* 28 Şubat’ta ne olduğuna ilişkin bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü 28 Şubat soruşturmasında bugüne kadar 75 kişi tutuklandı.
Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. maddesiyle görevli Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili’nin yürüttüğü soruşturma kapsamındaki ilk gözaltılar 12 Nisan 2012'de başladı.
Ancak daha 23 Kasım 2011’de savcılık, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 312. maddesi uyarınca 28 Şubat ile ilgili soruşturma başlatıldığını açıkladı.
Dönemin Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "Cebir ve şiddet kullanmadan Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmalarına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etme" iddiasıyla başlatılan soruşturmada gerek görülmesi halinde dönemin kuvvet komutanlarının ifadeye çağrılacağı da ilk günden açıklandı.
Suç duyurusuyla başladı
Soruşturma, Başsavcılığın dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, kuvvet komutanları ve Sincan'da tankları yürüten Erdal Ceylanoğlu hakkındaki suç duyurularını dikkate almasıyla başlatıldı.
22 Şubat 2012’de ilk kez dört kişi ifadeye çağrıldı. Milli Güvenlik Kurulu'nda (MGK) alınan 28 Şubat kararlarının kaleme alınmasına yönelik çalışmalarda bulunan dört sivil memur savcılığa götürülerek ifadeleri alındı.
İlk baskın YÖK’e
24 Şubat 2012’de Yükseköğretim Kurumu (YÖK) Genel Merkezi'nde ilk arama yapıldı.
Savcılık 28 Şubat süreciyle ilgili olarak YÖK'e ait 300 klasör ve belgeye el koydu. El konulan belgeler arasında 28 Şubat dönemine ait fişleme belgeleri olduğu iddia edildi.
YÖK’te ikinci arama 28. Şubat’ın 15. yıldönümünde yapıldı.
Bu kez de Genel Sekreterlikte yapılan incelemede eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz'ün 6 Aralık 1995-5 Aralık 2003 arasında görev yaptığı döneme ilişkin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) yazışmalarına el konulduğu ileri sürüldü.
İlk tutuklama Çevik Bir’e
İlk gözaltılar ise 12 Nisan 2012’de yapıldı. Aralarında emekli Orgeneral Çevik Bir’in de olduğu toplam 31 subay ve astsubay hakkında gözaltı kararı çıkartıldı.
Ev aramalarıyla gözaltına alınan askerler, Ankara’ya götürülerek sorgulandı.
MGK bildirisi yayınladığında Genelkurmay 2. Başkanı olan Çevik Bir, Ağustos 1999'da 1. Ordu Komutanlığından emekli olmuş, ordu içindeki "Batı Çalışma Grubu"nun kurucularından olduğu ortaya çıkmıştı. Grup, iddiaya göre, "irticai faaliyette bulunanları" fişliyordu.
Bir dahil dokuz kişi, 16 Nisan’da sabaha karşı tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Daha sonra 19 Nisan, 25 Nisan, 8 Mayıs, 28 Mayıs ve 22 Haziran 2012'de operasyonlar yapıldı.
Sırada Özkasnak var
28 Şubat’a “post-modern darbe” adını koyan emekli Tümgeneral Erol Özkasnak Muğla'nın Bodrum ilçesindeki evinden 19 Nisan 2012’de gözaltına alındı.
Özkasnak'a savcılıkta BÇG'nin medyayı yönlendirip yönlendirmediği ve gazetecilerle ilgili yapılan “andıç” soruldu.
28 Şubat soruşturması kapsamında gözaltına alınan dönemin Genelkurmay Genel Sekreteri Özkasnak'ın da aralarında bulunduğu sekiz kişi Nöbetçi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı.
Üçüncü dalga Türkeri’ye
25 Nisan sabahı gözaltına alınan altısı emekli 13 askerden aralarında eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Fevzi Türkeri'nin de bulunduğu dokuz kişi, 27 Nisan 2012’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklandı.
Türkeri'nin yanı sıra, Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı Lokman Ekinci, Kara Kuvvetleri Lojistik Hizmetler Komutanı İsmail Hakkı Önder ve OYAK Yönetim Kurulu Başkanı emekli Korgeneral Yıldırım Türker'in de aralarında olduğu 11 kişi, savcılık sorgularının ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi.
Mahkeme, Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesi kapsamında dördü general dokuz askeri tutuklarken bir emekli albay ile bir emekli astsubay serbest bırakıldı.
Dördüncü dalgada 11 tutuklama
8 Mayıs 2012’de gözaltına alınan 17 emekli ve muvazzaf askerden 11'i de 10 Mayıs’ta tutuklandı.
Tutuklananlar arasında, 3. Ordu Kurmay Başkanı Tümgeneral Berkay Turgut ve 28 şubat döneminde İçişleri Bakanı Meral Akşener'e "yağlı kazık" mesajını gönderdiği iddia edilen emekli Korgeneral Çetin Saner de vardı.
Balyoz tutuklularına “tutuklama”
29 Mayıs’ta da savcılık sorgusunun ardından mahkemeye sevk edilen dört emekli orgeneral ve iki emekli korgeneral "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla tutuklandı.
Bu operasyonda, Balyoz davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Çetin Doğan, dönemin MGK Sekreteri emekli Orgeneral İlhan Kılıç, Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, emekli Korgeneral Vural Avar ve emekli Korgeneral Metin Yavuz hakkında tutuklama kararı çıktı.
Balyoz davasının tutuklu sanıklarından Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Milletvekili Engin Alan, emekli Korgeneral Kamuran Orhon ve emekli Albay Hakan Cemal Pelit de mahkeme tarafından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Koman önce serbest sonra tutuklu
Dönemin Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Teoman Koman ile emekli Korgeneral Kamuran Orhon 28 Mayıs’taki operasyonda serbest bırakılmıştı.
Ancak her ikisi de tekrar gözaltına alındı ve 4 Haziran’da çıkarıldıkları Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce tutuklandılar.
Bu dalgada da Balyoz davasının tutuklu sanıklarından emekli Orgeneral Çetin Doğan, dönemin MGK Sekreteri emekli Orgeneral İlhan Kılıç, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Ahmet Çörekçi, eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hikmet Köksal, emekli Korgeneral Vural Avar ve emekli Korgeneral Metin Yavuz tutuklandı.
Bir’den Karadayı’ya suçlama
Soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Orgeneral Bir, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı hakkında, suç duyurusunda bulunmuştu.
Suç duyurusu dilekçesinde, ''28 Şubat darbesinin, 54. hükümetin, cebir ve baskı kullanılması sonucu istifa ettirilmeye zorlanmasıyla neticelenen bir süreç olduğu'' ifade edilmişti.
Demirel ve Karadayı'nın, ''hukuka aykırı şekilde kişisel verileri kayıt altına alma, eğitim hakkını engelleme, haksız olarak yakalama ve tutuklanmalara sebep olacak ortamı hazırlama, cebir ve tehdit kullanarak, hükümetin görevlerini yapmasını engelleme ve hükümeti ortadan kaldırma'' suçlarından cezalandırılmaları istenmişti.
Adli kontrolle serbest
Karadayı, 3 Ocak 2013’te gözaltına alındı.
Karadayı, "Şüphe tutuklama gerekçesi yapılamaz" denilerek serbest bırakılırken hakkındaki adli kontrol uygulaması kararı verildi.
13 Şubat’ta da gözlatına alınanlardan emekli Orgeneral Orhan Yöney, emekli Oramiral Hayri Bülent Alpkaya, emekli Korgeneral Köksal Karabay ve emekli Koramiral Altaç Atılan tutuklandı. Emekli Tümgeneral Ersin Yılmaz adli kontrol şartıyla salıverildi.
Sol dalga Sincan’daki tanklara
28 Şubat soruşturması kapsamında ifadeleri alınan eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Erdal Ceylanoğlu ve emekli Tümgeneral Yücel Özsır da bu sabaha karşı tutuklandı.
Ceylanoğlu, 28 Şubat döneminde Sincan'da yürütülen tankların bağlı olduğu Etimesgut Zırhlı Birlikler Tümen Komutanı’ydı ve Sincan’da tankların yürütülmesinden sorumluydu.
Emekli Orgeneral Ceylanoğlu ve Aslan Güner, emekli Tümgeneral Mehmet Başpınar ve Yücel Özsır ile muvazzaf Albay Mehmet Cumhur Yatıkkaya ifadeleri alınmak üzere dün Ankara Adliyesi’ne götürülmüştü.
Ceylanoğlu ve Özsır tutuklanırken, eski Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Aslan Güner, emekli Tümgeneral Mehmet Başpınar ile muvazzaf Albay Mehmet Cumhur Yatıkkaya, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bir asker GATA’da öldü
Bu son tutuklamalarla birlikte 28 Şubat soruşturması kapsamında tutuklananların sayısı 75’e yükseldi. Tutuklanan Albay Mehmet Haşimoğlu tedavi gördüğü GATA'da hayatını kaybetmişti.
"Refah Gerçeği" delil
Savcılık, şu ana kadar aralarında eski Başbakan Tansu Çiller, eski TBMM Başkanvekili Meral Akşener, eski bakanlardan Hasan Celal Güzel, eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Dairesi Başkanı Bülent Orakoğlu, Deniz Kuvvetleri'nde askerliğini yaparken bazı gizli belgeleri sızdırdığı gerekçesiyle hakkında açılan davadan beraat eden Kadir Sarmusak, feshedilen HAS Parti'nin bazı yöneticileri ile YAŞ kararıyla TSK'dan uzaklaştırılanların da bulunduğu çok sayıda kişinin ''mağdur ya da tanık'' sıfatıyla ifadesine başvurdu.
Dönemin Adalet Bakanı Şevket Kazan da yazdığı ''Refah Gerçeği'' adlı kitabını soruşturmaya delil olarak sundu. (AS)