Yürürlükte kaldığı iki buçuk yıllık dönemde 120 kadar gazeteci, yazar, insan hakları savunucusunun hapisle yargılanmasına neden olan ve bu süre içerisinde Türkiye’de ifade özgürlüğü sorununu dünya kamuoyuna taşıyan Ceza Yasası’nın (TCK) 301. maddesi değiştiriliyor.
Daha yürürlüğe girmeden 301. maddeye yönelik eleştiriler hükümetçe dikkate alınmazken, madde değişikliği, “Türklüğü aşağılamak” iddiasıyla yargılandığı sürece hedef haline gelen Agos gazetesi yayın yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinin birinci yıldönümüne rastlıyor.
İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) eski İstanbul Şube Başkanı Eren Keskin'in yargılandığı davada mahkeme, 301. maddeyle ilgili yapılacak değişiklikleri bekleme kararı alırken, hükümetin değişiklik taleplerine "içtihat oluşmasını bekleyelim" yanıtı verdiği maddeyle ilgili en son Yargıtay, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Şube Başkanı Mehmet Hanifi Bekmezci'ye verilen davayı ifade özgürlüğüne vurgu yaparak bozmuştu.
“Türklük” yerine “Türk milleti”…
Hafta içinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması beklenen tasa teklifi yoluyla, maddedeki “Türklüğü aşağılama” ifadesi “Türk milletini aşağılama” şeklinde, “Cumhuriyeti aşağılama” ifadesi de “Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılama” şeklinde değiştirilmesi planlanıyor.
Adalet Bakanlığı’nın üzerinde çalışmalarını tamamladığı 301. maddeyle ilgili çalışmanın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) bugün (7 Ocak) yapacağı Merkez Yürütme Kurulu toplantısının ardından hafta içinde Meclis Başkanlığı’na sunulması bekleniyor. Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, maddeyle ilgili kovuşturma izninin doğrudan Adalet Bakanı'na değil, bakanlığa bağlı bir komisyona verilmesinden yana. Ancak ağırlıklı görüş, bu iznin Adalet Bakanı’na bağlanması yönünde.
Eleştiriye ceza yok; ceza eşitleniyor…
Ayrıca, maddenin 3. bendinde yer alan “Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır” ve 4. benddeki “Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” ifadelerinin kaldırılması da gündemde. Son bir muhtemel değişiklik de, ceza üst sınırının üç yıldan iki yıla düşürülmesi.
Ancak tüm bu düzenlemelerin maddenin uygulamada ifade özgürlüğünü kısıtlayan yönüne son verip vermeyeceği merak ediliyor. Bazı hukukçular, maddenin tümüyle yürürlükten kaldırılması ve tazminat hükümlerinin tatbikini öne çıkarılması yönünde görüş bildirirken, bazıları da düzenleme ne olursa olsun sorunun uygulamada olduğuna işaret ediyorlar. (EÖ/TK)