Narlı imam hatip öğrencilerinin "imam ya da hatip olmak değil, alacakları dini eğitimle Müslüman kimliklerini pekiştirmek; özel hayatlarını İslami öğretiler doğrultusunda düzenlemek amacıyla" imam hatip liselerini tercih ettiklerini belirtti.
* Çocuklarını imam hatip liselerine gönderen aileler, modern eğitimle birlikte dini değerleri de önemsiyorlar. İmam hatip öğrencileri, düz liselerde dini eğitim alamayacaklarına, dini kimliklerinin eksik kalacağına inanıyorlar.
* İmam hatip öğrencileri, sanayici, girişimci, beyaz yakalı bir profesyonel çalışan olmakla birlikte, özel hayatlarını, aile hayatlarını mümkün olduğunca İslami öğretilere göre düzenlemek istiyorlar.
"AKP için çok önemli test"
1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) açıklamalarının ardından imam hatiplere yönelik ilginin azaldığını hatırlatan Narlı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) iktidarıyla birlikte bu okulların öğrenci sayısında da artış yaşandığını söyledi.
"AKP'nin iktidara gelmesi, imam hatip mezunlarının üniversitede kendi dalları dışında eğitim görme beklentilerini artırdı. İmam hatiplerin durumu, pek çok aile için önemli bir siyasi mesele" diyen Narlı, imam hatip öğrenci ve mezunlarının aileleriyle birlikte önemli bir seçmen kitlesini temsil ettiklerine dikkat çekti.
"Pek çok aile, AKP'ye oy verirken imam hatiplerin 'önünün açılmasını' istediler" diyen Narlı, bundan sonra iki farklı senaryonun gündeme gelebileceğini söyledi, yaşanacak süreci "AKP için çok önemli bir test" olarak nitelendirdi:
* Birinci senaryo, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tasarıyı veto eder, Tasarı Meclis'e geri döner, AKP de olayı soğumaya bırakıp Meclis'te tekrar tartışmaz.
* İkincisi, Cumhurbaşkanının vetosunun ardından AKP tasarıyı yeniden Meclis'ten geçirir. Bu biraz da AKP'nin İslamcı tabanından gelecek baskıya bağlı. Geniş AKP koalisyonu içinde, İslamcı tabanı temsil edenler de var.
Türkiye Cumhuriyeti'nde "tarihi" faktörler
Gelişmeleri "Tanzimat'tan sonra Osmanlı İmparatorluğu döneminde yaşanan medrese-mektep ikilemine benzeten Narlı, 18. yüzyılın sonlarına doğru, Osmanlı'nın orduda reforma giderek teknik askeri okulları kurduğunu hatırlattı:
"Bu okullardaki yeniliklere ulema tepki gösterdi; medreselerdeki öğrencilerin sayısının azalmasından şikayetçi oldu. O zaman ulema, öğrenciler mektebe değil, medreseye gelsin, dinini öğrensin diyordu. Bugünün ulemaları ise, öğrenciler imam hatiplere gelsin, hem teknik öğrensin, dinden de vazgeçmesin diyorlar."
Narlı, bugünün ulemalarını ise, tarikat üyeleri, şeyhleri ve cemaatler olarak nitelendirdi.
Narlı, İmam hatiplerin bütçesini Milli Eğitim Bakanlığı'ndan aldığını, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının vergileriyle eğitim verdiğini hatırlattı.
Laiklik ilkesi çerçevesinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bir devlet kurumu olmaktan çıkartılması gerektiğini savunan Narlı, tarihi faktörlerin Türkiye Cumhuriyeti üzerindeki etkisine dikkat çekti:
"Osmanlı'da da Şeyhülislamlık özerk bir kurum değildi. Türkiye devletinin örgütlenmesinde de yine dini kurumlar, devlet kurumlarının parçası oldular." (BB/YS)