019’dan beri maaşım ödenmiyor. İçerde 7 aylık maaşım, 11 -12 senelik tazminatım var.
"Geçimimi yeri geliyor çiftçilik yaparak, yevmiyeye giderek sağlamaya çalışıyorum. Buradaki herkes aynı. Ufak tefek işler yaparak para kazanmaya çalışıyoruz. Köy yerinde yaşıyoruz geçiniyoruz belki ama elde yok avuçta yok. Evim kira. 3 ay elektrik faturamı ödeyemedim, kestiler. Kayınpederim ödedi de açtırdı.
"Patron, ‘Çalışın, sizin hakkınızı yemem. Çıkan kömürden hakkınızı ayırıyorum’ diyerek bizi yasal sınırın üstünde çalıştırdı ama Şubat’ta madeni kapattı. Şimdi de ‘Gelin, çalışın sizin paranızı ödeyeceğim’ diyor. ‘Daha öncekileri ver’ diyoruz ‘Yok’ diyor. 1 yıl öncekini alamadıktan sonra ben şimdi niye çalışayım ki?
"Çalıştığımız dönemde de onlarca şey yaşadık. Yasal sınır olan 6 saat 15 dakika değil 8 saat çalıştırıldık. Yemek ve servis vermedi. Kendi imkanlarımızla işe gittik, kendi yemeğimizi kendimiz hazırladık.
"Eksikliklerden dolayı maden kapatıldı. Çıkardığımız kömür başka sahadan çıkartılmış gibi gösterilerek satış yapıldı. Yolsuzluk yapılıyor diye savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Ama yok".
"Patron işçi üzerinden sermaye biriktiriyor"
Bağımsız Maden İş Sendikası Örgütlenme Sorumlusu Başaran Aksu da bugün savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Ödenmeyen maaş ve tazminatlar nedeniyle maden önünde direniş başlattıklarını söyleyen Aksu, maden şirketi hakkında şu bilgileri verdi:
“Burası Cenne Madencilik. Sahibi Hatem Özbey. Zaten Ermenek’te maden işi yapan iki aile var. Diğeri de Uyar ailesi. Bazen birlikte de iş yapıyorlar. Yıllar Ermenek’te, Soma’da, Söke’de, Aydın’da, Milas’ta ya da Konya’nın başka yerlerinde madencilik yapan bu iki ailenin temel işlevi işçilerin haklarını gasp ederek sermaye biriktirmek. Bütün pratikleri böyle.
"Şimdi direniş başlayan ocağın hemen yanında Has Şeker Madencilik diye 28 Ekim 2014’te 18 işçinin boğulduğu bir ocak var. Mesela o ocağın ruhsat sahibi Abdullah Özbey, işletmecisi ise Şükrü Uyar’dı.
"Böyle vahşi, ilkel bir sömürü mekanizması iki aile tarafından yürütülüyor. Şimdiyse kapanan bu ocakta çalışanların hiçbirisi kıdem ihbar tazminatlarını alamadıkları için haklarını istiyor. İşçiler suç duyurularında bulunuyor, davalar açılıyor ama bu ailelere karşı bir dokunulmazlık var. İşçilerin istedikleri tek şey hakları." (HA)