Meclis’in 25. Dönemi milletvekillerinin yeminlerini tamamlamasının ardından başladı.
Saat 15.00’te başlayan oturumun açılışını en yaşlı üye sıfatıyla geçici başkanlık eden CHP milletvekili Deniz Baykal yaptı. Yemin töreni yaklaşık 10 saat sürdü.
İkinci derecede en yaşlı üye olan AKP Urfa vekili Seyit Eyyüpoğlu , Başkanvekilliği görevini yerine getirdi.
En genç altı vekil olan Tuğba Hezer (HDP), Fatma Gaye Güler (AKP), Dilek Öcalan (HDP), Abdurrahim Boynukalın (AKP), Enise Güneyli (HDP), Sena Nur Çelik (AKP) geçici katip üyesi olarak yerlerini aldı.
İlk yemin engelli vekilden
Geçici Meclis Başkanı ve geçici Meclis Başkanlık Divanı yemin ettikten hemen sonra, milletvekilleri yemin etti.
Genel Kurul'da ilk yemini bir engelli vekil, AKP Bursa Milletvekili Bennur Karaburun yaptı. Karaburun kürsüye çıkarken yerleştirilen rampa yeminininden sonra kaldırıldı.
10 saat sürmesi bekleniyor
Geçici katip üyeler yemin töreni için dönüşümlü olarak milletvekillerinin isimlerini okuyor. Vekiller seçim çevresi, soyadı ve adlarının alfabe sırasına göre Anayasa madde 81’de yer alan bu metni kürsüde okuyarak yemin ediyor:
“Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve lâik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk Milleti önünde namusum ve şerefim üzerine andiçerim.”
Beş vekil törene katılamadı
HDP, Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım'ın kayınpederinin vefatı, Adana Milletvekili Rıdvan Turan'ın geçirdiği operasyon ve Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat'ın annesi ve kızkardeşinin geçirdiği trafik kazası dolayısıyla yemin törenine katılamadığını duyurdu. CHP'li Haluk Koç ve Gülsüm Bilgehan ise yurtdışında oldukları için bugün yemin edemeyecek.
Yemin töreninde bulunmayan milletvekilleri, katıldıkları ilk birleşimin başında yemin edecekler.
Yeminlerin yaklaşık 10 saat sürmesi ve oturumun gece saat 01.00-02.00 gibi bitmesi bekleniyor.
Muhalefet Erdoğan'ı alkışlamadı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da töreni izlemek üzere Meclis'e geldi. Erdoğan'ı makam arabasından inişinde Seyyit Eyyüpoğlu karşıladı.
Hürriyet'te yer alan habere göre Erdoğan'ın Genel Kurul salonuna girişinde CHP, MHP ve HDP sıralarından hiçbir milletvekili alkışlamadı ve ayağa kalkmadı.
Baykal'ın Erdoğan'ı takdimi sırasında da sadece AKP'li milletvekilleri alkışladı.
Erdoğan bir süre durduktan sonra törenden ayrıldı.
Baykal kendisini "Geçici genel başkan" olarak tanıttı
Baykal konuşmasında Meclis’in kuruluşuna ilişkin bilgiler verdi uzlaşma, çoğulcu yapı, demokrasi, laiklik ve işbirliği vurgusu yaptı.
Baykal yanlışlıkla "Geçici genel başkanınız olarak ilk andı ben içiyorum" demesi üzerine Meclis Genel Kurulu'nda gülüşmeler oldu. Gülüşmeler üzerine Baykal yaptığı hatayı farkederek cümlesini "Geçici Meclis Başkanınız olarak ilk andı ben içiyorum" şeklinde düzeltti.
Baykal: “Çoğulcu yapı”
Açılış konuşmasından öne çıkan satırlar şöyle:
“Birbirini anlamak birbirine saygı göstermek zorunda olan insanlardan oluşan bir Meclis. Ancak el ele verirlerse ayağa kalkabilecek olan ancak kol kola girerlerse ilerleyebilecek olan insanlardan oluşan bir Meclis. Milletimizin takdiri böyle oldu. Şimdi bunu işletmek zorundayız.
* Fotoğraf: Aslı Aydıntaşbaş / Twitter HDP İstanbul milletvekili Filiz Kerestecioğlu'nun yakasında femina rozeti de yer aldı. |
"Demokrasi çeşitli güç merkezlerini kapsayan çoğulcu bir güç yapısının ortaya çıkışıyla ve herkesin birbirine ihtiyacı olduğunu kavramasıyla gerçekleşir.
"Demokrasi, kudret sahiplerinin lütfu değil mecburiyetidir. TBMM yeni bir demokrasi inşa etmenin çoğulcu alt yapı şartlarına sahiptir.
“Katılımcı demokrasi”
"Meclisin bu yapısını iktidar kullanmanın önünde bir engel gibi düşünmemeliyiz. Belki de tam tersine bu Meclis yapısı birbirimizi anlamanın birbirimize saygı göstermenin işbirliği yaparak katılımcı bir demokrasiyi hayata geçirmenin bir fırsatı olarak değerlendirilmelidir.
"Birbirinden farklı din inanç ve mezhep kimliklerine farklı etnik kimliklere sahip olmamız, bizi tek ve ortak bir milli siyasi kimlikte birleşip bütünleşmekten alıkoymamıştır, bundan sonra da alıkoymayacaktır.
"Laiklik"
"Din ve inanç özgürlüğü demokratik bir toplumda doğal olarak din ve inanç örgütlenmelerinin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Ama bu durum din ve inanç örgütlerinin sıcak siyaset ve bürokrasi alanlarında mevzilenmeleri sonucunu doğurmamalıdır.
"Türkiye de yaşanan acı olaylar ve çevremizdeki savaşlar çatışmalar bizi bir kere daha laikliğin önemini keşfetmek durumunda bırakmıştır. Aynı şekilde hukuku ve adaleti de siyaset dünyasının dışında tutma zorunluluğu bir başka temel noktamızdır. “ (BK)
* Fotoğraflar: AA