Türkiye’nin en kısa süre yürürlükte kalan Anayasası olan 1921 Anayasası, 100. Yılında yeniden konuşulmaya başlandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başlattığı yeni Anayasa tartışması sonrasında sık sık gündeme gelen 21 Anayasasının ne anlama geldiğini, bugünkü durumla kıyaslanıp kıyaslanamayacağını ve Anayasa gündeminin olası sonuçlarını Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Demirhan Burak Çelik ile konuştuk.
2012 yılındaki, Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda uzman olarak yeni Anayasa hazırlık çalışmalarına da katılmış olan Çelik, mevcut iktidarın yeni Anayasa ile amaçladığının, 16 Nisan 2017’deki referandumla başlatılanı devam ettirmek olduğu görüşünde.
“Yeniden Kuruluş Anayasası” diye tanımlanan ancak henüz bir taslağı açıklanmayan yeni Anayasa’yla planlananın, 16 Nisan’daki değişiklik gibi yine haklar ve özgürlüklerin yerine otoriteyi önceleyecek bir düzenleme olabileceğini ifade etti ve şu anda bir Anayasa yapmak için gerekli ortamın mevcut olmadığını dile getirdi.
TIKLAYIN - Erdoğan: Anayasa hep karşımıza çıktı
“Yeniden kuruluş” dördüncü cumhuriyet mi?
Doç. Dr. Çelik, 1921 Anayasasının bugün neden gündeme gelmiş olabileceğine dair sorumuzu, Anayasa’nın niteliklerinden ve farklı görüşlerle kurduğu bağdan yola çıkarak anlattı:
“Yeni bir Anayasa yapmak Anayasa hukukunda çoğu zaman yeni bir devlet kurmakla eşdeğer olabiliyor. 21 ve 24 de kuruluş dönemi Anayasalarıdır. 61 ve 82 ise darbeler sonrası yazıldıklarından bir anlamda yeniden kuruluş anayasaları sayılabilirler.
“Hatta 61 Anayasası sonrasındaki literatürde 61-82 arasındaki dönemden ikinci cumhuriyet diye bahsedilirdi. Şimdiki de dördüncü cumhuriyet mi, yoksa yeniden başka bir şey mi…”
“Abdülhamit’in bile sahip olmadığı yetkileri var”
İktidarın söyleminde sık sık tarihten referans verdiğini ifade eden Doç. Dr. Çelik, bunu söylemlerinde araçsallaştırarak da kullandıklarını belirtti:
“16 Nisan 2017 değişikliğinde de, kendileri öyle adlandırmak istemeseler de ‘başkanlık sisteminin’ yozlaştırılmış hali olan cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini getirirken 24 Anayasasına referans vermişlerdi. 24 Anayasasındakine bezer bir model getiriyoruz, dediler. Tabii alakası yoktu…
“Her seferinde daha geriye gidildi, şimdi 1876’ya gitme eğilimindeyiz. Hatta 16 Nisan’da Abdülhamit’in bile sahip olmadığı yetkiler verildi cumhurbaşkanına.”
“Dertlerinin demokratik Anayasa olmadığı açık”
Burak Çelik, şu anda bir Anayasa yapmanın ortamının olmadığını söyledi ve “Türkiye’nin demokrasiden uzaklaştığını yaşayarak görüyoruz, sadece biz değil dünyadaki saygın kuruluşların demokrasi endekslerinde de Türkiye artık demokrasiler arasında sayılmayan, yarı demokrasi kategorisine inmiş bir ülke” diye konuştu.
“Demokrasiye geçiş için bir Anayasa yapmak elbette uygun olacaktır ama bunu dile getirenlerin böyle bir derdi olmadığı açık.”
21 Anayasının ne özelliği ve önemi var?
Peki, neden özellikle 21 Anayasası referans veriliyor? Çelik, bu Anayasanın farkını şöyle açıkladı:
“21 Anayasası 3,5 yıl kadar yürürlükte kaldı, Türkiye tarihinin en kısa yürürlükte kalmış Anayasası. Ama getirdiği ilkelerden ötürü siyasal anlamda hep güncelliğini korumuş bir Anayasa.
“Kürt hareketi yerinden yönetime verdiği önemden dolayı sahiplenir, Anayasanın 14 maddesi özerk yönetime ayrılmış durumdadır.
"Sol Kemalist kesim halkçılık vurgusundan dolayı sahiplenir.
"Milliyetçi muhafazakarlar da milliyetçilik açısından sahiplenir.
“Şimdi son açıklamalarında, ‘yeniden kuruluş Anayasasını milletimizle birlikte yapacağız’ dediler. Tam 100. Yıla denk gelmişken öyle görünüyor ki, aslında 21 anayasasının halkçılığından farklı olarak ve sadece Türkiye’ye de özgü olmayan, Orta Avrupa, Macaristan, ABD, Brezilya’yla tartışılan popülizm kavramı çerçevesinde bir popülist Anayasacılık sözkonusu.”
“21 değil 82 Anayasasına benzeyebilir”
Demirhan Burak Çelik, yeni Anayasa’nın olası amaçlarına dair de şu yorumu yaptı:
“Anayasa kavramını ve Anayasal ilkeleri suiistimal ederek 16 Nisan’ı daha ileri götürme amacı taşıyor olabilirler. MHP Lideri Bahçeli de İstanbul seçimi döneminde, yerel yönetim düzenini yeni hükümet sistemiyle uyumlu hale getirmekten bahsetti.
“21 Anayasasına gönderme yaparken aslında 21 Anayasası ruhuna tamamen aykırı bir çizginin, yerel yönetimlerin iyice boğulacağı, güvenlik vurgusunu ön plana alacak, 82 Anayasası gibi özgürlüğe değil otoriteye ağırlık veren, 16 Nisan’daki gibi haklar ve özgürlükler yerine otoriteyi önceleyen bir düzenleme planlanıyor olabilir.”
Yeni anayasanın ön şartı nedir?
Bunlar bir yana Türkiye’nin yeni Anayasa ihtiyacının olduğunu ifade eden Çelik, “16 Nisan’dan geriye dönmeye ihtiyaç olduğu da kesin” diye devam etti:
“Türkiye’de 2017 değişikliğinden geriye dönmeden 21 Anayasasının ruhuna yaklaşmak veya demokratik bir anayasa yapmak mümkün değil.
“Yeni Anayasayı da sadece muhalefet yapmayacak. Örneğin 61 Anayasası kağıt üstünde çok güzel bir Anayasaydı ama toplumun yarıya yakının dışlıyordu. Çok iyi tasarlanmış şeyler her zaman çok iyi sonuç vermeyebiliyor.
“Yeni bir Anayasa uzlaşmayla yapılmalı, tüm muhalefetin yanı sıra AKP, MHP’nin bir araya gelerek yapacğı bir Anayasa’ya Türkiye’nin ihtiyacı var. Ama birilerinin canı istedi diye ‘hodri meydan milletimizle Anayasa yapıyoruz’ denmesinin koşulları yok.
“Yeni anayasanın ön şartı, kırmızı çizgiler olmaksızın masaya oturmak. Ama daha da öncesinde bir vizyon değişikliği gerekli. İkincisi de yol temizliği gerekli. Bu şekilde demokratik, katılımcı, çoğulcu bir tartışma ortamı yaratılmalı.
“Oysa bugünkü değişiklikler uzlaşmayla değil dayatmayla yapıldı. Toplumun tüm kesimlerini kucaklayan demokratik, çağdaş bir Anayasa için önce tüm kesimlerin konuşacağı, sesini duyurabileceği bir ortam yaratmak gerekli.
“Yani ön koşul, demokratik bir ortamın tesis edilmesi, hukukun tanınması. AİHM kararlarının uygulanması tartışma konusu bile olmamalı. Şu anda Anayasa’daki en temel haklar bile tartışmaya açıldı, basit hukukun gerisine düşmüş durumdayız. Öncelikle hukuk tanınmalı. Yeni Anayasa ancak böyle bir ortamda mümkün olur.”
Doç. Dr. Demirhan Burak Çelik sözlerini, “Türkiye bunu yapacak, karamsar değilim. Hep birlikte bu hedefe ulaşacağız. Elbet bir gün yeni Anayasaya kavuşacağız, umutsuz değilim ama bu dayatmayla olmayacak. Bütün aktörlerin katılımıyla olacak” diye sonlandırdı.
Demirhan Burak Çelik hakkında
Doç. Dr., Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi, Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu. Ankara Barosu'ndaki avukatlık stajının ardından Ankara Üniversitesi'nde siyaset bilimi alanında yüksek lisans (2003), Galatasaray Üniversitesi'nde kamu hukuku alanında doktora yaptı (2011).
2006 yılından beri görev yaptığı Galatasaray Üniversitesi'nde İnsan Hakları Hukuku Yüksek Lisans Programı koordinatörlüğünü yürütüyor. Ekonomi Hukuku Yüksek Lisans Programında da ders veriyor.
Anayasa hukuku alanında yayımlanmış üç kitabının yanında, başta anayasa ve insan hakları hukuku olmak üzere kamu hukukunun çeşitli dallarında yayımlanmış çok sayıda makale ve bildirisi bulunuyor. (AS)