Artvin Şavşat'ta 12 Eylül darbesinin ardından işkenceyle öldürülen öğretmen Cengiz Aksakal'ın eşi Teren Aksakal, darbeci generallerin yargılandığı davanın 4 Nisan'daki ilk duruşmasına katılacağını söyledi.
Demokrat Haber'den Deniz Güneş'in haberine göre, Aksakal, "12 Eylül'ün sorumlularının hesap vermesi için, hepimiz mahkeme önüne yığılırsak adalet için yıllardır duyuramadığımız çığlığımızı duyururuz" diyor.
12 Eylül 1980 darbesiyle ilgili, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya hakkında açılan davanın ilk duruşması 4 Nisan Salı günü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek.
Evren ve Şahinkaya'nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler''e ilişkin 146. maddesi ile 80. maddesi uyarınca ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına'' çarptırılmaları isteniyor.
Mahkemede beraat, AİHM'den tazminat
Şavşat ilçesine bağlı Veliköy'de öğretmenlik yapan Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (TÖB-DER) üyesi Cengiz Aksakal, 12 Eylül 1980 darbesinden kısa bir süre sonra gözaltına alındı.
Artvin'deki eski Öğretmen Okulu'ndaki sorguda gördüğü işkence sonucu 3 Kasım'da hastaneye kaldırıldı, 12 Kasım'da yaşamını yitirdi. Öğretmenin işkenceden öldüğü, doktor raporu ile de tespit edildi.
Öldüğünde 40 yaşındaydı, üç çocuğu vardı. Eşi Teren Aksakal 1981'de eşini öldürenlerden şikâyetçi oldu. 9. Kolordu Askeri Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonucu, işkenceden sorumlu tutulan Üsteğmen Ferit Ildıran ve Astsubay Vecdi Cengiz, ikişer yıl altışar ay hapis cezasına çarptırıldı.
Ancak dava Askeri Yargıtay aşamasındayken, Artvin'de işkence yapanları teşhis eden Halit Dursun ifadesini değiştirdi, diğer tanıklar ve somut deliller dikkate alınmayarak beraat kararı verildi.
Türkiye'deki yargılamadan sonuç alamayan Aksakal, davayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıdı.
Eylül 2007'de davayı sonuçlandıran AİHM Türkiye'yi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) yaşam hakkını düzenleyen 2. ve işkence ve kötü muameleyi yasaklayan 3. maddelerine aykırı davranmaktan, 45 bin euro manevi tazminata mahkûm etti. Mahkeme masraflar için de 5 bin euro ödenmesine karar verdi.
AİHM'den kazandıkları tazminatı geçen yıl alan Aksakal ailesi, bu paranın 20 bin euro'sunu Cengiz Aksakal'ın beş torununun eğitimi için ayırdı. Kalanıyla da böbrek hastaları için hemodiyaliz cihazı alarak Şavşat'taki Devlet Hastanesi'ne bağışladılar.
"Cenaze namazını bile kıldırmadılar"
Aksakal, Demokrat Haber'e yaptığı açıklamada, "İnsanın başına böyle bir şeyin gelebileceğini düşünemezdim. Bir gün aldılar götürdüler. Hiç kimse böyle bir ölümü hak etmez" diyor.
Kendisini ayakta tutan şeyin, haklı olduğuna olan inancı olduğunu söyleyen Aksakal, eşinin cenaze namazının bile kılınmasına izin verilmediğini, engellendiğini anlattı.
"Çocuklarım babasının cenazesine geldi diye gözaltına alındılar. 11 yaşındaki oğluma babasını göstermediler. Öldürdükten sonra, iki üç gecede bir evi bastılar, arama yaptılar."
"Al götür, işkence et, öldür; eşini çocuklarını baskı altında tut, doğup büyüdükleri köyde duramaz hale getir, dava açmalarına, haklarını aramalarına engel ol, işsiz güçsüz bırak. Bu adaletsizlik insana yakışır mı?"
Boyun eğmediğini, hakkını aramaya devam ettiğini söyleyen Aksakal, "Bize bu zulmü, acıyı reva görenler, bu cinayeti planlayanlar, bu suçu işleyenler kimlerdir? Ben hala soruyorum. O gün bugündür soruyorum" diyor.
"Benim eşimi öldürenler kimler? Neden hala katilleri bulunamadı? Bu insanları kim koruyor? Kim saklıyor? Bu memleketin hakimleri, savcıları yok mu? Neden eşimin katillerini bulmadılar?"
AİHM'deki tazminatla ilgili de konuşan Aksakal, "Bu dava parayla halledilemez. Bu acıyı, haksızlığı ortadan kaldıracak para var mı dünyada? Bir insan hayatı kaç para bu memleketi yönetenler için? Ben size para vereyim, katilleri bulun" ifadesini kullandı.
Son 30 yılda 40 bin insanın daha öldürüldüğüne dikkat çeken Aksakal, "Daha ne kadar insan ölecek?" diye soruyor.
"Şimdi her yerde toplu mezarlar çıkıyor. İnsanları öldürmüşler, toprağa gömmüşler, insanlar yakınlarının mezarlarını bulmak istiyor, kaybettiklerini değil. Ölülerinin mezarlarına razı olacaklar. Benim eşimin mezarı var diye bazen şükrediyorum."
Aksakal, Cumartesi Anneleri'yle yan yana oturmanın acısını azalttığını söylüyor. (AS)