Türk-İş'in hükümetle TEKEL işçilerinin hakları için yaptığı görüşmeden sonuç çıkmadı, işçiler genel krev kararı aldı. 4 Şubat'ta hem direnişteki TEKEL işçileri hem de onların mücadelelerini destekleyenler alanlarda olacak.
Bianet genel greve katılacaklara sordu: TEKEL işçilerinin grevine neden katılacaksınız?
Aysel Güleç, Rüzgar Gökçe, Devrim Çiçek, Zafer Kolaçan ve Remzi Altunpolat yanıtladı.
Aysel Güleç (Tekstil işçisi): Eyleme ve genel greve sadece TEKEL işçilerine destek olmak için katılmayacağım. Biz emekçiler her iktidar döneminde sürekli olarak saldırılara maruz kalıyoruz, ben de yarın öbür gün herhangi bir nedenle işimi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayım. AKP ise bize karşı bu saldırıları en fütursuzca sürdüreni oldu, önce iş kanunu değiştirip hepimizi taşeronlara mahkûm etti, ardından SSGSS ile sağlığımıza ve emekliliğimize göz dikti, bu yetmedi özelleştirme ve güvencesizleştirme politikaları ile kamu çalışanlarını mevsimlik işçiye dönüştürmeye başladı. Bizler ise bu süreçlerin hepsinde bir şeyler yaptık, irili ufaklı eylemlerle sesimizi duyurmaya çalıştık ama hiç bir anlamı olmadı bunların. Çünkü gücümüz yetmedi. Bizim gerçek gücümüz üretimi gerçekleştiriyor olmamızdan geliyor. Ve işte bir tek bu gücümüzü kullanarak caydırıcı olma imkânımız var. O yüzden bu genel greve katılacağım.
Bu bir gerçek genel grev olmayacak ama en azından genel grev lafının telaffuz ediliyor olması bile ilerisi için umut vaat ediyor. Artık patronum benim ne zaman doğum yapacağıma karışmaya kalktığında, günlerce çocuğu görmeden gece vardiyalarına beni mecbur bırakmaya çalıştığında, onu korkutacak bir kozum olacak elimde. Ona bak yarın öbür gün üretimi durdurabilirim diyebileceğim.
Remzi Altunpolat (Araştırma Görevlisi): Tekel eylemine katılma sebebim şu: 1980'lerden bu yana gerçekleştirilen özelleştirme saldırısı karşısında Tekel en önemli direnç noktalarından birini oluşturuyor. Bu çerçevede çalışma ilişkileri sermaye kesiminin talepleri doğrultusunda yeniden inşa edilirken emekçilere ve ezilenlere düşen iş güvencesinin ortadan kaldırılması oluyor. Esnek çalışma koşulları, güvencesizlik ve işsizlik iç içe geçmiş durumda işte Tekel buna direncin adı oldu.
1990'ların başındaki Zonguldak maden işçilerinin eylemlerinden bu yana en önemli direniş. Türkiye'de sınıf cephesi açısından önemli bir kırılma noktasını temsil ediyor Tekel.
AKP ve muhalefet partileri, AKP ve Ergenekon gibi başlıklara sıkışmış ve milliyetçiliğin Kürt açılımı dolayısıyla gemi iyice azıya aldığı bir dönemde sınıf perspektifinden yeni bir cephe açılmıştır Tekel ile.
İş güvencesi ortadan kaldırılıyor demiştim. Evet, iş güvencesi olmaması, yani 50/d sebebiyle üniversitedeki işini kaybetmiş bir araştırma görevlisi olarak söylüyorum; 50/d ve 4/c aynı şeydir.
Egemenlerin emekçilere uygun gördükleri yaşamın hukuksal formlarıdır bunlar. Bu nenenle bu saldırıyı geri püskürtebilmek adına Tekel direnişine destek verdim. Ben vermeye devam edeceğim.(BÇ)
* Gökçe, Çiçek ve Kolaçan'ın yorumları için tıklayınız.
* Desen: Nalan Yırtmaç / Express Dergisi