İstanbul'da 34 sivil toplum örgütü, 18 Ocak 2026’da Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde "Toplumsal barış ve demokrasi için ortak mücadele imkanları" başlığıyla forum düzenleyecek.
Yapılan ortak çağrıda kurumlar, Meclis'te kurulan çözüm komisyonunun sivil toplum örgütlerini dinlenmekle sınırlı kaldığını belirtti. Açıklamada, iktidar süreç kapsamında somut adımları atılmamasına tepki gösterildi:
"Özgürlükler hedef alındı"
"Komisyon çalışmaları sürerken araçsallaştırılan yargı eliyle belediyelere yapılan operasyonlar, bütün siyasal alanı kuşatmaya yönelik baskı politikaları, geniş toplumsal kesimlerin itirazına rağmen zeytinliklerin maden şirketlerinin talanına açılması, kayyımlar, infaz yasasındaki ayrımcılık, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının tanınmaması gibi hukuk devletini tamamen ortadan kaldıran, tüm toplumsal kesimlerin haklarını ve özgürlüklerini hedef alan iktidar pratikleriyle karşı karşıya kalındı.
"Barışçıl çözüm ısrası"
"Din ve inanç özgürlüğünün güvencesi olan bir laiklik konusunda tasfiyeci bir tutum izlenirken, Alevilere yönelik asimilasyon politikaları derinleştirildi. Engellilere, kadınlara ve LGBTİ+lara yönelik hukuk dışı saldırılar ve ayrımcılık arttı. Emeğin insanca yaşam ve örgütlenme hakları pervasızca çiğnenirken, yoksulluk ve güvencesizlik bir ekonomik şiddet olarak toplumu kıskaca aldı. Suriye’de ise Kürt sorununun toprak bütünlüğü içinde barışçıl çözümünü mümkün kılacak bir dış politika izlenmemekte ısrar edildi."
"Süreç iktidarın inisiyatifine bırakılıyor"
Barış ve refah içinde bir arada yaşama umudunu körelten, insan hakları ve demokrasinin asgari ilkelerinden uzaklaşan her bir adım sürece güven duyulmasını engellediği vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"40 yılı aşkın süredir şiddetle anılan köklü bir sorunu çözmek, çatışmanın nedenlerini ortadan kaldırmak için elzem olan, bütün toplumsal kesimleri kapsayan bir müzakerenin önünde de engel teşkil ediyor. Öte yandan uzun yıllardır etkisizleştirilmeye ve daraltılmaya çalışılan sivil toplumun sürecin temel bir aktörü haline gelememesi, barışı ve demokrasiyi birlikte kazanma imkânını azaltıp, ülkenin geleceğini belirleyecek bir sürecin iktidarın inisiyatifine bırakılması anlamına geliyor.
"Oysa çok açık ki, diğer canlılarla paylaştığımız yaşam alanlarımızı, zeytinimizi, emeğimizi, hayatımızı, toprağımızı, suyumuzu, demokratik hak ve özgürlüklerimizi savunabilmek, toplumun tamamını, yaşadığımız ülkenin ve bölgenin geleceğini ilgilendiren böyle bir süreçten barış ve demokrasiden yana kazanımlarla çıkabilmek için toplumun hemen her kesiminde hak mücadelesi veren bütün sivil örgütlenmelerin dönüştürücü, etkin bir baskı gücü haline gelmesine ihtiyaç var. Bu konudaki fikir ve görüşlerimizi birbirimize ileteceğimiz, ortaklaştırabileceğimiz, demokrasi güçlerinin birliğine katkıda bulunabileceğimiz bir dayanışma ve tartışma zemininin önemli bir ilk adım olacağını düşünüyoruz."
Çağrıcı 34 sivil toplum örgütü
Adalet Dayanışması, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (ADAM-DER), Alevi Bektaşi Federasyonu, Akdeniz Engelliler Federasyonu, Barış İçin LGBTİ+ Girişimi, Barış İçin Toplumsal Girişim, Demokrasi İçin Birlik (DİB), Demokratik Çerkes Kongresi Girişimi, Demokratik İslam Kongresi, Emekliler Dayanışma Sendikası, Engelliler Federasyonu, Doğu Güneydoğu Dernekleri Federasyonu, Ekoloji Birliği, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Hak İnisiyatifi, Halkların Köprüsü Derneği, Havle Kadın Derneği, İklim Adaleti Koalisyonu, İnsan Hakları Derneği (İHD), İzmir Barış Forumu, İzmir Emekliler Platformu, Jineps Gazetesi, Kadın Zamanı Derneği, Kamu Emekçileri Sendikası (KESK), KHK’li Platformları Birliği, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (MATUHAYDER), Mezopotamya Ekoloji Hareketi, Ölülere Saygı İnisiyatifi, Romani Godi, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Türkiye Çevre Platformu (TURÇEP), 10 Ekim Barış Derneği, 78’liler Hareketi, Yaşama Dair Vakfı (YADA)
(AB)

