Fotoğraf: Dilek Şen/bianet
“Boğaziçi Üniversitesi’nin LGBTİ+ bayrağı taşıyan bir öğrenciye soruşturma açmasını protesto eden öğrencilerin gözaltına alınmasını protesto eden öğrencilere gözaltıları protesto edenlerin de gözaltına alınmasını Çağlayan’da protesto edenler de gözaltına alındı.”
TIKLAYIN - "Gökkuşağı bayrağı açmanın suç sayılması absürt"
Bu cümleler 25-26 Mart’ta İstanbul'da yaşananların özeti.
25 Mart’ta Boğaziçi Üniversitesi’nin de yer aldığı Hisarüstüstü Mahallesi’nde dört öğrenci “LGBTİ+ bayrağı taşıdıkları” gerekçe gösterilerek gözaltına alındı.
Aynı gün Boğaziçi Üniversitesi rektör atanmasını protesto eylemleri sırasında LGBTİ+ bayrağı taşıyan bir öğrenciye açılan disiplin soruşturması vardı ve öğrenciler arkadaşlarına destek olmak istiyordu.
1 Şubat’ta polisin saldırdığı protesto gösterileri sırasında gökkuşağı bayrağı açan N.D., hakkında disiplin soruşturması “yukarı çıkıp elindeki LGBTİ+ flamasını salladığınız” ifadeleriyle açıldı. N.D., 25 Mart’ta soruşturma kapsamında ifade verecekti.
Ardından polis saldırılar Kuzey Kampüs’te, üniversitenin Bebek kapısında ve 26 Mart’ta ise Çağlayan Adliyesi’nde devam etti.
TIKLAYIN - Boğaziçi'nde gökkuşağı bayrağı taşıyan öğrencilere gözaltı
Kuzey Kampüs önünde gözaltına alınan 12 kişi hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet” suçlamasıyla dava açıldı. Davanın ilk duruşması 3 Haziran Perşembe günü saat 10.00’da Çağlayan Adliyesi’nde görülecek.
“3 Haziran’da Çağlayan Adliyesi’ne!
Boğaziçi LGBTİ+, duruşma öncesi, “LGBTİ+ nefretinin karşısında birleşik bir mücadele kurmak için herkesi arkadaşlarımızın yanında olmaya davet ediyoruz” diyerek çağrı yaptı:
“1 Şubat günü okuldaki özel güvenlik görevlileri ve polislerin ablukaya aldığı Boğaziçi Üniversitesi’nden çıkmaya çalışan arkadaşlarımız yoğun bir şiddette maruz bırakıldılar ve okul içerisinde rehin alındılar. Güney Kapı içerisinde devam eden protestolar sırasında LGBTİ+ bayrağı açan bir arkadaşımız hakkında Eğitim Fakültesi Dekanlığı soruşturma başlattı ve ilk savunması 25 Mart’ta görülecekti.
"Ancak savunmasını komisyona iletmek üzere Kuzey Kampüs’e giden arkadaşımız ve yanında ona destek olmak üzere bulunan üç kişi üstlerinde gökkuşağı bayrağı olduğu gerekçesiyle sivil giyimli polisler tarafından alıkonuldular. Durumu protesto etmek için toplananlara dağılmadıkları sürece arkadaşlarımızı serbest bırakmayacağını söyleyen polis açıkça aylardır süren düşman hukuku politikalarını devam ettirdiğini beyan etti.
"Arkadaşlarımız salınana kadar eyleme devam edeceklerini belirten öğrencilere polis şiddet uygulayarak müdahale etti ve işkenceyle sekiz arkadaşımızı daha gözaltına aldı. Bunlar üzerine Bebek’ten Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek olmak için yürüyen on iki arkadaşımız da işkencenceyle polis tarafından gözaltına alındı.
“LGBTİ+fobik ve kadın düşmanı söylemlere ve muamelere gece boyunca maruz bırakılan arkadaşlarımıza destek için Çağlayan Adliyesi önünde eylem yapmak isterken daha alana giriş yapamadan yüzlerce polisin saldırısına ve işkencesine maruz bırakıldık, elli iki kişi dakikalar içinde gözaltına alındı.
"Demokratik mücadelesini yürütmeye çalışan LGBTİ+lar olarak sadece iki gün içinde yetmiş altı arkadaşımızın nefret saikiyle gözaltına alınması, uğradığımız şiddet ve işkenceler ülke gündeminde yer etmedi, ulusal basın yayın organları haber bültenlerine bir cümle eklemeyi dahi çok gördü.
“Hukukun ve insan haklarının ayaklar altına alındığı, LGBTİ+ nefretinin devletin en yüksek kadroları dahil her alanda en yüksek perdeden seslendirildiği bu atmosferde Kuzey Kampüs önünde gözaltına alınan on iki arkadaşımız hakkında “toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet” suçlamasıyla dava açıldı.
“3 Haziran Perşembe günü saat 10.00 Çağlayan Adliyesi’nde görülecek davada LGBTİ+ nefretinin karşısında birleşik bir mücadele kurmak için herkesi arkadaşlarımızın yanında olmaya davet ediyoruz.”
TIKLAYIN - "Akademik özerklikten vazgeçemeyiz"
Ne olmuştu?
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2 Ocak'ta, 2015'te AKP'den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Melih Bulu'yu Boğaziçi Üniversitesi'ne kararname ile rektör olarak atadı.
2002'de Sarıyer AKP İlçe Örgütü'nün kuruluşunda yer alan Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne atanmasına öğrenciler ve akademisyenler tepki gösterdi.
İlk defa üniversite dışından bir rektör atanmasına da karşı çıkan ve Bulu'nun "kayyım" olduğunu söyleyen öğrenciler, 4 Ocak'ta Boğaziçi Üniversitesi'nde eylem düzenledi. Polis, öğrencilere biber gazı ve plastik mermiyle müdahale etti. Üniversite kapısına kelepçe vuruldu.
Bulu'yu protesto eden Boğaziçi Üniversitesi'nden akademisyenler de rektör devir-teslim törenine tepki göstererek Rektörlük binasına sırt dönme eylemi başlattı.
Polis, gösterilere katılan öğrencilerin evlerini bastı. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. 4 Ocak'tan beri farklı yerlerde ve şekillerde devam eden eylemlere polis her seferinde müdahale etti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun resim sergisi nedeniyle LGBTİ+'ları ve öğrencileri hedef göstermesinden sonraki eylemlerde polis üniversiteye de girdi.
Boğaziçi öğrencilerine İzmir, Ankara, Samsun gibi birçok şehirden ve üniversiteden de destek geldi.Boğaziçi protestolarına katılan öğrencilerden en az 600'ü gözaltına alındı, 25'i aşkın kişiye ev hapsi cezası verildi. Sekiz üniversite öğrencisi ise halen tutuklu.
"Kayyım rektör istemiyoruz", "Melih Bulu istifa" diyen öğrenciler, mezunlar, çalışanlar ve akademisyenler protestolarını 4 Ocak'tan bu yana sürdürüyor.
(EMK)