Diyarbakır’da Kitap Fuarı 4 yıl aradan sonra 16-24 Aralık arasında, 9 gün boyunca okurlarla buluşacak. Diyarbakır’da faaliyet yürüten yayınevleri bir yandan alım gücünün düşmesinden yakınırken, diğer yandan da Kürtçe kitapların dezavantajlarına dikkat çekiyor, duyarlık çağrısı yapıyor.
Kürt Yayıncılar İnisiyatifi Sözcüsü ve yayıncı Azad Zal, bianet Kurdî’ye; 5-6 yıl öncesine göre kitap basım maliyetlerinin her şey gibi 5-6 kat arttığını; 5-6 yıl önce bir kitap fuarında 100 kitap alan bir okurun, kazancının enflasyon karşısında erimesiyle ancak 10 kitap alabileceğini söylemişti. Ayrıca geçtiğimiz aylarda İstanbul ve İzmir’de yapılan kitap fuarlarında okurların “Bu indirimli hali mi?” tepkileri alım gücündeki erimenin kitap yüzünü çarpıcı bir şekilde göstermişti.
***
bianet okurları için 4 yayınevinden 4’ü Kürtçe 5 kitabı inceledik. 16-24 Aralık tarihleri arasında Diyarbakır’da düzenlenecek kitap fuarında bu kitapları hatırı sayılır indirimlerle alabilmenizi umuyoruz. (Yayınevlerine mesaj içeriyor)
Etîmolojiya Azadiyê - 4
(Özgürlüğün Etimolojisi – 4)
Numan Amed’in J&J Yayınları’ndan çıkan kitap oldukça iddialı. Kitapla ilgili konuştuğumuz, kitabın editörü Azad Zal, dil ve etimoloji alanında çığır açabilecek bir kitap olduğunu söylerken yazarı Numan Amed kitapta, Hint-Avrupa dillerindeki yıldızlı kelimelerin tamamına yakınının Kürtçe olduğunu aktarıyor. Amed’in kitaptaki tespitleri oldukça dikkat çekiyor:
“Hint Avrupa dillerinin sıfır noktası olarak anlaşılan ve yanına yıldız konularak bir zamanlar konuşulmuş ancak çetin metatezler yaşayarak şimdiki dillerde mündemiç olarak yer alan kelimelerin Kürtçede orijinal olarak yaşaması oldukça ilginçtir.”
Bu kitap yazarın aynı isimli serisinin dördüncü kitabı.
Med Tarihi ve Kültürü / Mustafa Gezgör
Aram Yayınları’ndan çıkan bu kitap, Diyarbakır’ın işkenceleriyle ünlü 5 Nolu Cezaevi’nde yazılmış. O çetin günleri yaşayan Mustafa Gezgör, “Med Tarihi ve Kültürü” adlı çalışmasında iktidarcı ve tahakkümcü zihniyete karşı “Nasıl bir direnişi öne çıkarmalı?”, “Nasıl bir yaşam tarzı olmalı?” sorularına yanıtlar veriyor. Kitap bu yanıtlar yönüyle önemli tarihsel bir belge olma özelliği taşıyor.
Zilam Ez im, Milam Kî ye? Zargotinên Kurdên Sûriyeyê
(Adam Benim, Madam kimdir? Rojava Kürtlerinde Sözlü Edebiyat)
Wardoz Yayınları’ndan çıkan bu kitapta Celîlê Celîl tarafından, 1982, 1985 ve 1988 yıllarında, Rojava’daki Halep, Efrîn, Kobanî, Tirbêspî, Qamişlo ve Dêrikê kentlerinden derlenmiş fıkra, masal ve hikâyeler yer alıyor. Kitap hakkında bianet’e bilgi veren Wardoz Yayınları Editörü Bahoz Baran, Rojava Kürtlerinin sözlü edebiyatından kesitler sunan, fuarda öne çıkarmak istedikleri kitabı“Yaklaşık 40 yıl önce derlenmiş eser, Kürt folkloruna ayna tutuyor,” sözleriyle anlattı.
Kela Dimdimê, Xanê Lepzêrîn
(Dimdim Kalesi, Altın Elli Han)
Yine Wardoz yayınlarından çıkan “Kela Dimdimê Xanê Lepzêrîn” Kürtlerin milli destanlarından biri olup tarihi bir savaşı anlatıyor. Ordîxanê Celîl ve Celîlê Celîl kardeşler tarafından derlenmiş bu kitapta, Kürt Hanı’nın yiğitliği ve kale sakinlerinin direnişini bulacaksınız. Baran, Celîl ailesinin yıllardır birçok Kürt kentinde, çok sayıda veri topladığını ve bunları kayıt aldığını belirtti. Baran, bu kitapta destanın on üç farklı versiyonunun yer aldığını aktardı.
Şevhilat
(Gecenin Gelişi)
Şevhilat farklı iki zaman sarkaçında dolanan kadın(lar)ın varoluşunu diyaloglarıyla öne çıkaran, melankolik ruh hallerini sanat eserlerindeki tablolarla eşleştirerek anlatan bir roman. Lîs Yayınları editörü Lal Laleş, Yaqob Tilermenî tarafından 2013’te yazılmaya başlanan ve Kürtçe, Türkçe, Fransızca olarak tamamlanan romanın anlatımda, Ehmedê Xanî’nin 1683’te yazdığı çocuk kitabı Nûbihara Biçûkan (Çocukların Baharı) ve Vasconcelos’un 1968’de yazdığı çocuk romanı Şeker Portakalı’nı referans aldığını söyledi. Laleş kitap hakkında şu bilgileri verdi:
“Tilermenî romanında, Picasso’nun 1900’lerin başındaki Mavi Dönem tablolarını canlandırıyor ve geçmiş zamanda yaşananların en gerçekçi imgeler olduğunu anlatıyor.
“ Kitapta kadın kahramanın artık “Aynanız olmayacağım!” diyerek gecenin gelişini muştulaması ve şairin “Gittim” adlı şiiriyle yeni gelişlere kapı aralaması, zaman sarkacının önümüzdeki yüzyılda da yeni salınımlara gebe olacağını gösteriyor.”
İyi okumalar.