Kadıköy Yoğurtçu Parkı'ndaki yürüyüş yolunda 12 Mayıs 2016 günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) ait hafriyat kamyonunun çarpması sonucu hayatını kaybeden Şule İdil Dere’nin yakınları, ölümünün dördüncü yılında yazılı bir açıklama paylaştı.
“4 yıl oldu, İdil yok, adalet yok” denilen açıklamada 20 Aralık 2017’den beri süren ve Dere’nin ailesi ile avukatlarının taleplerine rağmen üst düzey yetkililerin yargılanmadığı davaya ilişkin bilgilere de yer verildi:
“Hiçbir kamu kurumu pervasızca can alıp, hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edemez. Adaletin üstüne örtülen kara perdeye rağmen İdil için adalet aramaya devam edeceğiz.”
“Şoför, cenazemiz yerdeyken serbest bırakıldı”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İBB, dört yıl önce bugün, 12 Mayıs 2016’da, kendi planladığı ve yönettiği Yoğurtçu Parkı-Kurbağalıdere çalışmasında kendine ait hafriyat kamyonuyla İdil'i bizden aldı. Dört yıldır kimse sorumluluk almadı.
“Şoför ertesi sabah, cenazemiz yerdeyken serbest bırakıldı. Hakkında savcılık tarafından soruşturma istenen 11 İBB üst düzey yetkilisinden 8’i hem İBB hem Valilik hem de İstanbul İdare Mahkemesi tarafından korumaya alındı.
“Kimse tutuklanmadı”
“Can alan çalışmadan sorumlu olan üst düzey yetkililer ödüllendirilircesine 11 gün sonra birbirlerinin yerine terfi ettirildi. Çalışmayı yöneten birimin başındaki ve hakkında soruşturma istenen kişi İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na getirilerek savcılıkça istenen soruşturmada kendini aklattı.
“İBB ve Valilik, ‘İdil’in canı neden alındı’ diye soruşturma açmadı; çalışmanın hangi birime ait olduğunu araştırma başvurularımıza kanunu göz göre göre çiğneyerek bilgi sakladı.
“İddianame 17 ay sonra tamamlanabildi; yargılama 20 ay sonra başlayabildi.
“Davamız başlayamadan ‘adalet’ yok oldu”
“Yargılama kapsamına yalnızca 3 İBB alt düzey çalışan ve şoför dahil 4 İSTAÇ A.Ş. çalışanı dahil edildi.
“Duruşmalarda, İdil’in canını alan Kurbağalıdere çalışmasında can güvenliği önlemi alınmadığı, her an can kaybı olabileceği ilgili birimlere iletilmesine rağmen uyarının görmezden gelindiği, son uyarının İdil’i kaybettiğimiz gün üst düzeye sorumlulara iletildiği anlaşıldı.
TIKLAYIN - Davada Yeni Rapor: "Şule İdil Dere’de Kusur Yoktu"
“İBB’nin ‘kaza’ ile can almadığı, kaza olabileceğini bile bile, yasalarca zorunlu olmasına rağmen risk değerlendirmesi yapmadığı, şantiye güzergahı olarak seçtiği yaya yolunda tabela asmak dahil tek bir yaya can güvenliği önlemi almadığı bilirkişi raporlarınca saptandı.
“Birbirini tamamlayan ve İBB ve İSTAÇ A.Ş.’yi sorumlu ve kusurlu bulan, İdil’i kusursuz bulan 5 bilirkişi raporuna rağmen ‘İdil’e kusur bulunmamasına itiraz edilerek’ yine bilirkişi raporu istendi. İdil yine kusursuz bulundu.
TIKLAYIN - Sanık Avukatları Dere'yi Suçladı
“Adalet yalnız sanıklar için işletildi”
“4 yıl önce şoför, bir hâkimin ‘... şüphelinin tutuklanması halinde ileride telafisi imkansız zararların doğabileceği, şüphelinin tutuklanması için gerekli şartların oluşmadığı anlaşılmakta...’ şeklinde gerekçe yazmasıyla serbest bırakıldı. Ehliyeti bile alınmadı. Görevine devam etti. Daha sonra kendi isteğiyle evine yakın birimde görevlendirildi.
“Şoför ve İSTAÇ A.Ş.’den diğer 3 sanık ‘kamu görevlerinden geri kalmamaları için’ hâkim kararıyla duruşmadan vareste tutuldu. Duruşmalara katılmamaktalar.
“İdil’i 2016’da İBB hafriyat kamyonuyla kaybetmemizden bugüne İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), 3 belediye başkanı gördü. 3’ü de İdil’in adını anmadı; İdil’in canının alınmasından sorumlu olanlar-olabilecekler hakkında idari soruşturma bile açmadı.
“4 yıl geçti, 13 duruşma görüldü”
“Sanık ve tanıkların, can güvenliği önlemi alınmadan çalıştıklarını itiraf etmelerine rağmen, İBB ve İSTAÇ A.Ş.’nin muvazaalı çalışmasının ortaya çıkmasına rağmen tüm sanıklar hakkında, tüm can güvenliği tedbiri alındıktan sonra oluşabilecek durumlarda uygulanan TCK 85/1 maddesinde düzenlenen ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan hala yalnızca 2-6 yıl arası hapis cezası isteniyor.”
Ne olmuştu?12 Mayıs 2016: Şule İdil Dere'nin canına mal olan Kurbağalıdere çalışması İBB-İSTAÇ imzasıyla gerçekleşti. 23 Mayıs 2016: Çalışmayı yürüten ve işveren vekili olan bilirkişi raporunda “müteselsilen sorumlu-asli kusurlu” bulunan İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı, 11 gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirildi. Şubat 2017: Birbirini tamamlayan ve 11 İBB çalışanını “müştereken ve müteselsilen” kusurlu ve sorumlu bulan 3 bilirkişi raporu çıktı. Savcılık devlet memuru olan 11 İBB yetkilisinin soruşturulması için Valiliğe başvurdu. 12 Mayıs 2017: İstanbul Valiliği, süresini ve yetkisini aşarak, hukuku çiğneyerek, İdil’in ölümünden 11 gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığı’na terfi ettirilen ve asli kusurlu bulunan İdil’in canını alan çalışmanın daire başkanının atadığı müfettiş raporuna dayanarak asli kusurlu/kusurlu bulunanların sorumlu olmadıklarına karar vererek 11 İBB yetkilisinden 8’inin soruşturulmasına izin vermedi. Valilik bu kararını İdil’in ölüm yıldönümünde imzaladı. Haziran 2017: İstanbul Valiliği’nin yargılama hükmü kurarak hukuka aykırı yöntemlerle aldığı “soruşturulamazlar” kararına karşı Şule İdil Dere’nin ailesi İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nde itiraz davası açtı. Temmuz 2017: Bölge İdare Mahkemesi, soruşturmada savcılıkça asli kusurlu bulunan ve hakkında soruşturma izni istenen İBB Teftiş Kurulu Başkanı’nın atadığı müfettişçe kendini soruşturan raporunu kabul ederek İstanbul Valiliği’nin verdiği “soruşturulamazlar” kararını aynen kabul etti. Müteselsilen-Müştereken sorumlu ve kusurlu bulunan asıl işveren İBB'den 8 üst düzey yetkili böylece yargılanamadı. Ağustos 2017: İstanbul Bölge İdare Mahkemesi kararının yarattığı hak kaybı, Şule İdil Dere’nin yaşam hakkının alınması ve sorumluların korunması gerekçesiyle bireysel başvuru hakkı kullanılarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruldu. Ekim 2017: İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen savcılık iddianamesinde İBB'den yalnızca 1 şef ve 2 şantiye sorumlusu, İSTAÇ A.Ş.'den yalnızca 1 müdür, 1 şef ve bir İSG uzmanı yargılama kapsamına alındı. İddianameDere’nin ölümünden 17 ay sonra kabul edilen iddianamede İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) asıl işveren; İSTAÇ A.Ş. yüklenici firma olarak sorumlu kabul edildi. Tutuksuz yargılanan sanıklar şoför Mümin Kılıç, İBB Çevre Koruma Kontrol Daire Başkanlığı Deniz Hizmetleri Müdürlüğü Kıyı Temizleme Şefi Saffet Altındağ, İBB Saha Sorumlusu Ergun Ata, İBB Saha Sorumlusu Harita Mühendisi Kamil Celal Yıldırım, İSTAÇ A.Ş. Deniz Hizmetleri Müdürlüğü'nde Yönetici İbrahim Ruhi Kelleci, İSTAÇ A.Ş. İş Sağlığı ve Güvenliği Şefi Zafer Karasaçlı ve İSTAÇ A.Ş. Asya Yakası Kıyı Temizlik Şefi Teyfur Bingöl’ün 2-6 yıl arası hapsi isteniyor. |
(TP)