Adalet Bakanlığına başvuran 35 barodan 1330 avukat, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 34 aydır uygulanan tecridin sonlandırılmasını talep etti.
Aralarında Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), hukuk örgütleri ve birçok baro üyesi avukatın imzasının bulunduğu başvuruya ilişkin, bugün Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması düzenlendi.
MA’nın haberine göre, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) milletvekilleri George Aslan, Saliha Aydeniz ve Serhat Eren, Newroz Uysal Aslan, Dilan Kunt Ayan, Cengiz Çiçek de açıklamaya katıldı.
“Görüş hakları hukuka aykırı şekilde engelleniyor”
Ortak açıklamayı okuyan ÖHD Eş Genel Başkanı Ekin Yeter, İmralı Adası’ndaki tecride dikkat çekti:
“İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutulmakta bulunan Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş’ın avukatları ile görüşmesi hukuka aykırı bir şekilde engelleniyor. Öcalan ile 7 Ağustos 2019 tarihinden beri Aktaş, Yıldırım ve Konar’ın, İmralı Adasına nakledildikleri 2015 yılından bugüne kadar avukatları ile görüşmelerine izin verilmedi.
Avukat görüş yasağı, 27 Temmuz 2011 yılından 2 Mayıs 2019 tarihinde dek 8 yıl boyunca kesintisiz biçimde devam ettirildi, 2019 yılında 5 defa avukat görüşmesi gerçekleştirildi ve 7 Ağustos 2019 tarihli son avukat görüşü sonrası kesintisiz yasaklama uygulaması yeniden başladı.
CPT’den “mutlak iletişimsizlik” raporu
CPT, (Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi) İmralı Cezaevine 2019 yılında yapmış olduğu ziyarete dair 5 Ağustos 2020 tarihinde açıkladığı raporunda, Öcalan ve diğer üç tutsağın dış dünyayla temaslarında tam bir yasak halinin uygulandığını, bu durumun bir tür mutlak iletişimsizlik (incommunicado) olduğunu değerlendirmiştir.
CPT yaptığı değerlendirmede böyle bir durumun kabul edilemez olduğunu ve ilgili uluslararası insan hakları belgelerine ve standartlarına aykırılığını belirtmiştir.
“İnfaz yasası açıkça ihlal ediliyor”
İmralı Hapishanesine avukat ziyaretinin yasaklanması, 5275 Sayılı İnfaz Yasasını açıkça ihlal etmekle kalmayıp uluslararası kurallara ve insan hakları sözleşmelerine aykırıdır.
Devletler, tutuklu ve hükümlülerin kimliklerine ve cezalarının niteliğine bakılmaksızın haklarını kullanmalarını güvence altına almakla yükümlüdür. Türkiye bu yükümlülükten azade değildir.
“2022 başvuruları yanıtsız kaldı”
Yerel ve uluslararası hukuk ve etik kuralları uyarınca avukatlar, hiçbir baskı, engelleme, taciz veya yolsuz bir müdahaleyle karşılaşmadan mesleki faaliyetlerini yerine getirebilmeli ve müvekkilleriyle görüşebilmelerinin sağlanması gerekmektedir.
Biz avukatlar bu kurallara riayet edilmesi talebi ile hukuki, kanuni ve meşru olmayan yasaklama ve kısıtlama kararları ile yaratılan haber alamama durumuna karşı Türkiye çapında 29 farklı baroya kayıtlı 775 avukat olarak 2022 yılında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına ve İmralı Cezaevi İdaresine başvurarak avukat ziyaretlerinin biran önce gerçekleştirilmesine yönelik talepte bulunmuştuk. İçlerinde baro başkanlarının da bulunduğu yüzlerce avukatın 2022 yılında yapmış olduğu başvuruya yanıt verilmedi.
22 ülkeden avukat başvuruları da yanıtsız
Akabinde Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 22 farklı ülkeden 350 avukat 14 Eylül 2022 tarihinde, Ortadoğu’dan 756 avukat da 19 Eylül 2022 tarihinde Adalet Bakanlığına başvuruda bulunarak İmralı Ada Hapishanesinde bulunan mahpuslarla görüşmek istemiş ve süre gelen ihlal durumlarına son verilmesi talebinde bulunmuştur. Ancak bu talepler de yanıtsız bırakılmıştır.
Avukatların uzun süredir tecride ve savunma hakkı ihlaline yönelik gösterdikleri çabanın esasen Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde ve kurallar ile koruma altına alınmış olan hakların uygulanmasının bir mücadelesidir.” (AS)