Bugün 3 Nisan. Yani 1930'da Türkiyeli kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Belediye Kanununun kabul edilişinin 78. yıldönümü.
Önceki gün (1 Nisan) Genelkurmay Başkanlığı internet sitesinde konuyla ilgili bir bildiri yayınladı.
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında siyasi ve toplumsal hayata aktif olarak katılan kimi kadınların portrelerine yer verilen bildiride "kadınlara tanınan hakların Türkiye'nin demokratikleşmesinin en önemli göstergelerinden biri olduğu" savunuluyor.
Bildiride ayrıca kadınlara sırasıyla köy ihtiyar heyetleri ve meclis seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanıyan 26 Ekim 1933 ve 5 Aralık 1934 tarihli yasalara değinilerek "Türk kadını Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleştirilen devrimle pek çok Avrupa ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkını kazanmıştır" deniyor.
Yerel meclislerde kadın yok
Ne var ki Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği'nin (KA-DER) yayınladığı "Geçici Özel Önlem Politikası: KOTA" başlıklı çalışmanın verileri, kadınların karar alma mekanizmaları ve politikaya katılımı konusunda 78 yılda ancak bir arpa boyu yol alınabildiğini gösteriyor.
Çalışma, kadınlara belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı tanıyan kanundan 74 yıl sonra gerçekleştirilen 2004 yerel seçimlerinin kadınlar açısından tam bir hüsranla sonuçlandığını belgeliyor.
Buna göre seçilen 3 bin 225 belediye başkanından sadece 18'i, yani yüzde 0,56'sı kadın. 34 bin 477 belediye meclisi üyesinden ise yalnızca 799'u, diğer bir deyişle yüzde 2,32'si kadın. Benzer şekilde 3,208 il genel meclisi üyesi arasında ancak toplam üyelerin yüzde 1,75'ine tekabül eden 56 kadın yer alıyor.
TBMM'ye de erkekler hakim
Kadınların Türkiye Büyük Millet Meclisinde (TBMM) temsiline ilişkin rakamlar da umut verici değil. 2007 seçimleriyle oluşan meclisteki 549 milletvekilinin 50'si kadın. Bu, kadınların tüm milletvekillerinin ancak yüzde 9,1'ini oluşturduğu anlamına geliyor.
Yine de bu, kadınların meclis seçimlerine ilk kez katıldığı 1935'ten beri ulaşılabilen en yüksek oran. 1935'te yüzde 4,5 olan kadın milletvekili oranına en yakın sonuç, 2002 seçimlerinde yüzde 4,4'lük oranla alınmıştı.
Geçici bir özel önlem olarak kota uygulaması
Yasalar önündeki eşitliğin toplumsal hayatta ayrımcılığa maruz kalan kadınların karar alma mekanizmalarına katılımı için yeterli olmadığını vurgulayan KA-DER, kadınların eksik temsiline neden olan faktörler ortadan kalkıncaya kadar en az yüzde 30 cinsiyet kotası uygulanmasını savunuyor. (KM/GG)