213 feminist ortak bir metinle Etyen Mahçupyan'a yanıt verdi. Feministler metinlerinin Agos'ta yayınlanmasını istediklerini, ancak Agos yayın kurulunun bunu reddettiğini de belirtiyor.
Feministlerin Agos'a ilk çağrısı
Agos yazarı da olan Sevan Nişanyan'ın eşi Müjde Nişanyan'ın üzerine kavanoza doldurduğu dışkıyı boşaltması üzerine, feministler bunu protesto etmiş ve Agos yönetiminin tavır almasını istemişlerdi.
Nişanyan'ın "sembolik jest"i
Nişanyan olayın duyulmasının ardından gösterdiği şiddetin "sembolik bir jest" olduğunu savunmuştu.
Mahçupyan'ın yazısı
Agos Yayın Yönetmeni Etyen Mahçupyan da gazetede yayınlanan "Feminizmin Bulanık Sularında" başlıklı yazısında adını vermeden Nişanyan'ın şiddetini "kabul edilmesi mümkün olmayan bir hareket" olarak nitelemiş, ancak "Bu yazar yazılarına devam edecek" demişti.
Mahçupyan yazısını "Agos olarak sahip olduğumuz düstur 'insan olan beri gelsin'den ibarettir. Geri kalan herkese uğurlar ola..." diye bitirmişti.
Agos editörü Ağan'ın istifası
Bunun üzerine gazetenin editörlerinden Nuran Ağan, Mahçupyan'ın bu yazıyla Agos'ta hiç kullanılmamış bir üslupla kadınları ve feministleri aşağıladığını, hakaret ettiğini, bu yazı üzerine "Mahçupyan ve Mayda Saris yönetimindeki Agos'la birlikte yürümesinin koşullarının ortadan kalktığını ve Agos İnternet servisindeki görevini bıraktığını" açıklamıştı.
Feministlerden Agos okurlarına duyuru
Feministler son metinleriyle kadına yönelik şiddetin kimlikler ötesi olduğunu vurguluyor ve "Biz aşağıda imzası olan feministler; şiddeti protesto etmek yerine her zaman ona bahaneler bulunarak feministlerin hedef tahtası haline getirilmesini ve kadınlara yönelik her türlü şiddeti bir kez daha protesto ettiğimizi öncelikle Agos okurlarına ve kamuoyuna duyuruyoruz" diyor.
Metnin tamamı şöyle:
Aşağıdaki metin öncelikle Agos'ta yayınlanmak üzere hazırlandı. Agos yayın kuruluyla bizzat görüşülerek metnin yayınlanması talep edildi. Ancak Agos yayın kurulu bu mesele ortaya çıktığından beri sürdürdüğü tek taraflı yayın çizgisinde ısrar ederek bu talebimizi reddetti.
Şiddet şiddettir.
Sopanın, copun ucuna taksanız da, dilinize dolasanız da, kavanoza koysanız da, bardak-tabak olarak ya da söz olarak fırlatsanız da, şiddet şiddettir, estetize edilemez, şu ya da bu kılıfla gizlenemez, şu ya da bu gerekçe şiddeti şiddet değilmiş gibi gösteremez! İki kişi arasında yaşansa da, sokakta herkesin gözü önünde olsa da öyledir!
Şiddet her yerde şiddettir!
Şehirde, köyde, dağda olması, farklılıklar taşıması onun şiddet olduğu gerçeğini değiştirmez.
Şiddet her yerde ve her kadına karşı şiddettir!
Kadının adının Güldünya olması, Merve olması, Rojin olması, Rita olması yaşadığı şiddeti farklılaştırmaz.
Çocuk her yerde çocuktur!
Adının ya da yaşadığı yerin farklılığı, kimin çocuğu olduğu, farklı korumalara tabi olacağı anlamına gelmez, bulunduğu her yerde, eşit olarak korunmalıdır.
Şiddet uygulayan erkek her zaman ve her yerde şiddet uygulayan erkektir!
Türk, Kürt, Ermeni, Rus, Alman olması erkeğin şiddet uygulayabileceği gerçeğini değiştirmez.
Biz feminist kadınlar, yıllardır her türlü ayrımcılığa karşı mücadele vermeye gayret ettik. Mücadelemiz kadınlar, çocuklar, erkekler, cinsel kimlikler, milliyetler arasında ayrım gözetmedi. Bunu yapmaya çalışanlara da her zaman karşı durduk.
Kadınlara yönelik şiddete ve tacize karşı bundan 26 yıl önce kampanyalar düzenledik .
Bedenimiz, emeğimiz, kimliğimiz bizim derken bütün kadınlardan söz ediyorduk, hâlâ da ediyoruz...
Çocukları "korumak" adına "özel hayattır, onlar duymasın" demek yerine, gelecekte onların da şiddet gören ya da uygulayan olmamaları için şiddet uygulayanlara karşı mücadele ettik.
Erkek egemenliğine karşı çıkarken egemenliğin bütün görünümleri ve onu yaşatan tek tek bütün erkeklerden söz ediyoruz; Ali'den ya da Sevan'dan değil!
Militarizme ve erkek egemenliğinin her türlü militarist görünümüne, sadece darbe tehditleri söz konusu olunca değil, her zaman karşı durduk, durmaya da devam edeceğiz.
Biz, Sevan Nişanyan'ın, dışkısını doldurduğu kavanozu karısının üzerine boşaltmasını kadına yönelik şiddetin en yaralayıcı biçimlerinden biri olarak protesto ettik. Bu yazar genel basının bir yazarı değil, çoğumuzun okuru da olduğu, bizim için herhangi bir gazete olmayan ve Türkiye'deki binlerce insan için, burada sıralamaya gerek duymadığımız özel ve ciddi anlamları olan Agos'un yazarı olduğu için yazılarını orada görmek istemediğimizi söyledik.
Ancak Agos'un Genel Yayın Yönetmeni Etyen Mahçupyan'dan bir dizi "Feminizm, Demokrasi ve Ahlak" dersleri geldi cevap olarak.
Bir de "... Bu yazar yazılarına devam edecek. Feminist oldukları için buna tahammülü olmayanlar bizle ilişkilerini kesebilirler, Agos olarak sahip olduğumuz düstur ‘insan olan beri gelsin'den ibarettir" sözleri...
Nuran Ağan, Etyen Mahçupyan'ın bu sözleri nedeniyle Agos'taki işinden ayrılan yol arkadaşımızdır.
Evet "insan olan beri gelsin" sayın Etyen Mahçupyan! Siz yakınınızdaki bir insanın (erkeğin) hayatını gayet iyi kollarken, sadece çok basit bir "Kınıyoruz" u yapmamak ve bize feminizm dersleri vermekle kalmadınız; uzun yıllardan beri Agos'ta çalışan bir insanın (kadının) ve çalışanın hayatını kollamayı da önemsemediniz.
Biz feminist kadınlar, erkek egemenliğinin her türlüsüne karşı çıkarken bizleri kolay ve kabul edilir bir hayatın beklemediğini çok iyi biliyoruz. Sözümüzün çarpıtılabileceğini, düşmanlık görebileceğimizi de çok iyi biliyoruz...
Bizim "Bulanık sularımız" da olabilir ancak dışkı dolu kavanozlarımız hiç olmadı!
"Sevan yalnızca Sevan değildir", evet, aynı zamanda bir erkektir. Bunda şaşılacak birşey yoktur. Ancak hiçbir erkeğin etnik kimliği ya da ünvanları, siyasal kimliği ya da apoletleri bizi onun uyguladığı şiddete karşı durmaktan alıkoyamaz.
Son olarak şunu da sormak isteriz: Agos sadece Etyen Mahçupyan mıdır? "Geri kalan herkese uğurlar ola" sözünü edebilmek onun için bu kadar kolay mıdır? Öyle değilse birilerinin bir özür borcu yok mudur?
Tekrar ediyoruz; şiddet şiddettir.
Biz aşağıda imzası olan feministler; şiddeti protesto etmek yerine her zaman ona bahaneler bulunarak feministlerin hedef tahtası haline getirilmesini ve kadınlara yönelik her türlü şiddeti bir kez daha protesto ettiğimizi öncelikle Agos okurlarına ve kamuoyuna duyuruyoruz.
Metni imzalayanlar:
Adile İzol, Özlem Türkmen, Alev Akçin, Alev Şahin, Amy Spangler, Anita Kazer, Aslı Deprem, Ayfer Bartu Candan, Ayla Nacak, Ayla Şeşan, Aylin Kılıç, Aylin Sayın, Aynur Gül Çoşkun, Aysel Kılıç, Ayşe Durukan, Ayşe Eyüboğlu, Ayşe Günaysu, Ayşe Korkmaz, Ayşe Panuş, Ayşe Tükürükçü, Ayşegül Devecioğlu, Ayşegül Kanat, Ayten Ağırdemir, Fatma Mefkure, Ayten Çelik, Deniz Bekdemir, Bahar Çelik, Banu Ornat, Banu Paker, Belkıs Ahi, Beril Eyüboğlu, Beyhan Demir, Bilge Günaydın, Bilge Sandıkçıoğlu, Bilge Tok, Bircan yorulmaz, Burcu Tezel, Canan Şenol, Candan Yıldız, Ceren Öztürk, Cihan Bilgen, Çiğdem Aydın, Çiğdem Hacısoftaoğlu, Çiğdem Kesik, Demet Tuna Aral, Deniz Elitaş, Deniz Öztürk, Derya Sak, Derya Uzunkala, Dicle Yılmaz, Didem Işın Mordeniz, Dilara Kızıldağ, Dilber Kartal, Dilber Koyun, Dilek Afife, Dilek Üzümcüler, Duygu Öz, Ebru Ağaoğlu, Ebru Sorgun, Ebru Yıldırım, Ece Kocabıçak, Elif Ceylan Özsoy, Emine Çiftçi, Emine Erel, Emine Kabadayı, Esra Baş, Esra Demir, Esra Koç, Esra Öztürk, Evren Kocabıçak, Eylem Ateş, Ezgi Sarıtaş, Fadik Biygetekin, Fatma Sundal, Fatma Tulum, Fatmagül kale, Fatoş Hacıvelioğlu, Feryal Saygılıgil, Filiz Karakuş, Filiz Kerestecioğlu, Funda Ekin, Füsun Özlen, Gamze Göker, Gökçe Kartaler, Gökçen Aksoy, Gönül Korkmaz, Gönül Morgül, Gözde Mutlucan, Gül Erdost, Gülen Metin, Güliz Sağlam, Güllühan Işık, Gülnur Acar Savran, Gülseren Pusatlıoğlu, Gülşin Ketenci, Güneş Çelik, Güneş Çelik, Güzel Güngördü, Hacer Ansal, Hale Bolak, Hale Tenger, Halide Edip Demir, Halime Güner, Hande Sert, Hanife Aliefendioğlu, Hanife Türkseven, Hasbiye Günaçtı, Havva Yildirim, Hayriye Ertekin, Hilal Esmer, Hülya Gülbahar, Hülya Osmanağaoğlu, Hülya Sur, Hülya Üstün, İdil Işıl Gül, İlkbahar Atılgan, İlknur Üstün, İpek İlkkaracan, İrem Karasüleymanoğlu, Jale Karabekir, L.Nilgün Aklar, Lale Bakırezer, Laleper Aytek, Latife Kahya, Leyla Nacak, Leyla Pervizat, Macide Şimşek, Mavi Neşe Gölcük, Melek Özman, Melek Ulagay Taylan, Meriç Eyüboğlu, Meryem Kavak, Meryem Koray, Mine Kılıç, Mine Özdamak, Minu İnkaya, Mukadder Cankoçak, Müge İplikçi, Müjgan Arpat, Müruvet Cin, Müruvet Yılmaz, Nahide Yaran, Nalan Özdemir, Nazik Işık, Necla Akgökçe, Neslihan Türkan, Nilgün Aktaş, Nimet Tanrıkulu, Nisan Kuyucu, Nuran Bayer, Nuray Akkol, Nuray Ergüneş, Nuray Önoğlu, Nurcan Epözdemir, Nursel Modan Şengur, Nuşin Tekin, Oya Coşkun, Özen Yurtoğlu, Özgül Dal, Özgün Akduran, Özgür Sevgi Göral, Pelin Vural, Perihan Meşeli, Pınar Selek, Pınar Taş, Rita Ender, Sakine Günel, Selda Tuncer, Selda Ustabaş, Selen Lermioglu Yilmaz, Selime Büyükgöze, Selin Çağatay, Sema Bayraktar Tur, Senem Donatan, Serap Güre, Sermin Sever, Sermin Tungay, Serra Akcan, Sevgi Binbir, Sevgi Kalan, Sevil Şerefhanoğlu, Sevinç Özipek, Sibel İnceoğlu, Sibel Uzun, Sonat Zelyut, Şahika Yüksel, Şakire Coşkun, Şebnem Korur Fincancı, Şemsa Özar, Şenay Taluğ, Şükran Şakir, Tuğçe Canpolat, Türküler Erdost, Ülker Preker, Ülkü Özakın, Ülkü Songül, Yağmur Sayın, Yaren Kutan, Yasemin Ahi, Yasemin Öz, Yasemin Özcan Kaya, Yasemin Temizarabacı, Yelda Yücel, Yildiz Ozturk Otkunc, Zehra Çınar, Zehra Kafkaslı, Zehra Şenaltındağ, Zelal Ayman, Zelal Yalçın, Zeynep Karadadaş, Zeynep Özdal, Zübeyde Atay, Zühre Kordon. (TK/EZÖ)