Silivri'deki İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) basın davasının bugünkü duruşmasında, Dicle Haber Ajansı (DİHA) çalışanları Çiğdem Aslan ve Oktay Candemir "haklarındaki suç vasfının değişmesi ihtimali" göz önünde bulundurularak tahliye edildi.
Aslan ve Candemir de diğer tutuklu meslektaşları gibi açlık grevindeydi. 44 sanıklı davada 32 gazetecinin tutukluluğunun devamına karar verildi.
Mahkeme heyeti başkanı Ali Alçık, avukatların anadilde savunma ve diğer talepleriyle birlikte ANF muhabiri İsmail Yıldız'ın kendisi hapisteyken dünyaya gelen yedi aylık kızını birkaç dakika da olsa yakından görme talebini de reddetti.
"Hani duruşmada Kürtçe yasaktı?"
Bugünkü duruşmada, avukatlar, müvekkillerinin sadece gerçekleri yazdıkları ve Kürt oldukları için yargılandıklarını, dosyanın polisler tarafından hazırlandığını ve tüm ifadelerin hukuka aykırı olduğunu belirterek, tüm müvekkillerinin tahliyesini talep etti.
Türkiye'de özgürlükler etrafında büyük mayınların olduğunu belirten Avukat Baran Doğan, Mahkeme Başkanı Alçık'ın Sulh Ceza Mahkemesi hakimi iken Türkçe ve Kürtçe bildiği halde yayıncı Mehdi Tanrıkulu'na Kürtçe tercüman sağladığını hatırlattı.
KCK duruşmasında tüm talepleri sert bir dille reddeden, Kürtçe konuşmaları duymazlık gelen Hakim Alçık, 23 Eylül 2010'da, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada Kürtçe tercüman atamıştı.
Davada, yayıncılık yapan Mehdi Tanrıkulu, bir olay hakkında Kürtçe dilekçeyle suç duyurusunda bulunduğu için yargılanıyordu. Tanrıkulu, Türkçe anladığını ancak Kürtçe olarak savunma yapmak istediğini bildirdi. Alçık da talebi kabul ederek Mehmet Kılıç adlı tercümanı atadı. Tanrıkulu beraat etmişti.
"Bir yıldır tutuklular, savunmaları alınmadı"
Duruşmada söz alan tüm sanıkların avukatlarından Ercan Kanar, 2009 yılından bu yana açılan KCK davalarının siyasal Kürt muhalefetini tasfiye etme amaçlı olduğunu belirtti.
Kanar, Adalet Bakanlığı'ndan alınan verilere göre parça davalarla birlikte 113 KCK davası açıldığını, 992 kişinin tutuklandığını, 2 bin 146 tutuksuz sanık bulunduğunu, bunlardan 274'ünün belediye meclis üyesi, parti temsilcisi olarak görev yaptığını ve toplam iddianame sayfa sayısının da 12 bini bulduğunu ifade etti.
Ercan Kanar, "Bu iddianameler aslında birbirlerinin tekrarıdır. Kes-yapıştır yöntemiyle oluşturulmuş iddianamelerdir" dedi.
Kanar, bir yıla yakındır tutuklu bulunan sanıkların henüz savunmalarının alınmadığına dikkat çekti.
Alçık, taleplerinin alınmasının ardından ara kararı açıkladı. Duruşma 4-8 Şubat 2013'e bırakıldı.
Ayrıca, avukatların Pazartesi günkü duruşmalardan bu güne yaptıkları savunmalar ve salondaki tavırları nedeniyle haklarında suç duyurusunda bulunulmasının değerlendirilmesine karar verildi. (AS)
* Tahliye olan Oktay Candemir'in bianet'e yazdığı mektuba buradan ulaşabilirsiniz.