Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2020'de geçerli olacak asgari ücreti dün (26 Aralık) itibariyle belirlendi. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk tarafından açıklanan asgari ücret 2020'de brüt 2 bin 943 TL net 2 bin 324,70 TL oldu.
TIKLAYIN - Asgari Ücret 2 Bin 324 TL Olarak Açıklandı
Bakan Selçuk beklenen yıl sonu enflasyonu yüzde 12 olarak ön görülmesine rağmen asgari ücreti geçen yıla oranla yüzde 15,03 oranında artırdıklarını belirtti ve "İşçimizi enflasyona ezdirmeyeceğimize dair sözümüzü bir kez daha tutmuş olduk" dedi.
Peki, belirlenen 2 bin 324,70 TL asgari ücrete ilişkin sokak ne düşünüyor? Bakan Selçuk'un "ezdirmeyeceğiz" dediği işçiler, 2 bin 324,70 TL ile geçinebilecek mi?
bianet'e konuşan farklı yaş aralığındaki ve meslek grubundaki insanların asgari ücrete ilişkin görüşü ortak: "300 lira zammı yapmasalar da olurdu. Her gün her şeye zam geliyor. Hiç kimse geçinemiyor. Sen işçisin, sen öl der gibiler..."
Çelik: Kendimi zar zor geçindiriyorum
Nesim Çelik (Simitçilik yapıyor, 42 yaşında): Görünen o ki, pek bir şey yapmamışlar asgari ücrete. Eskiden etin kilosu 15 liraydı, şimdi 70-80 lira; soğanın kilosu1 liraydı şimdi 10 lira; patatesin kilosu 2 liraydı şimdi 6 lira. Bence en az 2500 lira olması gerekiyordu. Şu an insanlar evine kırmızı et götüremez durumda. İnsanların çocukları var, kira veriyorlar. Çocuklu ve kirada oturan bir aile bu maaşla mümkünatı yok geçinemez.
“Devlet isteseydi iyi bir zam yapardı, asgari ücret 3 bin TL olurdu ama istemediler. Ben İstanbul’da yaşıyorum ve İstiklal Caddesi’nde simitçi olarak çalışıyorum. Kiracıyım, 1500 TL kira veriyorum. O ay evime 5 bin TL girmediğinde zarar ediyorum, cepten yemeye başlıyorum, borçlanıyorum.
"Burda çalışarak zar zor kendimi geçindiriyorum. Bir insan 2500 tl maaş alırsa ne yapacak? En kötü ev 1200-1300 TL bu şehirde. Yeme içme, üst baş için elbise ile mümkün değil geçinmek. İnsanlar hiç mi bir yere gitmeyecek, gezemeyecek? Bırakın zammı verilen maaş çok düşük."
Karabulut: Milletvekili maaşının 10'da 1'i
Muhammet Karabulut (Öğrenci, kafede çalışıyor, 23 yaşında): Bir milletvekilinin maaşı şu an 22 bin lira. Yani neredeyse asgari ücretin 10 katı. Bir vekil bu ücretle geçinmeye çalışırken asgari ücretli nasıl geçinsin. Bu maaş çok düşük ve yetersiz.
"300 lira için mi o kadar oturup konuştular, toplantı yaptılar. Asgari ücretlinin eline yine bir şey geçmedi. Ben bu parayla bir ailenin geçinebileceğini düşünmüyorum, tek başına yaşarsan belki ama yine de geçinemezsin. Minimum 8 maksimum 12 saat çalışıyorlar, ne için? Saatte 11 lira kazanmak için.
"Ben ailemle yaşadığım için bu parayla tahmini geçinebilirim ama aile geçindirmeye kalksam mümkün değil. Minimum kira 1000 TL, elektrik, su ve doğalgaz gelince neredeyse 1700-1800 liraya olur masrafım. Kalan 500-600 TL’yle de kendini geçindirme çabasına girersin. Ama ona da geçindirme demeyelim yoksulluk sınırı diyelim.
"Şu an üniversite okuyan birçok arkadaşım işsiz, ben de üniversite okumuş olmama rağmen bir lokantada çalışıyorum. İşsiz kaldığında yaşla beraber bir de aile baskısı başlıyor ve insanlar işin ne olduğuna, maaşa bakmadan kendini mecbur hissederek asgari ücreti kabul ediyor. Yoksa üniversite mezunu bir insanın asgari ücretle çalışmayı hayal ettiğini hiç sanmıyorum."
Yasin Y.: Hayal kırıklığı oldu
Yasin Y. (Ayakkabı mağazasında çalışıyor, 24 yaşında): Bekar ve anne babasıyla yaşayıp kira ödemeyen biri bu parayla geçinebilir ama kendi ailesini kurmuş olan birinin asgari ücretle geçinme ihtimali yok. Her gün her şeye zam geliyor. Giderin artıyor. Ama asgari ücrete aynı oranda gelmiyor.
"Refah seviyesini arttırmak gerek ama bu şartlarda artmıyor. Biz burada arkadaşlarımla konuşurken en kötü 2 bin 500 TL olsa biraz olsun rahat ederiz diye konuşuyorduk. Ama 2 bin 320 lira yaptılar. Herkese, her çalışana bir hayal kırıklığı oldu bu.
"Şöyle söyleyeyim, çalıştığım yerde en kötü ayakkabı 500 TL. İnsan ayakkabıyı alsa kalan maaşla ne yapacak? Emin olun evli olsam çok daha farklı konuşuyor olurdum. Kadın da erkek de çalışıyor olsa bile kirayla beraber yine zor. Ben tarih mezunuyum ve gördüğünüz gibi işimi bile yapamıyorum."
Erdoğan: Yeni işe başlayan polisin maaşı 6 bin lira
Mehmet Erdoğan (Restoranda çalışıyor, 53 yaşında): Sadece 300 lira zam yaptılar. O 300 lirayı yapmasalar bence daha iyiydi. Zengini daha zengin yaptılar, fakiri daha fakir. Hiç kimse geçinemiyor. Sen işçisin, sen öl der gibi. Yeni başlamış polise bile en az 6 bin lira maaş veriyor ama işçiye gelince…
"Aradaki farkın bu kadar çok olmaması lazım. Evine bir lokma götüremiyor insanlar.En azından 3 bin lira yapsalardı da insanlar zam yaptığını kabul etseydi.
"Açık ve net, ben daha önce oyunu bu hükümete verdim, hata yaptım. Bir daha bir milyon oyum olsa bir tanesini vermem. Hani “Biz fakirin yanındayız” diyordu, değiller işte. Ellerini vicdanına koyup düşünsünler. İşçinin yanında değiller. Bu maaşla kimse tatile çıkamaz. Aylığını alınca insan evin kirasını mı ödeyecek, elektrik, su mu ödeyecek? Zaten doğalgaz kullanamıyoruz bu fiyatlarla. Bir odada yerde yatıyor insanlar. Mezarları hazır. Bayramdan bayrama biri kurban kesmişse eti ancak öyle yiyebiliyor. Siyasilerin oturup şapkalarını önlerine koyma vakti düşünme vakti geldi. İşçinin hakkını işçiye versinler."
Erginses: Vergiden muaf tutulmalı
Sibel Erginses (Sosyal medya uzmanı, 50 yaşında): "Bir aile bu maaşla kesinlikle geçinemez. Çoluğu çocuğu, okulu, kirası varsa zaten o aile bitik durumdadır. Tek kişinin bile İstanbul gibi bir şehirde 2300 TL maaşla geçinmesi mümkün değil.
"Açıklanan enflasyon ile reel enflasyonun yakın olduğunu düşünmüyorum. Çok daha yüksek aslında. Enflasyon sepetinin içine zenginin ihtiyaçlarını değil, işçinin ihtiyaçlarını ya da gerçek ihtiyaçları koysalardı zaten doğrular ortaya çıkardı. Çıktılar kafalarına göre bir rakam açıkladılar.
"Öncelikle vergilerin düşmesi gerek. Asgari ücretin üstündeki verginin kaldırılması gerek. Çünkü zamla birlikte işveren üstündeki baskı artıyor, işçi çıkartmaya başlıyor. İşverenin işçiye ihtiyacı var ama maliyeti yüksek olduğu için çalıştıramıyor. Kaybeden de iki taraf oluyor.
"İki taraf da düşünülerek vergilerin indirilmesi gerekli. Yoksa kaybeden hem işçi hem işveren oluyor. Belki de asgari ücrette vergi muaf tutulmalı."
Ali K.: Asgari ücret bireysel değil toplumsal bir konu
Ali K. (Emekli, 53 yaşında): Açıkçası bu maaşı alan insan nasıl geçinecek, bilmiyorum. Karar verirken bunu düşündüklerini de düşünmüyorum. Asgari ücret bireysel değil toplumsal bir sorun. Bu ülkede her zaman işçiler ezildi ve ezilmeye devam ediyor. Asgari ücret görüşmeleri sırasında da gördük, devamlı işverenin dediği oluyor. Ama zengine bir şey olmaz olan fakire olur. Siyasi otorite her zaman zenginin yanında oldu. Zengin bu dönemde daha zengin fakir daha zengin oldu.
“Verdikleri 300 lira milletle alay etmedir. Sokaktan birisini çevir 300 lirayı ona ver, küfür mü ediyor bu diye yüzüne bakar senin. 300 lira günümüzde bir şey getirmiyor ki. Pazara gidiyorsun 100 lira harcıyorsun ama karşılığında pazarcı sana hiçbir şey vermiyor.
"Yurtdışında yaşıyan herkesin geliri benden yüksek"
"Ben 1800 lira emekli maaşı alıyorum. Yaklaşık 300 dolar yapıyor günümüzde. Senede 3 bin 600 dolara denk geliyor. Şimdi benim kişi başı gelirim yıllık 3 bin 600 dolar. Bugün Avrupa’yı bırak geri kalmış ülkelere bak, onların bile kişi başı geliri benden daha yüksek.
“Ben ilkokul 3’ten terkim. Ona rağmen bunu görüyor biliyorsam bu ülkenin insanının da bunun farkında olması lazım. Dün internette biraz dolaştım, diyorlar ki ‘Benim maaşım 4 bin TL, 5 bin TL. Beni bağlamaz.’ Nasıl seni bağlamaz? Asgari ücret bireysel değil toplumsal bir sorun. Ona verdikleri para seni de etkileyecek.
“Ben 58 yaşındayım. 40-45 senem köyde geçti. Köyde insanlar şöyle der. ‘Atın götünde sinekler de geçiniyor.’ Şimdi geçinme var geçinme var. Bir tarafta simitle kahvaltı yapıyorlar, diğer tarafta balla." (HA)