* Fotoğraf: Mehmet Atakan Foça
"Bir Gerilla Belgeseli Bakur/Kuzey" belgeselinin kayıt tescil belgesi olmadığı gerekçesiyle 34. İstanbul Film Festivali kapsamında iptal edilmesi ve sinemacıların 22 filmi geri çekerek festivali boykot etmesinin ardından Festival kapsamındaki Altın Lale Ulusal ve Uluslararası Yarışmaları ile Ulusal Belgesel Yarışması ve kapanış töreni iptal edildi.
34. İstanbul Film Festivali’nin Festival’in Direktörü Azize Tan ve jüri üyelerinin katılımıyla düzenlenen basın toplantısına festivalde filmi olan çok sayıda sinemacı da katıldı.
Azize Tan, festivalde filmlerini göstermeme kararı alan yönetmenlerin kararına saygı duyduklarını ve desteklediklerini belirtti. Bu kararı alan film ekiplerini gösterim saatlerinde sinema salonlarına gelerek kendilerine ait olan süreyi tartışma alanına çevirmeye davet etti. Filmini göstermek isteyenlerin gösterimlerinin de gerçekleşeceğini, bu kararın ayrışmaya dönüşmemesi gerektiğini söyledi.
Tan, festivallerde gösterilecek Türkiye'de üretilmiş yapımların kayıt tescil belgesi almış almasını zorunlu tutan yönetmeliğin değişmesi gerektiğini belirterek "Bu durumun bahsi geçen yönetmeliğin değiştirilmesi için sinema camiasını bir araya getiren bir fırsata dönüşmesini umuyorum" diye konuştu.
Yarışma için film sayılarının yeterliliğe ulaşamamasının yanı sıra Uluslararası Altın Lale ve Ulusal Belgesel Yarışması jürileri de görevlerinden çekildiğini duyurdu.
Tan: Belgesiz filmlerden ilk gösterim Bakur’daydı
Azize Tan, Bakur filminin gösteriminin engellenmesine varan süreci şöyle aktardı:
“11 Nisan’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan, geçtiğimiz yıl olduğu gibi, mevcut yasa ve yönetmeliklerin uygulanmasını hatırlatan yazı geldi. 2004'ten beri yürürlükte olan Sinema Filmlerinin Değerlendirlmesi ve Sınıflandırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 15. maddesi uyarınca festivallerde gösterilecek Türkiye’de üretilen filmlerin kayıt tescil belgesi almış olması zorunluluğu hatırlatıldı. Bu belge olmadan gösterim yapılması halinde hukuki yaptırım uygulanacağı tekrar belirtildi.
“Kayıt tescil belgesi olmayan filmleri gösteremeyeceğimizi duyurduk. 12 Nisan’da kayıt tescil belgesi olmayan ilk filmin gösterimi Bakur’du. Aynı durumda pek çok film var, belgesellerin hiçbirinde bu belge yok.
“Bakanlık, belgesi için pazartesi günü başvuracaklar filmlere sürecin hızlandırılıp belgelerin ivedilikle verileceğini söyledi.”
"Bir şeyleri değiştiremezsek üzüleceğim"
Tan, birçok festival gibi kendilerinin de başvuru sürecinde bu belgeyi talep etmediklerini belirterek “Değişiklik yapılması için mücadele ederken belge olmadan gösterime devam edilebilir yaklaşımındaydık ancak bununla yüzleşmek gerekli” dedi ve ortak mücadele ihtiyacına değindi:
“Bu sadece festivalin değil Türkiye’deki sinema sektörünün artık çözülmesi gereken sorunu. Yönetmelikler ve yasalar değişmeli. Önemli olan bu koşulların değişmesi için herkesin dayanışma içinde olmamız. Şimdi üzgün değilim ama bunun sonucunda bir şeyleri değiştirmeyi başaramazsak gerçekten çok üzüleceğim.”
Jüriler görevden çekildi
Yarışmaların jürileri de görevden çekildiklerini açıkladı.
Uluslararası Altın Lale Yarışması Jüri Başkanı Rolf de Heer ile jüri üyesi Melisa Sözen kararlarını şöyle duyurdu:
“İfade özgürlüğü, kültürel çeşitliliğe yönelik her çabayı destekliyoruz. Bir filmin otoriteler tarafından gösteriminden önce sansürlenmesi ifade özgürlüğüne yön saldırıdır ve bu yüzden kabul edilemez. Uluslararası Jüri, sansürlenen filmin yaratıcıları, tüm Türkiye’den sinemacılar ve festivalle dayanışma için jürilik görevinden çekilmiştir.”
Uluslararası Belgesel Yarışmaları jürisinden Emel Çelebi çekilme kararlarıyla ilgili “Geri çekilme kararı olumsuz görünse de birleşme çağrısıdır” diye konuştu. Pelin Esmer de sansürü kınadığını belirterek birliktelik çağrısı yaptı.
Uluslarararası Altın Lale Yarışması Jüri Başkanı Zeki Demirkubuz, “”Bakur’un yasaklanmasına karar verilmiş. Yaşanan çatışmaların, seçim zamanının, öldürülen katırların da bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. Film bahane” diye konuştu.
“Sansür olduğu yerde film çekilemez” şeklindeki eleştirilere katılmadığını belirten Demirkubuz, baskı dönemlerinde filmler çeken yönetmenleri anlatarak “Sinemacıların zekası iktidarla uğraşmaya yetmiyorsa film çekmesin. Baskı kötüdür ama zeka, ahlak ve vicdan patlaması yapar” dedi. (BK)