Malatya’da 6 Şubat 2023 depremlerinin ardından kurulan konteynerlerde eğitim-öğretim hayatını sürdüren öğrenciler 21 metrekarelik bir alanda hem yemek yemek, uyumak, duş almak hem de sınavlara hazırlanmak zorundalar.
Çoğu zaman bir masa bile bulamayan bu çocuklar evde kalan akranlarıyla aynı sınavlara tabi tutuluyor. Konteynerin darlığına bir de sık sık elektrik kesintileri, internet sorunları ve konteynerlerin yazın aşırı sıcak, kışın ise aşırı soğukluğu eklenince durum daha da zorlaşıyor.
Eğitim İş Sendikası Malatya Şube Başkanı Hüseyin Kara, 6 Şubat depremlerinde Malatya’da eğitimin nasıl etkilendiğini ve konteynerde kalan öğrencilerin durumunu anlattı.
Malatya’da eğitimde sorunların azalmak yerine katlanarak arttığını söyleyen Kara, ağır hasar alan ve yıkılan okul binalarının yerine henüz yenilerinin yapılmadığını söyledi:
"Depremden sonra yıkılıp da yapılan binamız yok. 108 okulumuz başka okulların bünyesinde eğitim-öğretim görüyor. Bazı binalarda 3 okul var. Bir binada 3 ayrı okul eğitim-öğretim faaliyeti sürdürüyorken öğrenci, öğretmen ve idare ayrı ayrı sıkıntılar yaşıyor. Dersler ortaokullarda 35 dakika, liselerde 30 dakika bu birleştirilmiş okullarda.
180 iş gününüze vurduğunuzda bu bir dezavantaj. Aynı sınava girecek öğrencilerin ders sürelerindeki kısalmaları hesap etmek zor değil. Bu öğrencilerimizin birçoğu konteynerlerde kalıyorlar. Birden fazla kardeşi varsa, anne-baba, büyük anne-baba varsa o ortamda çocuğun ders çalışması mümkün değil. Zaten diğer zaruri ihtiyaçlarını yerine getirmesi zorken ders çalışmak adeta imkânsız hale geliyor."
Kara, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve belediyelere konteyner kentlerde yaz ve kış koşulları sağlanmış etüt salonlarının yapılması çağrısında bulundu.
1 kedi 3 birey ve 21 metrelik boş oda
Depremin ardından Güzelbahçe Konteyner Kent’te kardeşi, babası ve kedisiyle yaşamaya başlayan İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler Bölümü ve Reklamcılık Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans öğrencisi olan Yusuf Durdu, tez yazım sürecini anlattı.
Depremle beraber yaşamının tamamen değiştiğini söyleyen Durdu, evinde bir odasının olmasının aslında lükse kaçtığını söyledi.
Babası, kardeşi ve kedisiyle 1 buçuk yılı aşkın süredir konteynerde yaşam mücadelesi verdiğini ifade eden Durdu, bu daracık alanda tezini tamamlayarak doktoraya hazırlandığını aktardı. Durdu, konteynerde tez yazım sürecini ve yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Depremin ardından bir süre akrabalarımızdan kaldıktan sonra konteynerde yaşamaya başladım. Babam, kardeşim ve kedimle 21 metrenin içinde yeni bir hayata başladık. Konteynerimizde bölme yok, sadece boş bir oda, o kadar. Diğer konteyner kentlerde AFAD her türlü yardımı yaptı. Onlar kullanıma hazırken biz boş bir konteyneri sıfırdan doldurduk. Evimiz ağır hasarlı olduğu için eşya tahliyesi yapamadık. Ben sadece çamaşır sepetinde kitaplarımın bir kısmını alabildim."
Ağır hasarlı evinden masa, sandalye, kitap, kitaplık gibi bir öğrencinin en temel gereksinimleri olan malzemeleri alamadan çıktığını ifade eden Durdu, konteyner kentte internet alt yapısının olmadığı için de her ay cebinden 1500 liralık taşınabilir modem almak durumunda kaldığını söyledi.
"Ders çalışmak için herkesin uyumasını bekliyorum"
Tezi için ilk başvurduğu internet mecrasının elinde olmayışını ve zorluklarını Durdu, şu sözlerle anlattı:
“Malatya’nın merkezinde kurulu olan bu konteyner kentte internet altyapısı yok. Buradaki tek öğrenci ben değilim. Geçen sürede kendi internetimi kendim aldım. Ayda 1500-2000 TL arasında fatura ödüyorum. İmkânı olmayan bir sürü öğrenci var burada ve hepsi mağdur. Şimdi tezimi tamamlamaya çalışıyorum, imkansızlıklardan dolayı zaman da kaybettim.
Konteynerde çalışmak ortak alan olduğu için ayrı bir zor. Sadece benim alanım değil, insanlara sürekli sessiz olun diyemem. Tez yazıyorsunuz, hata yapma payınız yok. Orada gireceğiniz yanlış bir veri, bütün çalışmayı etkileyebilir. Sessiz bir ortam gerekiyor ama bu konteynerde mümkün değil. O yüzden gece yarılarını çalışmak için tercih ediyorum. İnsanlar uyuduğu zaman ben derslerime başlıyorum.”
"Eğitim kalitesi düştü"
Özel bir eğitim kurumunda Matematik Öğretmeni olan Kasım Şimşek ise depremin ardından birçok öğrencisinin ailesiyle kenti terk ettiğini söyledi. Kalan öğrencilerinin de bir kısmının konteynerden yaşadığını söyleyen Şimşek, sınavlarda başarının düştüğüne dikkat çekti.
Özellikle kalabalık ailesi olanların konteynerde ders çalışamadığını ifade eden Şimşek, "Depremin Malatya’da etkilemediği şey kalmadı. Bende bir süre konteynerde kaldım, o yüzden zorluğunu iyi biliyorum. Evde her odanın ayrı bir fonksiyonu varken şimdi 21 metre her şey oldu. Düşünün, oturma odasından yatak odasına; mutfaktan lavabo, balkona her şey 21 metrenin içi. Durum böyle olunca ders çalışmak için ayrı bir ortam mümkün olmuyor. Dolayısıyla biz bu öğrencilerden başarı bekleyemiyoruz. Tek sorun tabi konteynerin darlığı da değil. Çocuklar birçok ödevini internet üzerinden yapmak durumunda kalabiliyorlar. Elektrik kesintileri ve internetin olmayışı da zorlaşan koşulların tuzu biberi oluyor" diye konuştu.
(BAŞ/HA)